"En Büyük İsteğimiz Halkımızın Alışverişini Sanayimizde Yapması"
'Dükkan kirası, elektrik, su, vergi, muhasebeyi düşündüğünüzde en küçük işletmenin bugün aylık gideri 50 Bin TL. Böyle baktığımız zaman şartlar zor. Devlet büyüklerimizin fiyat istikrarını sağlamaları lazım' diyen Silivri Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Başkanı Ercan Çalışkan, 'Alışverişlerimizi Çorlu'dan, Büyükçekmece'den, Çatalca'dan değil, mahallemizin emektarı, dostumuz, komşumuz olan kendi sanayi esnafımızdan yapalım. Böylelikle hem esnafımız kazansın hem de Silivri ekonomisi canlansın' şeklinde konuştu. Öte yandan esnafın en büyük sıkıntılarından birinin de 'çırak' bulamamak olduğunu belirten Çalışkan, 'Biz 1972 Almanya'nın durumuna düştük. Allah'tan Suriyeliler geldi, 4-5 yıl bizi kurtardı yoksa daha kötü durumda olurduk. Şu anda sanayide marangoz, kaportacı, tamirci yetişmiyor. Bu kadar işsiz ordusu bizim için iyi değil. Kimse iş beğenmiyor' dedi.
Silivri Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Başkanı Ercan Çalışkan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide sanayide işyerlerinin güvenliği için alınan tedbirlerden kamu görevlilerinden beklentilerine, ekonomik krizin kıskacında işletmelerin durumundan esnafın sorunlarına, sığınmacıların iş gücü piyasası üzerindeki etkilerinden sanayide faaliyete kapalı olarak bekleyen Çıraklık Okulu’nun akıbetine kadar pek çok konuyu konuştuk.
Başkan Çalışkan’a sorduğumuz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle:
“SANAYİDE İŞGÜCÜNE KADIN KATILIMININ ARTMASINI ÖNEMSİYORUZ”
Hazal BAŞARAN: Sanayide güvenlik önlemlerini artırdınız. İlave kamera çalışmalarından bahseder misiniz?
Ercan ÇALIŞKAN: Biz daha önce buraya kamera sistemi yaptırmıştık fakat yıllar içerisinde bazı arızalar meydana geldi. Hem onları tamir ettik hem de kamera eksikliği olan alanlarda güvenlik sistemi kurduk. Güvenliğe çok önem veriyoruz. Biz göreve geldiğimiz ilk yıl Metin (Kıyıcı) ile 25 tane gül almıştık, bunların 22’sini sanayide bayanlarımıza dağıttık. Geçen sene 135 tane dağıttık. Sanayimizde kadın temsili 135’e ulaşmış demek ki. Daha da artmasını istiyoruz. ‘Sanayide bayanın ne işi var’ gibi bir algı var. Bayanlarımızın sanayiye aracını getirip güvenli bir şekilde işlerini yaptırmasını önemsiyoruz. Sonuç olarak esnafımıza faydalı olacak. Bayanlar sanayiye gelme noktasında çekimser davranıyorlar kendilerini daha güvenli buldukları için servisleri tercih ediyorlar. Misal; Silivri içinde komşuluk yaptığınız bir usta var, üst katınızda oturuyor, sanayide dükkanı var. Aynı binada oturabiliyoruz ama bayanlarımız sanayide aracını yaptırmaktan çekiniyor. Biz bu algının değişmesi için uğraşıyoruz. Mutfak dolabını yaptıracak olan bayanlarımız gelip hem örneğini görebilir hem alışverişini hem de tadilatlarını eşleri olmadan da gönül rahatlığıyla burada yaptırabilir.
“GÜVENLİĞE ÇOK ÖNEM VERİYORUZ”
Güvenlik kamera sayısı 22 idi şimdi 32’ye çıkardık. Hareketli bir kamera takıldı bir de. Hareketli kamerayı da buradan kumanda ederek her tarafı izleyebiliyoruz. Özellikle gece saatleri yaşanabilecek hırsızlık olayları için tedbir almak istiyoruz. İnsanlar iş yerlerinin güvende olmasını istiyor. Bizden bunu bekliyorlar. Bu yaptığımız çalışmalarla iş yerlerinin güvenliğini artırmış oluyoruz.
