Abdullah Kaya: "Silivri Cemevi, Aile Şirketine Döndü!"
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı eski Şube Başkanı Abdullah Kaya’ya Silivri Cemevi’nde geride bırakılan kongre sürecinden başlayarak mevcut Başkan Süheyl Kırkıcı’nın hizmet anlayışı ve yönetimi ile bir türlü tamamlanamayan Cemevi yapımıyla alakalı sorular yönelttik. “Silivri Cemevi’nde yönetim siyasete göre oluşturuldu. Ali Kalender var, hanımı yönetimde yedekte. Yaşar Gören meclis üyeliğini düşünüyor ya arkadaş, kendisi esas yönetimde, hanımı yedekte. Bir Etem Kalmış, hanımını koymamış. Etem de siyaseti düşünüyor. Süheyl zaten orayı bırakmıyor, belediye başkan adaylığına oynuyor. Siyaseti düşünenler şu anda yönetimde. Hani bunlar istifa edip meclis üyesi olacaklar ya… Belki de etmeyecekler Süheyl gibi devam edecekler ama yedekte garantiye almışlar ki, biz bırakırsak eşlerimiz devam etsin demişler, babalarının şirketi ya… AK Parti camilerde siyaset yapıyor diye kızıyorlar, CHP’de burada Cemevi’nde yapıyor. Bunlar doğru şeyler değil” diyen Kaya, “Cemevi’ni siyaset için bitirmiyorlar. Seçimden seçime kullanıyorlar. Seçim dönemi gelince yine ‘bitireceğiz’ diyecekler” şeklinde konuştu.
Editör: Yaz Dostum
25 Ekim 2021 - 19:55 - Güncelleme: 26 Ekim 2021 - 00:18
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı eski Şube Başkanı Abdullah Kaya ile Silivri Cemevi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Silivri Cemevi’nin dününe ve bugününe hakim olan anlayışı sorduğumuz Kaya; mevcut Başkan aynı zamanda CHP Silivri Belediye Meclis Üyesi olan Süheyl Kırkıcı’nın Silivri Cemevi’ni siyasi menfaatleri doğrultusunda kullandığını söyledi.
2017 yılında Başkanlık görevini üstlenen 2018’in Eylül’ünde Silivri Cemevi’ndeki görevi sona eren Abdullah Kaya, “Çok uğraştılar ama benim bir kuruş açığımı bulamadılar. Kimseyle kişisel bir husumetim yok, benim tek derdim orayı siyaset için kullanmamaları” dedi.
Söyleşiyi aynen bilgilerinize sunuyoruz;
“SÜHEYL EFENDİ KORKUSUNDAN KONGRE ÖNCESİ TOPLANTI YAPMADI”
Hazal BAŞARAN: Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı / Silivri Cemevi nasıl bir kongre dönemini geride bıraktı?
Abdullah KAYA: O kongre benim gözümde yok hükmündedir. Kongreden bir hafta önce toplantı yapılmasını talep ettim ama Süheyl efendi korkusundan buna müsaade etmedi. Gerçekleri konuşacaktım engellendi. Bana “militan” diyorlarmış. Ne militanı? Militan nedir? Kime kurşun sıkmışız? Vatana mı ihanet etmişiz? Bizden çok vatanını seven mi var? Konuşanı sevmezler. Doğruyu söyleyeni istemezler.
“BABALARININ ŞİRKETİ GİBİ YÖNETİME KENDİ ADAMLARINI YERLEŞTİRMİŞLER”
Hazal BAŞARAN: Peki mevcut Başkan Süheyl Kırkıcı’nın hizmet anlayışını ve yönetimini nasıl yorumluyorsunuz?
Abdullah KAYA: Siyasete göre oluşturulmuş bir yönetim var. Nasıl siyasete göre? Ali Kalender var, hanımı Gülşen Kalender yönetimde yedekte. Yaşar Gören meclis üyeliğini düşünüyor ya arkadaş, kendisi esas yönetimde, hanımı Hacer Gören yedekte. Bir Etem Kalmış hanımını koymamış. O da kendi listede. Etem de siyaseti düşünüyor. Siyaseti düşünenler şu anda yönetimde. Yedeklere de kendi adamlarını koymuşlar, hani bunlar istifa edip meclis üyesi olacaklar ya… Belki de etmeyecekler Süheyl gibi devam edecekler, o da var yani… Ama yedekte garantiye almışlar ki, biz bırakırsak eşlerimiz devam etsin demişler, babalarının şirketi ya… Yönetim aile şirketine dönmüş!
