"Çocukluğumdan beri başıma gelmeyen kalmadı"
Sosyal medya YouTube kanalı üzerinden Ertem Şener'in sunduğu sorgu odası programına konuk olan Silivrililerin yakından tanıdığı Survivor Yunus Emre Özden, adadaki sinirli tavırlarının nedenini açıkladı. Çocukluğundan beri yaşadığı zorluklardan dolayı haksızlığa gelemediğini ifade eden Özden, "Kim olursa olsun kafamda belli bir terazi var. Başkasına veya bana karşı saygısızlık yapıldığı zaman dayanamıyorum. Çocukluğumdan beri zaten başıma gelmeyen kalmadı' dedi.
TV8 ekranlarında yayımlanan Survivor 2020 Ünlüler ve Gönüllüler yarışmasında hafızalara kazınan Silivrililerin yakından tanıdığı Yunus Emre Özden, YouTube kanalı üzerinden Ertem Şener’in sunduğu sorgu odası programına konuk oldu. Yarışmada performansından çok sinirli tavırları ile ülke gündeminde yer tutan Özden, olumsuz davranışlarının nedenini açıkladı.
‘Haksızlığa gelemiyorum’ diyen Özden, Kim olursa olsun kafamda belli bir terazi var. Başkasına veya bana karşı saygısızlık yapıldığı zaman dayanamıyorum. Çocukluğumdan beri zaten başıma gelmeyen kalmadı” şeklinde konuştu.
Özden, çocukluğundan ve itibaren yaşadığı zorluklardan bahsederek, davranışlarının sebebini şu sözlerle anlattı:
Ertem Şener: Dik başlı mısın?
Yunus Emre Özden: Vites diyelim biz ona.. Vites oraya geçtiği zaman değişiyorum.
Ertem Şener: Nerede oluyor mesela bu durum?
Yunus Emre Özden: Saygısızlık olduğu zaman. Başkasına veya bana karşı olsun bu tip durumlarda… Belli bir gözlem yaptığım zaman o insan benim için bir sınırı geçemediyse o kişiye benim hiçbir zaman eyvallahım olmaz. Kim olursa olsun. Kafamda belli bir terazi var. Bu adam hakıllıysa eğer benim ona saygım otomatikman vardır.
Ertem Şener: Senin tuhaflığında şu; sinirlendiğin zaman hafiften bir tebessüm yapıyorsun. Ona çok dikkat ediyordum. Bu Survivor’da da çok konuşuldu. Yunus Emre gülüyorsun, milletin ‘Eyvah’ diyerek uzaklaştığını görüyordum. Birde kızardığın zaman…
Yunus Emre Özden: Sinirlendiğim zamanda çok kızarıyorum evet. O anki psikoloji ile olabilir. Açsın, birincil ihtiyaçların karşılanmıyor. Farklı bir psikoloji var.
Ertem Şener: Ben sevdiğim bir insanla kavga ettiğim zaman kaçarım mesela..
Yunus Emre Özden: Bende öyleyim. Ju Jitsu öğrendim daha çok hoşuma gitmeye başladı. Mesela, neden vurayım? Etkisiz hale getirmek için tek kişiye vurulmaz benim için. Bana gelen saldırılara yönelik benim biraz canım sıkılıyor. Çünkü başıma gelmeyen kalmadı.
Ertem Şener: Başıma gelmeyen kalmadı derken ne demek istedin? Dışarıdaki hayattan mı bahsediyorsun?
Yunus Emre Özden: Evet aynen bundan bahsediyorum.
Ertem Şener: Ne geldi ki başına, orada da seninle mi uğraşıldı?
Yunus Emre Özden: Saf bir çocuk olduğum için ben biraz geçmişte dolandırıldım. Bıçaklandım. Parmağımın bir kısmı ısırılıp koparıldı. Benim adalete inancım kalmadı. Ben çok deli ve çılgın şeyler yaptım. Hasta bir çocuktum ve evdekiler hala bana çocuk gibi davranıyorlar.
Ertem Şener: Hasta bir çocuktum derken ne demek istedin?