“GİRİŞ ÇIKIŞ YAPAN BÜTÜN ARAÇLARIN PLAKALARI KAYIT ALTINA ALINIYOR”
Güvenlik kulübelerimizden sanayinin her noktasını gece gündüz izleyebiliyorlar. Bir hareket gördükleri zaman oraya müdahale edebiliyorlar. Kapılarda da plaka okuma sistemli kameralarımız var. Zaten akşam saat 20.00’dan sonra tek kapıya düşürüyoruz. Giriş çıkış tek kapıdan oluyor dolayısıyla giren çıkan araçların bütün plaka kayıtları oluşmuş oluyor. Ama tabi bazı sorunları %100 çözemezsiniz elbette hırsızlık ve diğer sosyal suçların vuku bulması ihtimali her zaman var ama bunu minimuma indirgemek için güvenliği en üst seviyeye çıkarmak için elimizden geleni yapıyoruz.
“GÜVENLİK GÖREVLİLERİ SAAT BAŞI DEVRİYE ATIYOR”
Şimdi bir de her sokak başına çip koyduk. Güvenliklerin görev saatleri içerisinde nerede oldukları, uyuyup uyumadıkları hakkında bilgi sahibi olmak zor. İşte burada da devreye güvenlik devriye tur kontrol sistemimiz giriyor. Güvenlik görevlileri her saat başı sanayimizde dönüşümlü olarak devriye atıyor. Bizde sabah geldiğimiz zaman güvenliğin saat başı dolaşıp dolaşmadığını cihaz sayesinde bilgisayardan çıkarıp bakıyoruz. Güvenliklerimizin devriye kalemi sistemi sayesinde sanayi içinde yaklaşık 1 saat dolaşıyor.
“BİZİM TALEBİMİZ BİTMEZ, ESNAFIN BEKLENTİSİ DE BİTMEZ”
Hazal BAŞARAN: Silivri sanayisi olarak Silivri Belediyesi’nden ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden beklentileriniz var mı?
Ercan ÇALIŞKAN: Ben sivil toplum kuruluşu Başkanı olarak görevimi ifa ediyorum ama üst makamlarla Kaymakamımız, Belediye Başkanımızla beraber Silivri halkının, Silivri’de ticaret yapan insanların ve ailelerinin refahını, huzurunu sağlamak hepimizin görevi. O noktada biz Silivri olarak çok şanslıyız. Tabi bizim talebimiz bitmez, esnafın beklentisi de bitmez. Sanayimize uzun ömürlü ve tatmin edici getiriyi sağlamak en büyük arzumuz. Hep birlikte sanayimizi daha ileriye götürmek için çalışıyoruz.
“ÇORLU’DAN, BÜYÜKÇEKMECE’DEN, ÇATALCA’DAN ÖNCE SİLİVRİ SANAYİSİNİ TERCİH EDELİM"
Bizim en büyük beklentimiz, halkın işi dışarıya götürmemesi noktasında. Yani Çorlu’dan, Büyükçekmece’den, Çatalca’dan önce bizim sanayimizde işlerin yaptırılmasını istiyoruz. Çok eskilerde büyük hatalar yapılmış. Şimdi şapkamızı önümüze koyup konuşmamız lazım. 10 tane iyi iş yaparsınız bunu anlatmazlar ama 1 tane hatalı iş yaptığınızda bunu konuşurlar. 1250 işyeri var burada. Bir tanesinin ufak hatası herkese mal oluyor. Onun için hata yapma şansımız yok. Bu tip anlaşmazlık ve sorunlarda bizde aracı oluyoruz. Bu tarz durumları minimuma indirmeye gayret gösteriyoruz. Esnaf siftah etmeden evine giderse evinde de huzuru olmaz. Her şeyin başı bu. Silivri içinden bir ailenin mutfak dolaplarını burada sanayimizde yaptırdığını düşünün. Buraya bir para ödüyor. Buradaki esnaf da kazandığı parayı Silivri içinde harcıyor. Yani döngüyü Silivri içinde sağlayabiliriz.