“MECLİS ÜYESİNİN CEMEVİ’NDE İŞİ NE?”
Süheyl burayı siyasi çıkarları için kullanıyor. Emekli olan meclis üyesi duydunuz mu? Bu 3’ncü dönemi. Hadi ol da düzgünce ol. Niye orayı kullanıyorsun? Sen meclis üyesisin ne işin var Cemevinde? Siz AK Parti’ye camilerde siyaset yapıyor diye kızıyorsunuz, CHP’de burada Cemevinde yapıyor! Bunlar doğru şeyler değil. Benim zamanımda konuşamadılar, konuşturmadım. “Siyaseti partilerde yapacaksınız, burası siyaset yeri değil” dedim. Ben böyle konuştuğumda zorlarına gidiyor. Çok uğraştılar ama benim bir kuruş açığımı bulamadılar.
“FAŞİSTÇE BİR YAKLAŞIMLA BANA ÜYE LİSTESİNİ VERMEDİLER”
Hazal BAŞARAN: Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez’in, Silivri Cemevi yönetimi ile olan diyaloğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Abdullah KAYA: Açık ve net söyleyeyim arada çıkar ilişkisi var. Seçime gireceğimi düşünerek bana üye listesini vermedi. Kongrede açıkça destek verdiğim Ercan Geçmez bana, “Süheyl beyden alın” dedi. “Süheyl vermiyor, faşistsiniz!” dedim. O vermese de ben listeyi Genel Merkezdeki arkadaşımdan aldım. Benim tek derdim orayı siyaset için kullanmamaları…
“BİZ HERKESE EŞİT DAVRANIRDIK, ŞİMDİ AYRIMCILIK VAR”
Hazal BAŞARAN: Sizin döneminizde nasıl bir Cemevi vardı, şimdi nasıl bir anlayış hakim?
Abdullah KAYA: Bizim dönemimizde orası sadece ibadet mekanı olarak kullanılan bir yerdi, cemlerimizi yapıyorduk, böyle değildi. Kendi arkadaşlarımı çağırmıyordum ben! Üyelerimize mesajla bildiriyordum. Bunlar gibi WhatsApp grubu kurmadım. Kendi arkadaşlarımı gruba alıp, diğerlerini dışlamadım. Benim eski ekipten kimse yok. Bunlar insanları dışladılar. Şimdi orayı ne yaptılar? Onun adamı, bunun adamı, böldüler!
“CEMEVİ’Nİ ALEVİ OLMAYAN ARKADAŞIMIZ YÖNETİYOR”
Beni de bu gruba almışlardı ama çıkardılar. Niye çıkarıldım, anlatayım. Muharrem Ayında rakı içilir mi? Muharrem ayı bizim matem ayımızdır, içilmez. Ama maalesef üstüne bunu bir de sosyal medyadan paylaşmış. Bunu yapan Yaşar. Bizim Aleviliğimizi sorgulayan Yaşar. İşte ben buna karşı çıktım. Bunlar bedel mi ödedi? Ben inancım için Gazi Olaylarında bedel ödedim. Ama şu anda Cemevi’ni, Alevi olmayan arkadaşımız yönetiyor. Yanlış anlaşılmasın benim bütün insanlığa saygım vardır ama konu Cemevi ve durum işte böyle, saçma yani.
“YAPTIKLARI DOĞRU DEĞİL”
Benim Süheyl ile kişisel hiçbir husumetim yok sadece Cemeviyle ilgili tartışıyorum onunla. Yaptıklarının doğru olmadığını söylüyorum. Solcuyum diyor ya, ben onun yüzüne “Sen solcu değil faşistsin!” dedim.
“CEMEVİ’Nİ SEÇİMDE KULLANACAKLAR”
Bunlar seçimde orayı kullanacaklar. Yaşar Gören meclis üyeliği istiyor. Süheyl zaten orayı bırakmıyor, belediye başkan adaylığına oynuyor. Ethem de büyük ihtimal meclis üyeliğine talip olacak. Ali Kalender’i bilmiyorum. Siyaseti elbette yapabilirler ama Cemevi bunun yeri değil. Kimse Cemevi’ni siyaset için basamak olarak kullanmamalı. Benim itirazım Silivri Cemevi’nin, CHP’nin seçim irtibat bürosuna döndürülmesinedir.