Yunus Emre Özden: Solunum yollarımdan rahatsızdım. Çok şişmandım. Kortizon vuruluyordum. Boğazım falan delinecek artık hatta çocukken nefes sorunu yaşıyorum diye onu bir şekilde atlattım. Alerjik bir durummuş, babam tedavi ettirdi sağ olsun. 17 yaşına kadar falan büyümüş bir insana çocuk gibi davranıldığı zaman sıkılıyor insan ve ben resmen evden çıktım ve yolumu kaybettim.
Ertem Şener: Olaylar hep senin başına geliyorsa şapkanı önüne hiç koydun mu? Benim hatam var mı acaba diye?
Yunus Emre Özden: Tek diyebileceğim şey, insanlara hayır demesini herkes öğrensin. İnsanları kırmamak için bir yere gitmeyin. Mesela, Silivri’de doğru düzgün iş imkanı yok. Ecza Deposu bulmuşum çalışmamı istiyorlar. Takım elbise çanta ile… Şirket arabası işe gidince o dönemler evlenmek için çalışıyordum. Birilerinin hoşuna gidiyor yani kendini kayınpederine kayınvalidene kanıtlamak istiyorsun. Mesela kötü bir insanın peşinden gitmek, ailen gibi gördüğün için herkesi, onlara inanıp peşinden gidiyorsun. Ben kötü bir insan olsam bir kere dolandırılmazdım parasal yönden. Tatlı su kurnazı değilim.
Ertem Şener: Sağım solum ayrı oynamıyor diyorsun öyle mi?
Yunus Emre Özden: Tabii bir sürü ortaklığım dolandırılma ile bitti. Benim hep böyle kredi borçlarım oldu. Onlarla uğraştım vs.
Ertem Şener: Sinir ilacı kullanıyor musun pekii?
Yunus Emre Özden: Survivor zamanında istedim. Hiç sevmem. Hatta bana verildiği zaman dilaltı yapıp atarım. Hiç öyle şeylerle işim olmaz kardeşim. Bence herkes hayvan sevsin. Bir tane hayvan alsınlar kendilerine kedi veya köpek.. Onlara hayvan demek bile yanlış bence dilsiz evlat diyebiliriz. Onu okşayarak sakinleşsinler.
Ertem Şener: Affına sığınarak bir soru soracağım. Madde kullanımın oldu mu?
Yunus Emre Özden: Yok olmadı.
Ertem Şener: İnsanların dışarıdaki yaşamları çok önemli senin mesela inanılmaz bir yüzün var. İnanılmaz bir karakterin var. Seninle yukarıda iki saat oturduk. Çok konuyu dağıtıyorsun. Neden biliyor musun? Çok dolusun. Yerinde duramıyorsun. Dokunsam ya ağlayacaksın yada elindeki bardağı kıracaksın. Öyle bir durumdasın. Dertleşiyoruz şuanda doğruları konuşuyoruz. Çok içten söylüyorsun.
Yunus Emre Özden: Ben şimdi saldırgan bir insanmış gibi gözüküyorum. Bu hoş değil…
Ertem Şener: Moralin bozuk dolusun Survivor'la ilgili değil, neden böyle gözyaşını içeriye akıtıyorsun. Ben buna üzülüyorum...
Yunus Emre Özden: Ben çünkü insanların güçsüz anımı görmesini istemiyorum. Hiçbir zaman istemedim bunu her zaman bizim sevinçlerimizle kahrolan üzüntülerimizle gününü gün eden boş insanlar var hayatımızda maalesef… Bu insanların gülme mesaisini kısa tutmaya çalışıyorum ben. Ama başıma da abuk subuk şeyler geliyor. Mesela Survivor'daki gibi o parkurda benim başıma bu gelmeyebilirdi. Ama hep böyle bir şey de yani enerjiden mi bilmiyorum. Benim abi çocuklukta sünnet oldum. Düğünümde Gayrettepe Çetesi altımdaki yastığı çaldı gitti. Olaya bakar mısınız?
Ertem Şener: Yıldızın da düşük galiba..
Yunus Emre Özden: Evet bir yıldız düşüklüğüm var.
Ertem Şener : Ama şanslısın da Survivor’a gittin mesela..
Yunus Emre Özden: Kesinlikle..
Ertem Şener: Bir daha olsa gider misin?
