Başkan Yılmaz: "Erdoğan ve Bahçeli Düşmanlığı Yapıyorlar!"
Başkan Yılmaz, Plazma Üretim Tesisine muhalefet edenlere, 'Bu tahsisin özellikleri ve gerçekler bilinmesine rağmen yaratılmaya çalışılan algının özünde 'Yapamadıklarını, yapanları çekememe hastalığı' ile birlikte yeri ve tahsis yapılan yatırımcı firma gerekçesine saklanarak Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli düşmanlığı yattığı anlaşılmaktadır.' dedi.
MHP İBB Grup Başkanvekili ve Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, İBB 2020 yılı Aralık ayı meclis toplantısı 1.oturumunda İstanbul’un sorunlarına ilişkin yaptığı konuşmanın ardından genel siyaset ve ülke gündemine yönelik mesajlar verdi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2000 yılında yaptığı bir konuşmasını hatırlatarak sözlerine başlayan Başkan Yılmaz, şunları söyledi: “2000 yılı Temmuz ayında, Bursa/Keles’te Kocayayla Türkmen Şöleninde Genel Başkanım Sayın Devlet Bahçeli yaptığı konuşmada ‘Tarih düş görenlerin mülküdür’ diyerek milletimize bir hedef öngörürken, başında olduğumuz 21. Yüzyılın nasıl adlandırılacağına yönelik olarak da ‘21. Yüzyıl Uzay Çağı, 21. Yüzyıl Teknoloji Çağı, 21. Yüzyıl Bilgi Çağı olsun isteniyor ancak bize göre 21. Yüzyıl bunların hiçbiri değil, İnsanlık Çağı olmalıdır’ demek suretiyle kaybedilen ve ihtiyaç hissedilen şeyin ‘İnsanlık’ olduğunu işaret etmişti. Bugün dünyamızın getirildiği durum ve konum dikkate alındığından da anlaşılacağı üzere Sayın Genel Başkanımın öngörülerinde ne kadar haklı olduğu ortaya çıkmıştır. Uluslararası ilişkilerde ‘diplomasi’, içte siyasette ise adına ‘demokrasi’ denilen tılsımlı bir kavramın arkasına saklanılarak yapılanların en büyük zararı maalesef insanlığa olmuştur.”
“VAR OL KARABAĞ, VAR OL AZERBAYCAN”
Azerbaycan tarafından zaferle sonuçlanan Karabağ savaşına değinen Başkan Yılmaz, “Ermenistan’ın 1993 yılında işgal ettiği Azerbaycan topraklarını daha da genişletmek niyetiyle teşebbüs ettiği saldırılar, kahraman Azerbaycanlı kardeşlerimiz tarafından püskürtülmüş ve 44 gün süren yüzlerce şehit, binlerce gazi verilen mücadelede Azerbaycan toprakları işgalden kurtarılmıştır. 44 gün süren savaşta hiçbir sivil Ermenistan vatandaşına zarar vermeyen Azerbaycan’a reva görülen ise sivil insanların katli, sivil yerleşim yerlerinin de yakılması olmuştur. Yapılan bu insanlık dışı eylemlere demokrasi kahramanı ABD, AB ülkeleri ve Rusya gibi devletler seyirci kalmış, Fransa ise daha da ileri giderek Karabağ’ın sözüm ona bağımsızlığını tanıdığına dair densizce kararlar almaya cüret etmişlerdir. Azerbaycan topraklarında insanlık dışı eylemlerde bulunan ve bunlara seyirci kalmış olan kimler ve hangi devletler varsa onları şiddetle kınıyor ve ‘Bir Millet, İki Devletin’ parçası olan Azerbaycan’ı ve kardeşlerimizi büyük zaferlerinden dolayı kutluyorum. Var ol Karabağ, var ol Azerbaycan.” diye konuştu.
“TÜRK-İSLAM DÜŞMANLIĞINA HEP BİRLİKTE KARŞI ÇIKMALIYIZ”
Sözlerinde, dünya genelinde artarak yaygınlaşan Türk ve İslam düşmanlığına da yer veren Başkan Yılmaz, şöyle devam etti: “Fransa’da, Almanya’da Avusturya’da örnekleri görüldüğü üzere İslam düşmanlığının, Suudi Arabistan’da, Yunanistan’da, Ermenistan’da görüldüğü üzere Türk düşmanlığının, en son örneği PSG - Başakşehir maçında Paris’te görüldüğü üzere ırkçılığın tavan yaptığı bir dönemde ülkemize karşı; bilinen ya da bilinmeyen metotlarla, diplomasi kılıfı altında özelliklede ekonomik araçları kullanarak yapılan saldırıların arttığı bu süreçte, ülke içinde bu tür teşebbüslere karşı hep birlikte dik durulması gerekirken maalesef bunun çok uzağına düşmeye başladığımızın örneklerine şahit olmaktayız. ABD seçimleri sonrasında yeni seçilen başkana güzellemelerle işaret çekenlere, suç ve suçlular dışında hiçbir vatandaşın ayrı tutulmadığı ülkemiz de terör sorunu yerine ‘Kürt sorunu’ diye bir aldatmacaya baş vurarak, üzerine yemin ettiği Anayasa’nın hilafına içte ve dışta ülkesini ihbar edenlere, kişisel ikbal ve çıkarları uğruna dün bulundukları yerlere düşmanca tavır takınmayı misyon edinenlere ve bir çok benzerlerine maalesef şahit olmaktan büyük üzüntü duyuyorum.”
