Darbeci iması Silivri Belediye Meclisini gerdi!
Silivri Belediye Meclisi'nin bugün yapılan Şubat Ayı Meclis toplantısında AK Parti Silivri Belediye Meclis Üyesi Kenan Değdaş, ülkemizde büyük tartışmalara sebep olan 'satılmış ordu, ' 'vali, kaymakam militan' sözleri ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun Recep Tayyip Erdoğan'ı "Sözde Cumhurbaşkanı" diye nitelendirmesini gündeme taşıdı. Kenan Değdaş'ın, 'Sandıkla iktidara gelmekten ümidini kesenler, ülkemiz çok partili sisteme geçtiğinden beri darbe ortamları hazırlamış, darbecileri desteklemiş, oluşan sisli ortamda kendilerine siyasi ikbal ve egemenlik aramışlardır. En son 15 Temmuz 2016'da milletimiz meydanlarda şehadete koşarken, darbecilerin tanklarını alkışlayanları, kahve içip darbe seyretmeye gidenleri gördük' ifadeleri CHP Grubu tarafından tepkiyle karşılandı. Bu ithamların doğru olmadığını ifade eden CHP Grup Başkan Vekili Süheyl Kırkıcı, 'Boyunduruktan kurtularak siyaset yapabilirlerseniz daha sağlıklı olur' şeklinde karşılık verirken, tartışmanın farklı noktalara çekilmesini istemeyen AK Parti Grup Başkanvekili Filiz Baş Güler, 'Sizin de genel siyaseti katarak verdiğiniz tepkiler var, bunları hakaret olarak algılamamalısınız" dedi.
Tartışma aynen şu şekilde gelişti:
KENAN DEĞDAŞ: “SANDIKLA İKTİDARA GELMEKTEN ÜMİDİNİ KESENLER DARBE ORTAMI HAZIRLAMAYA YÖNELİYOR”
AK Parti Silivri Belediye Meclis Üyesi Kenan Değdaş’ın muhalefet kanadının tepkisini çeken konuşması aynen şöyle: “Bildiğiniz gibi son dönemlerde siyasi muhalefet görüntüsü altında bütün kurumlarımızı hedef alan bir saldırıyla karşı karşıyayız. Önce ‘sözde Cumhurbaşkanı’ söylemiyle Cumhurbaşkanımızı hedef aldılar. Bu nasıl bir edepsizliktir? Bu milletin yarıdan fazlasının oyunu alan bir Cumhurbaşkanına ‘sözde’ demek millet iradesini hiçe saymaktır. Ardından kimisi ‘satılık ordu’ diyerek askerlerimizi hedef tahtasına koydu. Bir başkası valilerimize, kaymakamlarımıza ‘militan’ deme cüretinde bulundu. Saldırılar sadece devlet kurumlarımızla kalmadı, doğrudan millete de yöneltildi. Öğretmen, öğretim üyesi, sanatçı, işadamı, gazeteci kısacası AK Parti’ye sempati duyan herkes suçlu gibi gösteriliyor. Bu anlayış kaos ortamı oluşturma çabasında. Milletten destek bulamayanlar, sandıkla iktidara gelmekten ümidini kesenler, ülkemiz çok partili hayata geçtiği günden beri sürekli demokrasi dışı arayışlara yönelmişlerdir. Darbe ortamları hazırlanmış, darbecileri desteklemiş, oluşan sisli ortamda kendilerine siyasi ikbal ve egemenlik aramışlardır. En son 15 Temmuz 2016’da milletimiz meydanlarda şehadete koşarken, darbecilerin tanklarını alkışlayanları, kahve içip darbe seyretmeye gidenleri gördük.
“HERKES AKLINI BAŞINA ALMALI”
Bugün de aynı amaç doğrultusunda çalışıyorlar. Askeri darbeden fazla ümitli değiller ama çatışma, iç savaş çıkararak dış müdahalelere elverişli bir ortam oluşturup meşru hükümeti devirmeye çalışıyorlar. Bu ülkede bütün meşru kurumları tanımazsanız geriye gayrimeşruluktan başka ne kalır ki? Herkes aklını başına almalı. Siyasi görüşü ne olursa olsun vatan-millet paydasına sımsıkı sarılmalıdır. Muhalif olmakla düşman olmak arasındaki ince çizgi bu ortak paydadadır. Ne yazık ki son dönemde bu sınırın hepten kaldırıldığını müşahede ediyoruz. Milletimizin olan biteni görüyor. Bu tür gayrimeşru ve antidemokratik arayışlara bu zamana kadar prim vermedi, bundan sonra da vermeyecektir.