“AK PARTİLİLER CEMEVİ’Nİ KOMPLE BİTİRMEK İSTEDİ AMA BEN BUNA İZİN VERMEDİM”
Hazal BAŞARAN: Öncesinde bize Başkanlık görevi döneminizde Silivri Cemevi inşaatının bitirilmesi maksadıyla zaten halihazırda böyle bir talebiniz yokken “AK Partİlilere yaptıramazsın” diye bir tepkiyle karşılaştığınızdan bahsetmiştiniz. Biraz açar mısınız bu konuyu, nasıl oldu?
Abdullah KAYA: O dönem Özcan Işıklar, yerel bir gazetede, “Cemevinde çalışmalar devam ediyor, çevre düzenlemesi yapılıyor, elimizden geleni yapacağız” diye açıklama yapmış. Halbuki inşaatta bir tane adam yok, ne çevre düzenlemesi! Bunun üzerine bende hemen medya mensubu bir arkadaşımızla görüşerek, geçtim kamera karşısına ve durumun yazıldığı gibi olmadığını ifade ettim. Özcan Işıklar çıldırdı tabi ama ben doğru neyse onu konuştum. O dönem AK Parti’den bazı teşkilat mensupları geldiler, çayımızı içtiler. Silivri Cemevi inşaatını komple bitirmek istediklerini söylediler. Ben kabul etmedim. “Öyle bir şey yok, burası o zaman Alevilerin Cemevi olmaz. Gelirsiniz buraya, sizin dediklerinizi yapmak zorunda kalırız. Kusura bakmayın, size yaptırmam” dedim. Böyle bir şeye en başından izin vermedim.
“BEN BÖYLE BİR ŞEYİ ZATEN KABUL ETMEZKEN -YAPTIRAMAZSIN- DİYE TEPKİ GÖRDÜM”
Başkan Süheyl Kırkıcı ve beraberindeki bazı arkadaşlar, “Sen AK Parti’ye orayı yaptıramazsın” diye çıkıştılar. Ben zaten bırakın yaptırmayı bunu aklımdan dahi geçirmemiştim.
“SİLİVRİ’NİN HIZLI SOLCUSU, CEMEVİ’Nİ MHP’LİLERE YAPTIRDI!”
Hazal BAŞARAN: Ama aynı Süheyl Kırkıcı, bu dönem MHP’li Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’a Silivri Cemevi’nin dış cephe mantolama işini yaptırdı…
Abdullah KAYA: Ben o dönem eleştirimi yaptım. “Bana izin vermiyordun Silivri’nin hızlı solcusu” diye girdim, “Şimdi siz MHP’lilere yaptırıyorsunuz” dedim.
Özcan Işıklar’la benim kişisel hiçbir sorunum yok, ben Cemevi için mücadele ediyorum. Özcan Işıklar’la 24 saat beraber olan Süheyl Işıklar. Adam kendisini 3 dönemdir Meclis Üyesi gösteriyor. Sen önce adama teşekkür ediyorsun sonra eleştiriyorsun ardından Volkan Yılmaz’a teşekkür ediyorsun!
“SÜHEYL EFENDİ, CEMEVİ’NE BİR KAMERA SİSTEMİ KURAMADI”
Mantolama işinin yanında bir de kamera sistemi kurdurmuş. Ben kabul etmezdim. Süheyl efendi, Allah daha çok versin belki 20-30 trilyon paran var. Bir kamerayı alamıyor musunuz? Bana “işçi” dediler, “bunda para yok yönetemez” dediler. İşte iki dönemdir “paralı” birini getirdiniz. Gelinen nokta bu. Silivri Cemevi niye bitmedi? Ben şimdiye bitirmiştim.
“SİYASET İÇİN BİTİRMİYORLAR”
Hazal BAŞARAN: Silivri Cemevi inşaatı bunca zamandır neden bitmiyor sizce?
Abdullah KAYA: Siyaset için bitirmiyorlar. Seçimden seçime kullanıyorlar. Seçimi bekliyorlar. Seçim dönemi gelince yine “bitireceğiz” diyecekler.
Ek binayı yaparken biz kendi aramızda para toplamıştık. Orayı cebimizden toplayıp yaptık. Cemevi aynı zamanda aşevidir, biz bunun projesi üstünde çalışıyorduk, garibanlar gelsin karnını doyursun diye. O sıra bütün imkanlarını kullanarak beni indirdiler işte.