“SANAYİ ESNAFI KAZANIRSA ÇARŞI ESNAFI DA KAZANACAK”
Başka sanayilere iş taşırsak buradaki esnafımız kazanmayacağı gibi çarşımızdaki esnaflarımız da kazanmayacak. Çünkü insanlar burada para kazandığı zaman akşam gidip sahilde çay içecek, bir bakkaldan alışveriş yapacak, çoluğuna çocuğuna ayakkabı alacak. Yani böyle düşünürsek bu gelirden herkes payını alacaktır. Onun için insanları buradan alışveriş yapmaya çağırıyoruz. Bizlere daha fazla güvenmelerini istiyoruz. Komşuluk yaptığımız bu insanlarla ticaret de yapabilmeliyiz diyorum.
“EKONOMİK ŞARTLAR AĞIRLAŞTI AMA SAYICA AZALMADIK”
Hazal BAŞARAN: Sanayide 1250 adet işletme varlığından bahsetmişken, sıkıntılı pandemi sürecinden sonra tablo nasıl değişti?
Ercan ÇALIŞKAN: Ekonomik şartlar ağırlaştı. Sayı olarak azalmadık. Çünkü askerden gelen gençler çok fazla iş anlamında alternatifleri olmadığı için sanayide oto galericilik, parçacılık gibi işlere yöneldi, yanına bir usta alıp yağcı dükkanı açtı. İşletme sayımız artıyor. Şu anda boş dükkanımız hiç yok.
“İŞLETMELERİN GÜÇLENMESİ İÇİN AYNI FAALİYET KONUSU BULUNAN İŞYERLERİNE DİP DİBE RUHSAT VERİLMEMESİ GEREKİYOR”
Sayıyı artırmak mesele değil bizim kaliteyi artırmamız lazım. Aslında Avrupa buna çareyi bulmuş. Bulgaristan’a gittiğim zaman görüyorum; çarşıda bir işletme var, bu işletmelerin 400 metre yakınına başka bir işletmeye ruhsat vermiyor. Bu kasap dükkanı da olabilir, bakkal da olabilir, hiç fark etmez. İşletmeyi kolluyor. Avrupa, ‘Ben işletmenin güçlü olmasını istiyorum. İşletme güçlü olursa sigortasız çalıştırmaz, ekonomik imkanları daha iyi olur, daha fazla kişiye istihdam sağlar. Çok sayıda işletme olduğu zaman para kazanamıyorlar haliyle kaçak göçek yollara gidiyorlar, vergiden oradan buradan kaçırıyorlar, çalışanlara sigorta yapmıyorlar’ diyor.
“DEVLET BÜYÜKLERİMİZİN FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAMASI LAZIM”
Bir de biz çalışma koşulları ile zengin bir ülke olduk. Esnaf için şartlar çok ağırlaştı. Bugün 5,5 Bin TL’ye kimse çalışmıyor. En az para alan 6,5 – 7 Bin TL alıyor. 2 Bin küsür de çalışanın SGK’sı var. Yemesi, içmesi, ulaşımı 15 Bin TL’ye varıyor. Yılbaşında da asgari ücret muhtemelen artacaktır. Bu rakam daha da yükselecektir. Bir işletmede en az 2 kişi ile çalışmanız lazım yoksa dükkanınızı kapatıp ne bir bankaya ne bir vergi dairesine gidebilirsiniz. En az 1 kişi bile çalıştırsanız 15 Bin TL, bir de işveren olarak kendi kazancınızı da hesaplayın 30 Bin TL. Dükkan kirası, elektrik, su, vergi, muhasebeyi düşündüğünüzde en küçük işletmenin bugün aylık gideri 50 Bin TL. Böyle baktığımız zaman şartlar zor. Devlet büyüklerimizin bir kere fiyat istikrarını sağlamaları lazım. Her şeyin arttığı bir noktada muhakkak ki bizim esnafımızın da fiyatları artacaktır. Ekonomiye göre kendilerini ayarlayacaklar.
“TEMEL EĞİTİMİN 12 YILA ÇIKMASI NOKTASINDA HATA YAPTIK”
Hazal BAŞARAN: Ustalar kendilerine çırak bulabiliyor mu?
Ercan ÇALIŞKAN: Özür diliyoruz. Bizim hatamız var bu işte. Temel eğitimin 12 yıla çıkması noktasında bizden de görüş almışlardı. Bizler de 12 yıl temel eğitimin çok doğru olacağı kanaatindeydik o zaman ama şimdi hata yaptığımızı görüyoruz.