“MİLLETİMİZ 28 ŞUBAT’TA EN GÜZEL CEVABI AK PARTİ İLE VERDİ”
Yine böyle arayışların bir sonucu olan 28 Şubat post modern darbesinin 24’ncü yıl dönümüne yaklaşıyoruz. Hayli bir iltica maskesine saklayarak meşru hükümeti deviren, bütün bankaları hortumlatan, gençlerimizin geleceğini karartan, ayrımcılık, zulüm ve baskılarla dolu 28 Şubat’ın yaşandığı aydayız. Milletimiz 28 Şubat’ta en güzel cevabı AK Parti ile vermiştir. AK Parti ile birlikte karanlık bir dönem kapatılmış, darbenin sorumluları hesap vermek üzere teker teker yargı önüne çıkartılmış, gasp edilen özgürlükler genişletilerek tahakküm edilmiştir. Türkiye’nin her alanda yıldız gibi parladığı yeni bir dönem başlatılmıştır. Bu vesile ile bütün darbe ve darbecileri lanetliyorum.”
SÜHEYL KIRKICI: “BOYUNDURUKTAN KURTULARAK SİYASET YAPIN”
CHP Silivri Belediye Meclis Üyesi ve Grup Başkan Vekili Süheyl Kırkıcı, AK Partili Kenan Değdaş’ın bu ithamlarına kayıtsız kalmadı. Kırkıcı şöyle karşılık verdi: “Sevgili Kenan arkadaşımız 2 yıldır mecliste ama 2 yıldır meclisteki konumuna uygun olarak Silivri’nin sorunlarıyla ilgili olarak bir önerge vermesini ya da katkı sağlayacak bir şeyler söylemesini beklerdik. Genel sorunlarla ilgili zaten o kadar çok konuşan, kavga eden var ki bunları konuşmaya kalkarsak buradan çıkamayız. Bu da siyasetin bir parçasını denilebilir ama önceliğimiz Silivri’nin sorunları. Silivri’nin bekleyen ciddi sorunları var. Bununla ilgili ne düşünüyor, ne öneriyorsunuz? Kalkıp da böyle Genel Başkan ağzıyla konuşmanın yeri değil diye düşünüyorum. Söylediği her cümle aslında sorunlu ve cevap verilesi konular. Darbecilere sanki onlar karşıymış, bizler tarafmışız gibi ilginç ilginç şeyler söylüyor. Yani her cümlesi kendi içinde sorunlu iddialar bunlar. Silivri’de Silivri’yi konuşabilmeyi öne çıkartmamız lazım. Onlar neler yaptıklarını biraz ‘boyunduruklarından’ kurtularak siyaset yapabilirlerse çok daha sağlıklı olur.”
FİLİZ GÜLER: “HER ORTAMDA KONUŞABİLME HAKKINA SAHİBİZ”
AK Parti Silivri Belediye Meclis Üyesi ve Grup Başkanvekili Filiz Baş Güler, konuya ilişkin, “Adı üstünde siyaset yapıyoruz. Her ortamda konuşma hakkına sahibiz. Bize ter gelen ve ülkede gerginlik yaratan söylemleri kınamakla yükümlüyüz. Yerelde de genel siyaset konuşulur, konuşulmalı da. Sizin de genel siyaseti katarak verdiğiniz tepkiler var. Bunları hakaret olarak algılamamalısınız. ‘Birilerinin boyunduruğundan çıkarak siyaset yapın’ söyleminize de anlam veremedim, İl Başkanlıklarından metinler gelebilir bu çok doğal, bu durum sizde de aynı şekilde işliyor. Bunu çok farklı noktalara çekmeye gerek yok” şeklinde konuştu.
KENAN DEĞDAŞ: “KİMSENİN BOYUNDURUĞU ALTINDA DEĞİLİM”
CHP Grup Başkan Vekili Süheyl Kırkıcı’nın ‘boyunduruk’ ithamına tepki gösteren AK Parti Silivri Belediye Meclis Üyesi Kenan Değdaş yeniden söz alarak, “13 yıldır Silivri’de aktif siyaset yapıyorum. Kimsenin ‘boyunduruğu’ altında değilim. 15 Temmuz’da Selahattin Demirtaş, Ekmeleddin İhsanoğlu da Cumhurbaşkanı olsaydı, biz yine sokaklara inecektik. Ben 4 aylık hamile karımı evde bırakıp sokağa indim. Sırf bayrak inmesin, ezan inmesin diye” ifadelerini kaydetti.
BAŞKAN YILMAZ, KONUYU NOKTALADI
Polemiğe dönen konuşmaların ardından Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, genel siyasete girmenin dozunda ve ölçüsünde olduğu sürece problem teşkil etmediğini ifade ederek konuyu noktaladı.
Haber : Batuhan GÜÇLÜ