Eroğlu: "Salgın, Zamanında Tu Kaka Denilen Plastiğin Bizlere Hizmet Sunduğunu Gösterdi"

ABONE OL

Küpe FM'de yayınlanan Korona Özel Yayını'na Amerika'dan bağlanan SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Türk Plastik Sanayicileri Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, plastiğin hayatımızdaki yeri ve önemi üzerine konuştu.

Ülke gündemini belirlemeye devam eden korona virüse özel program başlatan Küpe FM, SEM Plastik Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Türk Plastik Sanayicileri Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu’nu konuk etti. Sorumsuz kişiler yüzünden uzun yıllardır plastikle ilgili yanlış bir algı oluşturulduğunu, plastik malzemenin hayatımıza sağladığı artıların karartıldığını söyleyen Eroğlu, yürütülen bu karalama kampanyasının salgın sürecinde haksızlığının anlaşıldığını vurguladı. ‘Çevreyi plastikler değil atıkları doğaya bırakan insanlar kirletiyor’ diyen Eroğlu, plastiğin ve plastik kökenli malzemelerin günümüzde hayatımızın vazgeçilmez unsurları haline geldiğinin ve hijyenik özelliğiyle öne çıktığının altını çizdi.

Radyo programcısı Turhan Alyakut ile Yavuz Eroğlu arasında geçen sohbet aynen şöyle gelişti:
 
“UÇUŞLARIN İPTALİ DOLAYISIYLA AMERİKA’DA KALDIM”

Turhan ALYAKUT: Amerika’da bulunuyorsunuz. Merak ettiğim öncelikli şey şu; uçuşlar iptal edildiğinden dolayı zorunluluktan dolay mı dönemediniz yoksa planlanmış başka işleriniz nedeniyle mi oradasınız?

Yavuz EROĞLU: Süreçten etkilendik. Dönemedim açıkçası.

“AMERİKA’DA DA TEDİRGİNLİK SÖZ KONUSU”

Turhan ALYAKUT:
Temsilciliğini yaptığınız PAGEV’le ilgili konuşmadan önce hazır Amerika’dayken bize oradaki durumu özetler misiniz? Bu virüsten en çok etkilenen ülkelerin başında Amerika geliyor.

Yavuz EROĞLU: Bütün dünya bildiğiniz gibi bu konuda tedirgin. Burada da aynı tedirginliği görüyoruz. Şehirlere göre değişiyor. Benim bulunduğum bölge daha güvenli, burada vaka sayısı da az ama genele baktığımızda herkes hem sosyal mesafeyi koruma anlamında hem de evde kalmak gibi bir tedbir içinde. Zorunlu olmadıkça üretim yerleri hariç insanlar dışarı çıkmamaya çalışıyor. Herkes tedbirlere riayet etme noktasında bir yaklaşım var. İster istemez hayatın akışını değiştiren yeni bir durum oluştu.

“PLASTİK HAMMADESİYLE ÇALIŞAN SEKTÖRLER FARKLI FARKLI ETKİLENİYOR”

Turhan ALYAKUT:
Peki bu yaşadığımız süreç sizin üretim yaptığınız sektörü nasıl etkiliyor ya da etkileyecek?

Yavuz EROĞLU: Bizim sektörümüz plastik sektörü. Plastik bugün hayatımızın birçok yerinde var. Üzerimize giydiğimiz kıyafetten kullandığımız araçlara, gıdalarımızı koyduğumuz ambalajlardan evimize aldığımız televizyonlara kadar plastik her şeyin içinde. Bu kadar geniş bir yelpazeyi içeren bir hammaddeyi içeren ürünler de farklı farklı etkileniyor. Yani kapı pencereyi üreten meslektaşlarımızın bu süreçte etkilenmesi farklı, otomotiv sektörünün farklı, ambalajın farklı. Ama şunu söyleyebilirim; özellikle otomotiv sektörü gibi, inşaat sektörü gibi bu yaşanan süreçten olumsuz etkilenen sektörlere hizmet eden plastik firmaları zor bir süreçte bu işi yapıyorlar. Yaşanan süreçte gıda sektörü stratejik anlamda çok önemli. Gıda sektörüne ambalaj hijyen anlamında çok önemli dolayısıyla o taraftaki firmalarımız da hijyenin çok önemli olduğu bu dönemde ürünleri sağlamak için yoğun bir tempoyla çalışıyorlar. Bunu görebiliyoruz. Medikal malzemelerin çoğu plastiktir. Bu medikal ürünlerin bir şekilde sağlık çalışanlarına iletecek firmalarımız yoğun çalışıyor. Birbirinden farklı bir yapı içinde devam eden bir süreç.