“HERKES MASA BAŞI İŞ İSTİYOR”
Eskiden orta bir, orta iki, orta üçte on tane zayıf getiren çocuğu babası elinden tutup sanayiye getiriyordu. ‘Bu okumaz, kaportacı olsun, tamirci olsun’ diyordu. Oradan çok iyi ustalarımız yetişti ama şimdi temel eğitim 12 yıla çıkınca herkesin çocuğu bir kere liseyi bitiriyor. Liseden önce sınıfta kalma yok. Liseyi bitirdiği zaman aileler çocuğum okuyor, durumu iyi yani diye bakıyor. Hiçbir imkanı olmasa bile özel üniversiteler var; bankadan borç alırım, kredi çekerim çocuğumu okuturum diyor. Bir de üniversite hayatı… Çok ciddi masraflar yapılıyor. Hepimizin çocuğu var. Hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz. Madem kafası çalışıyor okusun diyoruz. 400-500 Bin TL harcadığınız çocuğunuz elinde bir diploma ile mezun olup geliyor. Sonra üniversiteli ordusu yetiştiriyoruz. Sonra bana whatsapptan, ‘Benim bir oğlum var. Üniversite bitirdi. Belediye, kaymakamlık, vergi dairesinde bir iş…’ diye yazıyor. Herkes masa başı, bilgisayarlı, klimalı iş istiyor ama kimse sokak süpürmek, çay yapmak istemiyor, herkes en güzel yerde olsun istiyor.
“ÇIRAK BULAMIYORUZ”
Biz 1972 Almanya’nın durumuna düştük. Allah’tan Suriyeliler geldi, 4-5 yıl bizi kurtardı yoksa biz daha kötü durumda olurduk. İş gücü bulamıyorsunuz. Diğer işleri yapacak eleman bulamıyoruz. Bu temel eğitimle ilgili yaptığımız hatalardan dolayı şu anda sanayide marangoz, kaportacı, tamirci yetişmiyor. Bu kadar işsiz ordusu bizim için iyi değil. Kimse iş beğenmiyor. Çok önemli bir konu.
“ŞU ANDA 500’ÜN ÜZERİNDE SURİYELİ, PAKİSTANLI YABANCI ÇALIŞAN VAR”
Hazal BAŞARAN: Suriyelilerden bahsetmişken Başkanım, sığınmacılar Silivri sanayisinde işgücü piyasasını nasıl etkiliyorlar?
Ercan ÇALIŞKAN: Şu anda 500’ün üzerinde Suriyeli, Pakistanlı yabancı çalışan var. Elbette Suriyelilerin kendi ülkesine dönmesini bende isterim. Geçtiğimiz gün bir fabrika sahibi ile kahve içtim. ‘Bana iş başvurusu için gelecek olanların taksi ücretini bile ödüyorum’ diyor. Geldiğimiz noktaya bakın. ‘Ve bunu ilan ediyorum. Bana iş başvurusu için gelecek olan herkesin taksi parası benden diyorum’ dedi. Çalışacak eleman bulamıyoruz. Diplomalı ordumuz çok ama diplomalı ordumuz gidip fabrikada çalışmıyor. İşte 1972’de Almanya, Türkiye’den 3 Milyon kişi aldı. Neden? Doktor, avukat onlarda vardı zaten, bu iş dallarında çalışana ihtiyaç duyuyorlardı.
“EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞMELİ”
Hazal BAŞARAN: Gençlerin işgücü piyasası ile bütünleşmesi nasıl sağlanabilir?
Ercan ÇALIŞKAN: Eğitim sistemini değiştirmemiz lazım. Temel eğitimin 12 yıla çıkması hataydı. Bende hata yaptım, hepimiz hata yaptık. Hatamızı kabul edeceğiz. Ve bundan geri döneceğiz. Çıraklık Eğitim Merkezleriyle olur. Bu işin nasıl olacağını muhakkak devlet büyüklerimiz değerlendirir.
“SANAYİDEKİ ÇIRAKLIK OKULU YENİDEN FAALİYETE GEÇİRİLEBİLİR”
Öğrencilerin ilgi, yetenek ve becerilerine göre sanata, spora, hukuk öğrenimine yönlendirilmesi gerekiyor ama okumaya çok fazla merakı olmayan çocuklarımızın da orta birden, orta ikiden itibaren ülkemizin gelişimi için büyük önem taşıyan mesleki eğitimle tanıştırılması akabinde sanayide görevlendirilmesi gerekiyor. Sanayimizde bir Çıraklık Okulu var. Bunu faaliyete geçirebiliriz. 12 tane dersliği var.
