Soylu'dan Suriyeli mülteci açıklaması: Biraz dişimizi sıkalım, öteki dünya var!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün Silivri programında sığınmacı konusuna değindi. Göç sorununun bütün dünyanın sorunu haline geldiğini söyleyen Soylu, 'Bu coğrafya mümin coğrafyasıdır. İnananlar kardeştir diyoruz. Niçin diyoruz, demeyelim o zaman. 3 Milyon 650 Bin Suriyeli kardeşimize bakıyoruz ya... Onlar kendi ülkelerine dönecekler. Bu ülkenin insanlarının onlara gösterdiği hassasiyetleri hayatları boyunca hatırlayacaklar. 'Zora düştüğümüzde bize büyük Türk milleti yardımcı oldu' diyecekler. Dünyada bundan büyük miras yok. Vallahi yok, billahi yok. Ne olur biraz dişimizi sıkalım. İnsanlara biraz sabır gösterelim. Hepimiz öleceğiz. Öteki dünya var. Asıl dünya o dünya. Zenginlikle fakirlik, varlıkla yokluk, makamla hiçlik arasında bir imtihandayız. Eğer bu imtihanı kaybedersek gelecek nesillerimiz, Allah korusun, Men Dakka Dukka! (çalma kapımı, çalarlar kapını)' dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bugün Silivri’de YüzYüze100Gün Projesi kapsamında STK temsilcileri, Vakıf ve Dernek Başkanları, İş İnsanları, Kanaat Önderleri ve Muhtarlar ile Palmiye Düğün Salonunda buluşma toplantısı yaptı.
“BİZ UMUT COĞRAFYASIYIZ”
Soylu, burada Suriyeli sığınmacılara ilişkin şunları söyledi:
Biz etrafımızdaki coğrafyanın umut coğrafyasıyız. Osmanlı binlerce kilometre öteye gitmiş sadece merhametin, yardımın, kardeşliğin, dostluğun, büyük bir devletin nasıl olabileceğinin örneğini ortaya koymuş. Gittiğimiz her yerde itibarla karşılanıyoruz çünkü biz Batı gibi, Amerika gibi, İngiltere gibi, Fransa gibi, Almanya gibi kimseyi sömürmedik, kimseyi köleleştirmedik. Biz böyle bir millet değiliz.
“BU TOPRAKLARA BÜYÜK BİR SEVGİ VAR”
Biz bir taraftan Mevlana’nın, bir taraftan Hacı Bayram Veli’nin, bir taraftan başımız sıkıştığında gittiğimiz Eyüp Sultan Hazretlerinin, bir taraftan Veysel Karani’den, bir taraftan geçen gün gittiğimiz bir taraftan Sultan Şeyhmus'un bıraktığı manevi iklimin etkisindeyiz. Bu ülkede her gün 5 vakit ezan okunuyor. Bu ezan sadece bizi namaza çağırmıyor; bize kardeşlik, dostluk ve yardımlaşmayı hatırlatıyor. Bu topraklara büyük bir sevgi var. Sevgi, güven olduğu için vardır. Bu coğrafyadan haksız bir şey çıkmaz diye vardır.
“NEYMİŞ SURİYELİLER TÜRKİYE’YE GELMİŞ! NE YAPACAKTIK ALLAH’INIZI SEVERSENİZ YA?”
Bugün Amerika’nın, Avrupa’nın bizim üzerimize abanmasının, ekonomik saldırılar yapmasının, önümüzü tıkamasının temel sebeplerinden biri de budur. Neymiş Suriyeliler Türkiye’ye gelmiş! Ne yapacaktık Allah’ınızı severseniz ya? Siyaset var, sırtımızı dönelim. İngiltere gibi insanları kampa gönderelim, orada yok edelim! Biz bunlarla 500 yıl aynı sancak altında yaşadık kıymetli Silivriler ya. Oradaki insanları yalnız bırakmamalıyız, ümitsiz bırakmamalıyız.