“BİZ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMIŞTIK”
Bunlar bizden önce gitmiş Cemevi’nin bağışçısı Ali Şahna’dan para istemişler. “Sen parayı bize ver, biz yaptırırız” demişler adama. O zaman Ali Şahna para felan vermiyor, sadece temel için demir imkanı sağlıyor. Sonrasında biz gittik, “Yanlış bir durum olmuş, senden para istemişler, biz para falan istemiyoruz” dedik. Adam bir durdu öylece, şaşırdı. “Malzeme alınacaksa parasını sen ver, işçinin ücreti verilecekse parasını sen ver, biz sana sadece yönetim olarak gerekli müsaadeyi verelim, sen burayı yap” dedik. “Siz şimdi benden para istemiyor musunuz?” diye sordu. “Biz para mara istemiyoruz sadece Cemevi’nin yapılmasını istiyoruz” dedik. Özellikle söyledim, “Kimseye bir lira para vermiyorsun” dedim. Nitekim malzeme alımında beraber gittik, kendisi aldı, kendisi ödedi. Görevimiz sona erdiğinde kasada para bırakarak çekildik. Biz şeffaf ve samimi bir şekilde çalıştık…
2017 yılında Başkanlık görevini üstlenen 2018’in Eylül’ünde Silivri Cemevi’ndeki görevi sona eren Abdullah Kaya, “Çok uğraştılar ama benim bir kuruş açığımı bulamadılar. Kimseyle kişisel bir husumetim yok, benim tek derdim orayı siyaset için kullanmamaları” dedi.
Söyleşiyi aynen bilgilerinize sunuyoruz;
“SÜHEYL EFENDİ KORKUSUNDAN KONGRE ÖNCESİ TOPLANTI YAPMADI”
Hazal BAŞARAN: Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı / Silivri Cemevi nasıl bir kongre dönemini geride bıraktı?
Abdullah KAYA: O kongre benim gözümde yok hükmündedir. Kongreden bir hafta önce toplantı yapılmasını talep ettim ama Süheyl efendi korkusundan buna müsaade etmedi. Gerçekleri konuşacaktım engellendi. Bana “militan” diyorlarmış. Ne militanı? Militan nedir? Kime kurşun sıkmışız? Vatana mı ihanet etmişiz? Bizden çok vatanını seven mi var? Konuşanı sevmezler. Doğruyu söyleyeni istemezler.
“BABALARININ ŞİRKETİ GİBİ YÖNETİME KENDİ ADAMLARINI YERLEŞTİRMİŞLER”
Hazal BAŞARAN: Peki mevcut Başkan Süheyl Kırkıcı’nın hizmet anlayışını ve yönetimini nasıl yorumluyorsunuz?
Abdullah KAYA: Siyasete göre oluşturulmuş bir yönetim var. Nasıl siyasete göre? Ali Kalender var, hanımı Gülşen Kalender yönetimde yedekte. Yaşar Gören meclis üyeliğini düşünüyor ya arkadaş, kendisi esas yönetimde, hanımı Hacer Gören yedekte. Bir Etem Kalmış hanımını koymamış. O da kendi listede. Etem de siyaseti düşünüyor. Siyaseti düşünenler şu anda yönetimde. Yedeklere de kendi adamlarını koymuşlar, hani bunlar istifa edip meclis üyesi olacaklar ya… Belki de etmeyecekler Süheyl gibi devam edecekler, o da var yani… Ama yedekte garantiye almışlar ki, biz bırakırsak eşlerimiz devam etsin demişler, babalarının şirketi ya… Yönetim aile şirketine dönmüş!
“MECLİS ÜYESİNİN CEMEVİ’NDE İŞİ NE?”
Süheyl burayı siyasi çıkarları için kullanıyor. Emekli olan meclis üyesi duydunuz mu? Bu 3’ncü dönemi. Hadi ol da düzgünce ol. Niye orayı kullanıyorsun? Sen meclis üyesisin ne işin var Cemevinde? Siz AK Parti’ye camilerde siyaset yapıyor diye kızıyorsunuz, CHP’de burada Cemevinde yapıyor! Bunlar doğru şeyler değil. Benim zamanımda konuşamadılar, konuşturmadım. “Siyaseti partilerde yapacaksınız, burası siyaset yeri değil” dedim. Ben böyle konuştuğumda zorlarına gidiyor. Çok uğraştılar ama benim bir kuruş açığımı bulamadılar.