“SİYASET BEZİRGÂNLARINI KINIYORUM!”
Sosyal medya ve TV’lerde pandemi ve korona aşısı üzerinden Cumhur İttifakını eleştirenlerin siyaset bezirganlığı yaptığını ifade eden Başkan Yılmaz, “Bütün dünyayı esir alan korona virüs salgınını ile mücadele sürecine görüş ve düşünceleri ile destekleyerek katkı sağlamaları gerekirken, vakalar ve ölüm sayıları o kadar değil bu kadardır, aşı neden oradan değil de buradan, kaç liraya alındı, kim aldı, bundan kim rant sağlayacak şeklinde gerçeklerden uzak, kamuoyunda şüpheler yaratmaya yönelik bir şekilde TV’ler de, gazetelerde, sosyal medyada, orada burada Sağlık Bakanlığını, Bilim Kurullarını, hükümeti, Cumhurbaşkanımızı, MHP ve Genel Başkanını suçlama yarışına giren sözüm ona doğrucu davutlar ile muhalefet yapıyorum diye ortaya çıkan siyaset bezirganlarını şaşkınlıkla takip ediyor ve şiddetle kınıyorum. Dört bir tarafımızda Akdeniz’de, Karadeniz’de etrafımızın kuşatılmaya çalışıldığı, hatta zaman zaman fiili müdahalelere maruz kaldığımız bu süreçte Sakarya/Arifiye’deki Tank Paleti fabrikası örneğinde olduğu gibi ülkemiz savunma sanayiinde teşebbüs edilen yatırımlar; gerçeklerin ötesinde mesnetsiz iddialar ile tartışma konusu yapılmaktadır. Böylesi sakat bir anlayışın kötü bir örneğine bugünlerde de şahit olmaktayız.” dedi.
“TAHSİSİ YAPILAN ARAZİ HAZİNE ARAZİSİ OLUP MİLLETE AİTTİR”
Silivri’nin Kavaklı Mahallesine yapılması planlanarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yer tahsisi gerçekleştirilen Plazma Üretim fabrikası konusuna da değinen Başkan Yılmaz, “Kovid-19 salgını da bir kez daha göstermiştir ki, ülkemizin dışarıya bağlı olmaksızın Kan Ürünleri, Aşı, Plazma gibi ürünlerin üretileceği sağlık yatırımlarına acilen ihtiyacı vardır. Bu alandaki ihtiyaçların karşılanmasına katkı sağlayacak bir teşebbüsün ihtiyacı olan arazi için tahsis yapılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinden sonra başka örneklerde de görüldüğü üzere malum çevreler yine bir araya gelerek, arazi tahsisi yapılan bölgemizdeki yaşayanların sanki tamamı kendileri gibi düşünüyormuşçasına muhalefete başlamışlardır. Efendim, ‘bölge halkının geleceği karartılacakmış, insanlarımız fabrikaların içerisinde yaşamaya mahkûm edilecekmiş, orası eğitim, sağlık ve spor alanıdır dolayısı ile hükümet bu kararı ile üniversiteye, spora karşı olduğunu göstermiştir. Belediye de bunun suç ortağıdır. Bu işte peşkeş ve rant vardır’ şeklinde iddia ve ithamlara başlamışlar ve bunu da millet adına siyaset yapıyoruz şeklinde pazarlamaya çalışmışlardır. Gelişen ve değişen şartlar ile ihtiyaçların ortaya çıkmasına binaen şehir planlarında yeniden bir takım düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır. Bunlar yapılırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus millete ait olanların milletten alınmaması ve sağlanacak katma değerdir. ‘Plazma Üretimi’ için yapılan bu tahsiste mülkiyetin değişmesi söz konusu değildir. Tahsisi yapılan arazi hazine arazisi olup millete aittir. Belirli bir sürede yatırım ve yatırımcının teşvik edilmesine yönelik üst kullanım hakkının verilmesine yönelik bu tahsisin özellikleri ve gerçekler bilinmesine rağmen yaratılmaya çalışılan algının özünde ‘Yapamadıklarını, yapanları çekememe hastalığı’ ile birlikte yeri ve tahsis yapılan yatırımcı firma gerekçesine saklanarak Cumhur İttifakının varlığı ile AK Parti ve MHP’den duyulan rahatsızlıkla birlikte Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli düşmanlığı yattığı anlaşılmaktadır. ‘Güneş balçıkla sıvanmaz’ özdeyişinde olduğu gibi millet ve memleket için yapılan ve yapılacak her türlü hizmetin ‘biz istemezük’ anlayışı ile tartışılmasını sağlamak suretiyle bu hizmetleri yapanları da itibarsızlaştırma çabaları hiçbir zaman başarılı olamayacaktır.” ifadelerini kullandı.