Tarihi Kilise Koruma Altına Alınmayı Bekliyor!
Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği tarafından çıkarılan bültenin ilk sayısında altın bulma umuduyla definecilerin talan ettiği Değirmenköy Germiyan Kilisesi'nin durumu ele alındı. Bu çerçevede konuyla ilgili yapılan açıklamada, 'Yakın geçmişte, yerel belediyeye derneğimizce yapılan öneriler doğrultusunda yapı etrafına tel çit çekilmiş olsa da bu çitlerin koruyuculuğu yetersiz kalmaktadır. Yapı, korumaya alınarak ihya edilebilir, yeniden işlevlendirilerek bir kültürel miras olarak topluma kazandırılabilir. Germiyan Ortodoks Kilisesi; son elli yıldaki sahipsizliğine rağmen yüzlerce yıl yaşamayı başardıysa, şu an da kaderine terk edilmemelidir. Silivri'nin tarih ve kültür turizmine katkısı olacak bu eserin ivedi şekilde korumaya alınması gerekmektedir' ifadeleri kaydedildi.
Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği, “İnsan bilinci tarih bilinci ile var olur” mottosundan hareketle bülten çıkardı. Bültenin birinci sayısında haftanın konusu olarak definecilerin saldırısına uğrayan ve bakımsızlık nedeniyle ayakta durmakta zorlanan Değirmenköy Germiyan Kilisesi işlendi.
“YAPIMINDA II. ABDÜLHAMİD DE ROL ALMIŞTIR”
Bültende Değirmenköy Germiyan Kilisesi’nin tarihi, günümüzdeki durumu ve yapı analizi şöyle ifade edildi:
“Geçtiğimiz haftalarda ülke ve Silivri gündeminde yer alan Değirmenköy Germiyan Kilisesi haberi üzerine güncel bir bilgilendirme yazmak istedik. Belirli periyodlarla yakından takip ettiğimiz 0 Ada 9019 parselde yer alan Ortodoks kilise yapısı, Osmanlı devrinde Çatalca vilayetine bağlı olan günümüzde İstanbul İlinde Silivri ilçesinde yer alan Germiyan Kilisesi 1868 yılında Rum Patrikhanesi tarafından inşa ettirilmiş olup yapımında II. Abdülhamid’de rol almıştır. 1923-1924 yılları arasındaki mübadeleden sonra Rumlar bu bölgeyi terk edince okul olarak kullanılmıştır. Dört duvarı ayakta duran Germiyan Kilisesi plan bakımından Bazilikal plan tipine aittir. 1948’den sonra okul olarak kullanılan yapı, okul olarak kullanıldığı dönemde apsis kısmı yıkılıp yeni eklerle yeniden düzenlenmiştir. Bazilikal formdaki yapı 24,5x15,5 m. ölçülerinde olup yaklaşık 12 m. yüksekliğindedir. Üst örtüsü beşik tonoz olan yapıya giriş batı cephesindendir. Aynı zamanda yapıya yan cephelerden de giriş bulunmaktadır. Bu girişler Narteks olarak adlandırılan bölüme açılmaktadır. Kilise döneminde kadınlara ait girişlerin bu kapılardan yapıldığı düşünülmektedir.
“DUVARLARI VE ÇATISI YIKIK VAZİYETTE”
Atıl haldeki kilisenin dört tarafındaki duvarları ve çatı örtüsü kısmen yıkık vaziyettedir. Ön ve yan cephelerde beden duvarları üzerinde okul döneminde açılan muhdes pencere boşlukları bulunmaktadır. Yapı zemin kat ve birinci kattan oluşmakta ve yapı içerisinde sonradan eklenmiş betonarme bir merdiven ve üst kattaki mekanlara bölen sonradan yapılmış iç duvarlar yer almaktadır.