“FAŞİSTÇE BİR YAKLAŞIMLA BANA ÜYE LİSTESİNİ VERMEDİLER”
Hazal BAŞARAN: Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez’in, Silivri Cemevi yönetimi ile olan diyaloğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Abdullah KAYA: Açık ve net söyleyeyim arada çıkar ilişkisi var. Seçime gireceğimi düşünerek bana üye listesini vermedi. Kongrede açıkça destek verdiğim Ercan Geçmez bana, “Süheyl beyden alın” dedi. “Süheyl vermiyor, faşistsiniz!” dedim. O vermese de ben listeyi Genel Merkezdeki arkadaşımdan aldım. Benim tek derdim orayı siyaset için kullanmamaları…
“BİZ HERKESE EŞİT DAVRANIRDIK, ŞİMDİ AYRIMCILIK VAR”
Hazal BAŞARAN: Sizin döneminizde nasıl bir Cemevi vardı, şimdi nasıl bir anlayış hakim?
Abdullah KAYA: Bizim dönemimizde orası sadece ibadet mekanı olarak kullanılan bir yerdi, cemlerimizi yapıyorduk, böyle değildi. Kendi arkadaşlarımı çağırmıyordum ben! Üyelerimize mesajla bildiriyordum. Bunlar gibi WhatsApp grubu kurmadım. Kendi arkadaşlarımı gruba alıp, diğerlerini dışlamadım. Benim eski ekipten kimse yok. Bunlar insanları dışladılar. Şimdi orayı ne yaptılar? Onun adamı, bunun adamı, böldüler!
“CEMEVİ’Nİ ALEVİ OLMAYAN ARKADAŞIMIZ YÖNETİYOR”
Beni de bu gruba almışlardı ama çıkardılar. Niye çıkarıldım, anlatayım. Muharrem Ayında rakı içilir mi? Muharrem ayı bizim matem ayımızdır, içilmez. Ama maalesef üstüne bunu bir de sosyal medyadan paylaşmış. Bunu yapan Yaşar. Bizim Aleviliğimizi sorgulayan Yaşar. İşte ben buna karşı çıktım. Bunlar bedel mi ödedi? Ben inancım için Gazi Olaylarında bedel ödedim. Ama şu anda Cemevi’ni, Alevi olmayan arkadaşımız yönetiyor. Yanlış anlaşılmasın benim bütün insanlığa saygım vardır ama konu Cemevi ve durum işte böyle, saçma yani.
“YAPTIKLARI DOĞRU DEĞİL”
Benim Süheyl ile kişisel hiçbir husumetim yok sadece Cemeviyle ilgili tartışıyorum onunla. Yaptıklarının doğru olmadığını söylüyorum. Solcuyum diyor ya, ben onun yüzüne “Sen solcu değil faşistsin!” dedim.
“CEMEVİ’Nİ SEÇİMDE KULLANACAKLAR”
Bunlar seçimde orayı kullanacaklar. Yaşar Gören meclis üyeliği istiyor. Süheyl zaten orayı bırakmıyor, belediye başkan adaylığına oynuyor. Ethem de büyük ihtimal meclis üyeliğine talip olacak. Ali Kalender’i bilmiyorum. Siyaseti elbette yapabilirler ama Cemevi bunun yeri değil. Kimse Cemevi’ni siyaset için basamak olarak kullanmamalı. Benim itirazım Silivri Cemevi’nin, CHP’nin seçim irtibat bürosuna döndürülmesinedir.
“AK PARTİLİLER CEMEVİ’Nİ KOMPLE BİTİRMEK İSTEDİ AMA BEN BUNA İZİN VERMEDİM”
Hazal BAŞARAN: Öncesinde bize Başkanlık görevi döneminizde Silivri Cemevi inşaatının bitirilmesi maksadıyla zaten halihazırda böyle bir talebiniz yokken “AK Partİlilere yaptıramazsın” diye bir tepkiyle karşılaştığınızdan bahsetmiştiniz. Biraz açar mısınız bu konuyu, nasıl oldu?
Abdullah KAYA: O dönem Özcan Işıklar, yerel bir gazetede, “Cemevinde çalışmalar devam ediyor, çevre düzenlemesi yapılıyor, elimizden geleni yapacağız” diye açıklama yapmış. Halbuki inşaatta bir tane adam yok, ne çevre düzenlemesi! Bunun üzerine bende hemen medya mensubu bir arkadaşımızla görüşerek, geçtim kamera karşısına ve durumun yazıldığı gibi olmadığını ifade ettim. Özcan Işıklar çıldırdı tabi ama ben doğru neyse onu konuştum. O dönem AK Parti’den bazı teşkilat mensupları geldiler, çayımızı içtiler. Silivri Cemevi inşaatını komple bitirmek istediklerini söylediler. Ben kabul etmedim. “Öyle bir şey yok, burası o zaman Alevilerin Cemevi olmaz. Gelirsiniz buraya, sizin dediklerinizi yapmak zorunda kalırız. Kusura bakmayın, size yaptırmam” dedim. Böyle bir şeye en başından izin vermedim.