“ÇEVREYİ KİRLETEN SORUMSUZ KİŞİLER YÜZÜNDEN PLASTİĞE OLUMSUZ YAKLAŞILDI”

Şunu söyleyebilirim; geçmiş dönemde plastikle alakalı çeşitli kaygılar vardı. Çevreyi kirleten duyarsız kişiler yüzünden plastikle alakalı olumsuz algı oluşmuştu. Olumsuz bir yaklaşım vardı.
 
“PLASTİĞİN HAYATIMIZA ÇOK CİDDİ KATKILARI VAR”

Ancak özellikle bu salgınla birlikte plastiğin hayatımıza çok ciddi katkılar verdiği görüldü. Bu salgının önlenmesi, yayılmasının azaltılması ve tedavi edilmesi noktasında çok ciddi katkıları var. Gözümüzün önüne sağlık çalışanlarını getirelim. Üzerlerine giydikleri önlük ve tulumlar plastik içeren bir kumaştan dokunuyor. Gözlükleri, eldivenleri, maskeleri, siperlikleri bunların hepsi plastik, tek kullanımlık malzemeler. Hastanede şırıngasından tutun bütün malzemeler yine plastik sektörünün sağladığı malzemeler. Bu anlamda plastik çok ciddi bu süreçte katkı veriyor.
 
“ÇALIŞMA BAKANLIĞI FABRİKALARDA HİJYEN AÇISINDAN PLASTİK KULLANILMASINI İSTEDİ”

Bu işin en önemli kısmı bu hastalıkların bulaşmasını önlemek. Hijyen noktasında bakınca plastik tek kullanımlık ürünler çok önemli yer tutuyor. Kimse haklı olarak başkanın yemek yediği bir kapta yemek yemek istemiyor, içtiği bir bardakta içmek istemiyor. Plastik tek kullanımlık bardak, çatal, kaşık, tabak, bıçak gibi ürünleri kullanıyor. Sevindirici bir gelişme yaşandı; Çalışma Bakanlığı bütün fabrikalarda hijyen için bunların kullanılmasını istedi.
 
“BU SÜREÇTE PLASTİĞE OLAN ÖNYARGILAR KIRILDI”

Aynı şekilde 1-1,5 yıldır Türkiye’de çok büyük gündemdi bu alışveriş poşetleri konusu. Ücretli hale getirildi. Uzmanlar uyarmaya başladı. Sürekli kullanılan bez torbalar aslında marketten eve, evden markete virüs taşıma riski taşıyor. Bunların yerine tek kullanımlık alışveriş poşetlerinin kullanılmasının çok önemli olduğunu söylediler. Nitekim açık satışta olan meyve sebzeler de sürekli ellendiği için risk oluşturuyor. Bunların artık poşetli olması zorunlu hale geldi. Keza ekmek de artık poşetin içine girdi. Bütün bunlarda neyi gördük? Sağlık için, hijyen için özellikle şehirli yaşamın getirdiği toplu ortamda plastikler aslında bize çok ciddi hayat kolaylığı veriyor, vazgeçilmez durumdalar. Dediğim gibi o sorumsuz davranışlar içinde olanlar nedeniyle plastik çevre konusu üzerinden haksız yere yanlış bir algıyla değerlendirildi. Bu süreç bizlerin bu konuyla alakalı aydınlanmasını sağladı.

“BU SÜREÇTE ZAMANINDA TU KAKA DENİLEN PLASTİĞİN ÖNEMİ ANLAŞILDI”   
          
Turhan ALYAKUT:
Peki bu kriz plastik sektörü için aynı zamanda fırsatta doğuruyor diyebilir miyiz?

Yavuz EROĞLU: Keşke böyle bir şey hiç olmasaydı. Keşke böyle bir aydınlanma için bu sürece hiç ihtiyaç olmasaydı. Bunu gönül rahatlığıyla söylüyorum. Çünkü birçok insan bu konuda ciddi sıkıntılar çekiyor. Ateş düştüğü yeri yakar. Onun için keşke olmasaydı diyoruz. Ama bir taraftan da demek ki bazı şeyleri değerlendirirken etraflıca bakmak lazım. Zamanında tu kaka denilen plastiğin hayatımıza ne kadar çok katkı verdiğini, bizlere hizmet sunduğunu görmüş olduk diye düşünüyorum.

Haber : Batuhan GÜÇLÜ