“YER YER DEFİNE ÇUKURLARI GÖRÜLÜYOR”
Üst kat döşemesi tamamen çökmüş olan yapının iç kısmında yer yer define çukurları görülmektedir. İki adet tuğla kemerli taş sütun arasından Batı cephesinden giriş yapılmaktadır. Bu alanın sağında ve solunda ise sonradan eklendiği düşünülen nişler yer almaktadır. Narteks kısmından da naos ve yan neflerin olduğu bölüme açılan kapı boşluğu bulunmaktadır. Simetrik bir düzene sahip olan dış cephe ve köşe kısımları kesme taş ile beden duvarları ise yığma taşlarla inşa edilmiştir. Bazilikanın çatı örtüsü Marsilya tipi kire mittir. Yapının çatı örtüsünü çevreleyen tuğla malzemeden kirpi saçak detayı ve iç mekandan kolaylıkla görülebilen çatı altı ahşap tavan kaplaması halen bazı bölgelerde rahatlıkla görülmektedir.
“YIKILMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA”
Yapı 19. yy.’da inşa edilmiş olup günümüze kadar beşeri ve doğal koşulların etkisinde kalarak bir harabeye dönüşmüştür. Uzun yıllardır harabe halde ayakta durmaya çalışan Germiyan Ortodoks Kilisesi her geçen gün beden duvarlarının tahribata uğratılması, define kazıları yapılması, iç mekan bölme duvarlarının ve ahşap dikmelerin doğal nedenlerden dolayı bozulmaya uğraması, çatı örtüsünün halen yıkılmaya devam etmesinden dolayı tamamen yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
“BELEDİYENİN TEL ÇİT TEDBİRİ YETERSİZ KALIYOR”
Yakın geçmişte, yerel belediyeye derneğimizce yapılan öneriler doğrultusunda yapı etrafına tel çit çekilmiş olsa da bu çitlerin koruyuculuğu yetersiz kalmaktadır. Yapı, korumaya alınarak ihya edilebilir, yeniden işlevlendirilerek bir kültürel miras olarak topluma kazandırılabilir. Yüzlerce yılın yorgunluğu ile yapının ne kadar ayakta duracağı bilinmemektedir. Tarihi esere ait beden duvarlarının ayakta tutulması, çatı örtüsünün tamamen çökmesinin engellenmesi amacıyla koruma önerilerinin hazırlanması, ilgili analiz ve planlamanın zaman geçirilmeden hazırlanması gerekmektedir.
“YÜZLERCE YIL YAŞAMAYI BAŞARDI, KADERİNE TERK EDİLMEMELİ”
Germiyan Ortodoks Kilisesi; son elli yıldaki sahipsizliğine rağmen yüzlerce yıl yaşamayı başardıysa, şu an da kaderine terk edilmemelidir. Silivri’nin tarih ve kültür turizmine katkısı olacak bu eserin ivedi şekilde korumaya alınması gerekmektedir. Restorasyon tekniklerinin artık günümüzde daha gelişmiş ve geniş imkanlara sahip olması, eserin hızlı ve doğru bir şekilde belgeleme çalışmalarının yapılıp dönemine uygun olarak restore edilmesine olanak sağlayacaktır.
“RESTORE EDİLİRSE BÖLGEYE CANLILIK GETİRİR”
Kilise yapısının restore edilip işlevlendirilerek başta Değirmenköy bölgesinin turizmde etken bir rol kazanması ve bu işlevlendirme ile bulunduğu bölgenin de canlılığını arttırmada etkisi olacaktır.
“YAPININ YENİDEN KAZANILMASI İÇİN SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”
Değirmenköy halkının da yapının restore edilmesi için gerek CİMER’e gerekse Silivri Belediyesi’ne yaptığı başvurular göz önüne alındığında bu taleplerin göz önüne alınması gerekmektedir. Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği olarak; bu tarih ve kültür mirası ile ilgili süreci yakından takip edeceğiz, yapının yeniden kazanılması ile ilgili elimizden geleni yaparak gelişmeleri sizlerle paylaşacağız.”