“BEN BÖYLE BİR ŞEYİ ZATEN KABUL ETMEZKEN -YAPTIRAMAZSIN- DİYE TEPKİ GÖRDÜM”
Başkan Süheyl Kırkıcı ve beraberindeki bazı arkadaşlar, “Sen AK Parti’ye orayı yaptıramazsın” diye çıkıştılar. Ben zaten bırakın yaptırmayı bunu aklımdan dahi geçirmemiştim.
“SİLİVRİ’NİN HIZLI SOLCUSU, CEMEVİ’Nİ MHP’LİLERE YAPTIRDI!”
Hazal BAŞARAN: Ama aynı Süheyl Kırkıcı, bu dönem MHP’li Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’a Silivri Cemevi’nin dış cephe mantolama işini yaptırdı…
Abdullah KAYA: Ben o dönem eleştirimi yaptım. “Bana izin vermiyordun Silivri’nin hızlı solcusu” diye girdim, “Şimdi siz MHP’lilere yaptırıyorsunuz” dedim.
Özcan Işıklar’la benim kişisel hiçbir sorunum yok, ben Cemevi için mücadele ediyorum. Özcan Işıklar’la 24 saat beraber olan Süheyl Işıklar. Adam kendisini 3 dönemdir Meclis Üyesi gösteriyor. Sen önce adama teşekkür ediyorsun sonra eleştiriyorsun ardından Volkan Yılmaz’a teşekkür ediyorsun!
“SÜHEYL EFENDİ, CEMEVİ’NE BİR KAMERA SİSTEMİ KURAMADI”
Mantolama işinin yanında bir de kamera sistemi kurdurmuş. Ben kabul etmezdim. Süheyl efendi, Allah daha çok versin belki 20-30 trilyon paran var. Bir kamerayı alamıyor musunuz? Bana “işçi” dediler, “bunda para yok yönetemez” dediler. İşte iki dönemdir “paralı” birini getirdiniz. Gelinen nokta bu. Silivri Cemevi niye bitmedi? Ben şimdiye bitirmiştim.
“SİYASET İÇİN BİTİRMİYORLAR”
Hazal BAŞARAN: Silivri Cemevi inşaatı bunca zamandır neden bitmiyor sizce?
Abdullah KAYA: Siyaset için bitirmiyorlar. Seçimden seçime kullanıyorlar. Seçimi bekliyorlar. Seçim dönemi gelince yine “bitireceğiz” diyecekler.
Ek binayı yaparken biz kendi aramızda para toplamıştık. Orayı cebimizden toplayıp yaptık. Cemevi aynı zamanda aşevidir, biz bunun projesi üstünde çalışıyorduk, garibanlar gelsin karnını doyursun diye. O sıra bütün imkanlarını kullanarak beni indirdiler işte.
“BİZ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE ÇALIŞMIŞTIK”
Bunlar bizden önce gitmiş Cemevi’nin bağışçısı Ali Şahna’dan para istemişler. “Sen parayı bize ver, biz yaptırırız” demişler adama. O zaman Ali Şahna para felan vermiyor, sadece temel için demir imkanı sağlıyor. Sonrasında biz gittik, “Yanlış bir durum olmuş, senden para istemişler, biz para falan istemiyoruz” dedik. Adam bir durdu öylece, şaşırdı. “Malzeme alınacaksa parasını sen ver, işçinin ücreti verilecekse parasını sen ver, biz sana sadece yönetim olarak gerekli müsaadeyi verelim, sen burayı yap” dedik. “Siz şimdi benden para istemiyor musunuz?” diye sordu. “Biz para mara istemiyoruz sadece Cemevi’nin yapılmasını istiyoruz” dedik. Özellikle söyledim, “Kimseye bir lira para vermiyorsun” dedim. Nitekim malzeme alımında beraber gittik, kendisi aldı, kendisi ödedi. Görevimiz sona erdiğinde kasada para bırakarak çekildik. Biz şeffaf ve samimi bir şekilde çalıştık…
YORUMLAR