“BİZ, AVRUPA’NIN ENAYİSİ DEĞİLİZ”
Elbette ki kaçak göçeği önlemeye çalışıyoruz, birçok önlem alıyoruz. Elbette ki geri gönderiyoruz. Burayı bir kaçak göç merkezi haline getirmek istemiyoruz. Bu da Avrupa'nın bir projesi, 'Bize gelmesinler Türkiye'de kalsınlar.' Biz senin enayin değiliz.
“İNSANLIK ELİMİZİ UZATIYORUZ”
Dünyanın bu vahşete sessiz kaldığı dönemde biz insanlık elimizi uzatıyoruz. Sırtımızı dönersek orada bir soykırım gerçekleştirecekler. Nerede kaldı Türklüğün? Nerede kaldı Müslümanlığın? Nerede kaldı insanlığın? Bizim coğrafyamızda yabancı düşmanlığı olmaz, bugüne kadar da olmadı. Bu coğrafya mümin coğrafyasıdır. İnananlar kardeştir diyoruz. Niçin diyoruz, demeyelim o zaman.
“ZENGİNLİKLE FAKİRLİK ARASINDA İMTİHANDAYIZ”
3 Milyon 650 Bin Suriyeli kardeşimize bakıyoruz ya, onlar çalışıyorlar, onların Türkiye’de yaşamalarını müsaade ediyoruz ya… Onlar kendi ülkelerine dönecekler. Bu ülkenin insanlarının onlara gösterdiği hassasiyetleri hayatları boyunca hatırlayacaklar. Kendi evlatlarına ve torunlarına ‘zora düştüğümüzde bize büyük Türk milleti yardımcı oldu’ diyecekler. Dünyada bundan büyük miras yok. Vallahi yok billahi yok. Ne olur biraz dişimizi sıkalım. İnsanlara biraz sabır gösterelim. Ne olursunuz hepimiz öleceğiz. Öteki dünya var. Ve öteki dünyaya hep beraber gideceğiz. Asıl dünya o dünya. Zenginlikle fakirlik, varlıkla yokluk, makamla hiçlik arasında bir imtihandayız.
“BU İMTİHANI KAYBEDERSEK, MEN DAKKA DUKKA!”
Bunların hepsini yaşıyoruz. Bunların hepsini görüyoruz. Eğer bu imtihanı kaybedersek gelecek nesillerimiz Allah korusun, Men Dakka Dukka (çalma kapımı , çalarlar kapını) Böyle bir tablo ile karşılaşırsak ne olur? Biz yokluk çekmedik mi? Biz zorluk çekmedik mi?
“KABE’Yİ TAVAF EDENLER BİZİM ÜLKEMİZ İÇİN DUA EDİYORLAR”
Kurtuluş Savaşında silahımız yokken bize kimler yardımcı oldu? Hangi kilometrelerden insanlar altınlarını bozdurdular da Türkiye’ye, bu millete gönderdiler. Neden? Bu ülke İslam’ın son kalesidir. Şu anda Kabe-i Muazzama’nın etrafında tavaf edenler, kendi ülkelerinden önce ‘Allah’ım ne olursun bu insanlara yardımcı ol’ diye bizim ülkemize dua ediyorlar. Bizim milletimiz değiller ama bize dua ediyorlar. Böyle bir anlayışı, böyle bir fırsatı farklı bir noktaya çevirmek isteyenlere elbette bakmak lazım.
“SURİYE DÜZELİRSE ÇOĞU ÜLKESİNE DÖNECEK”
Burada Suriye düzeldiği zaman gitmek ister misin diye soruyoruz. %70’i gideriz diyorlar. Toprağı, işi gücü var, hatırası var. Ne yapacak? Dünya burada kazanacağı 3-5 kuruştan ibaret mi?
Hazal BAŞARAN