“BELKİ DE PAKİSTAN’DAN, AFGANİSTAN’DAN ZANAATKAR GETİRMEK DURUMUNDA KALACAĞIZ”
Yeni kaportacılar, yeni tamirciler, yeni kaynakçılar, yeni marangozlar yetişmiyor. Sektörde büyük sıkıntılar yaşayacağız. Belki de biz de dışardan Pakistan’dan, Afganistan’dan zanaatkar getireceğiz. Çünkü iş oraya gidiyor. Eğitim sistemimizi değiştirmezsek bu sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. Yeni çırakların yetişmesinin önünü açmamız lazım. Çok da geç kalmış sayılmayız. Zaman zaman milletvekillerimiz geliyor, anlatıyoruz. En son Davutoğlu geldiğinde söylemiştim. Anlatıyoruz ama devlet büyüklerimizin çare bulması lazım, bizim elimizden gelen bir şey değil.
“TORNACILARA, MARANGOZLARA, ELEKTRİKÇİLERE, KAYNAKÇILARA YETKİ BELGELERİNİ ALDIRDIK”
Hazal BAŞARAN: FSM Belgelendirme Hizmetleri ile kaynak ustalarına yetki belgesi verilmesi hususunda ortak bir çalışmanız oldu. Silivri sanayisinin kaynak ustaları yetki belgelerini aldı mı? Ve bunun gibi çalışmalarınız olacak mı merak ediyorum…
Ercan ÇALIŞKAN: Bunları biz talep ediyoruz. Gelip burada kurs veriyorlar. Ustalarımız sınava giriyor, bu belgeleri alabiliyorlar. Yıllardır bu işi yapan bazı ustalarımızın belgeleri yoktu. Bu eksikliğin giderilmesi adına önayak olduk. Kendilerine mesaj attık, bilgi verdik. Burada toplantılar yaptık. Belgelerini aldılar. Tabi ki bu kurslar yine açılacaktır ama yetişen usta yok arkadan, yeni belge verilecek insanlar olsa keşke… Bir de devlet bir yasa çıkarmıştı, yılbaşına kadar bu belgeyi alana bu belge tamamen ücretsiz veriliyordu. Sonra 3 ay uzattılar onu, Mart sonuna kadar. Bu arada kim belgeye başvurduysa hiç para ödemedi. Ama şimdi bu belgeyi almak isteyenlerin yaklaşık 1,5-2 Bin TL kadar masrafları oluyor. Çünkü bu yetki belgesi verilen özel sektördeki kurumlar, hocaları ile beraber gelerek kursu video çekerek ispatlı bir şekilde veriyorlar ve bu parayı da alıyorlar. Biz bu yetki belgesi işini kaynakçıların yanı sıra tornacılar, marangozlar, elektrikçilerle de yaptık. 3-5 kişinin üstünde bir talep olduğu zaman kursu burada veriyorlar, yazılı sözlü sınavın yanı sıra bir atölyede uygulamalı iş becerisine de bakıyorlar.
“ESNAFIMA BOL KAZANÇLI, BEREKETLİ, YENİ BİR YIL DİLİYORUM”
Hazal BAŞARAN: Son olarak bizim sormayı unuttuğumuz ama sizin eklemek istedikleriniz nelerdir?
Ercan ÇALIŞKAN: Ben kendi adıma sanayi esnafımın bereketli, sağlıklı, mutlu günler geçirmesi için elimden geleni yapıyorum. Biz son 2 yılda büyük sıkıntılar yaşadık. Esnaflarımızın işyerleri haftada 3-4 gün kapalı idi. Artık bu sıkıntıları yeni yılda inşallah geride bırakalım. Esnafın dükkanını açarak rahat, huzurlu bir şekilde kazanç sağlamasını istiyorum. Bol kazançlı bir yıl olsun diyorum. Yeni yılın herkese sağlık, mutluluk, huzur getirmesini diliyorum. Esnafıma bol kazançlı, bereketli, yeni bir yıl diliyorum.