Yunus Emre Özden: Valla bir daha olsa büyük konuşmak istemiyorum. Aslında bilmiyorum. Şu an yeni geldim ya abi psikolojim çok allak bullak. Survivor çok zor bir şey…
Ertem Şener: Bende onu diyorum. Bunu Survivor’a mı bağlamak lazım psikolojiyi.. Acaba buradan rahatlamak için mi o yarışmaya gittin yoksa Survivor’da mı kafayı dağıtıp çıktın.
Yunus Emre Özden: Hiçbir sorunum yok Survivor ile alakalı 5 ay boyunca da olmadı. Aç kalıyorsun tamam ama derdin yok tasan yok. Telefon yok vs. Ama tekrar aynı mücadelenin içerisine düşünce değişik olur. İnsanlar benimle resim çekiliyorlar mesela.. Ben nedenini dahi bilmiyorum. Ben sadece mücadele etmeye gittim Survivor’a normal halkın içerisinden bir insanım hala… Farklı hedeflerim var. Ona koşamadım ama Survivor’a ben maceracı ve mücadeleci ruhumu doyurmaya gittim bu kadar. Saygılı bir insan görünce yalakalık kılıfını giydiriyorlar ya o yalaka ben değilim buradan insanlara kesin mesajı veriyorum; benim hiçbir şeye eyvallahım yok. Benim trilyona da eyvallahım yok, benim güzel kalbe eyvallahım var. Yaşı büyük adam abi derim, abla derim. Babam bana böyle öğretti çünkü.. Benim karşıma oturdu otobüs şoförü konuşmayı öğretti çocukken. Kibar ol, insanları sev hayvan sev.. Ben hayvan sevgisini de ailemden gördüm insan saygılı olmayı da ailemden gördüm. Beni hiçbir şey değiştiremeyecek. Bize bey hanım efendi değil de abi, abla diye öğrettiler.
Ertem Şener: Daha samimi diyorsun yani öyle mi?
Yunus Emre Özden: Evet… Buradan da mesajı güzel bir şekilde vermiş olduk.
Ertem Şener: Sarı papatya benim için çok kötü bir şey değil.. Yani sarı papatya güzelliğine, yakışıklılığına söyleniyor. Takılıyorsun anlıyorum evet. Kardeşim erkek adama sarı papatya denir mi diye öyle değil mi?
Yunus Emre Özden: Umrumda değil bana onu diyen beni ne kadar tanıyor olabilir ki? Sarı papatya zaten bana uyan bir kelime değil zaten. Benim benimsememem ve sevmemem çok normal bir durum. Kırılgan, narin bir şeye çağrışım yapıyor. Ben öyle bir insan değilim.
Ertem Şener: Kırılgan mısın?
Yunus Emre Özden: Ikınıyorum. Sıkılıyorum. Burada konuyu değiştirmeye çalışıyorum. Bu kelimenin arkasında duran ünlüleri buradan öpüyorum. Buradan Damlayla, Demet Akalın’ı öpüyorum. Sarı papatya meselesini destekledikleri için. Böyle yapmayalım.
Ertem Şener: ‘Sen bizim sarı kaplanımızsın’ demiş arkadaşlar bununla ilgili ne düşünüyorsun?
Yunus Emre Özden: Evet, bu grupla zaten artık çıktık bir yola ölüme kadar gideriz. Abi aslan veya kaplan denilince bana böyle göğsüm kabarıyor.
Ertem Şener: Ama papatya denilince insanın canı sıkılıyor öyle değil mi? Bana karanfil diyorlar düşünsene… Masaj yaptığın adam eleniyordu. Enteresan değil mi sence de? Masaj yapıyorsun adam gidiyor. Bir kere biz seninle Survivor’da çok iyi arkadaş olurduk. Gerçekten %100 emin aynı bahtaniyenin altında ağlardık sabaha kadar. Dedim ki ‘kardeşim bana her konuda gel de masaj yapma’ derdim.
Yunus Emre Özden: Biz mesela İstanbul şampiyonasına gittiğimizde sağıma ve soluma birileri masaj yapıyordu. Ağrımız sızımız olduğu zaman aslında bu alışkanlık önümde biri olduğu zaman dayanamıyorum. Arkadaşlarla bedavaya getirdiğimiz bir şeydi. El alışkanlığı oldu yani… Bir an önce bunu atmam lazım üzerimden.
Haber : Batuhan Güçlü