Turhan: "Hepimiz Aynı Gemideyiz"

ABONE OL

TURAŞ Gaz Armatürleri San. ve Tic. A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı, Armatür Derneği Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Turhan telefonla bağlandığı Küpe FM Korona Özel Yayını'nda; 'Çin'i bu krizi atlattığı için en büyük risk olarak değerlendiriyorum. Hem çalışanlarımız, hem ekonomimiz hem de bizler için. Sağlığımız el verdiği kadar çalışmamız gerekiyor tabi ki sağlığımıza dikkat ederek çünkü hayat maalesef ekonomiyle yürüyor" dedi.

Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan, dünya genelinde hızlıca yayılan, ülkemizde de etkisini gösteren ölümcül salgın vakası korona virüse özel program başlatan Küpe FM, bu kapsamda bölgemizin köklü kuruluşlarından TURAŞ Gaz Armatürleri San. ve Tic. A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı, Armatür Derneği Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Turhan’ı konuk etti. Radyo programcısı Turhan Alyakut'un soruları doğrultusunda Turhan; koronavirüsün sektördeki etkilerini değerlendirdi, firmalara ve çalışanlara tavsiyelerde bulundu.

“PANDEMİYLE SAVAŞMANIN İKİ YOLU; MORALİMİZİ DÜŞÜRMEYECEĞİZ, İŞ KAOSUNA GİRMEYECEĞİZ”

Turhan ALYAKUT:
Bu süreci nasıl geçiriyorsunuz? İş yerinizde üretim devam ediyor mu?

Gökhan TURHAN: Bu en ciddi krizimiz. Uluslararası bir salgın. Bu pandemiyle savaşmanın en önemli yönteminin moral düşüklüğü ve iş kaosuna girmemek olduğunu düşünüyorum. Silivri’de bir imalatımız var. Yaklaşık 350 çalışanımız var. Amerika’da ve İtalya’da da satış ofislerimiz olduğu için uluslararası alanda da ülkeleri takip ediyoruz çünkü bizim pazarımız Türkiye olduğu kadar ihracat pazarlarımız da var. İhracat pazarlarımızda belli ülkeler virüsle ilgili kendi içinde önlemler aldıkları için Türkiye’deki düşüşü belli bölgelerde yaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde ciddiyetini daha da artıracağını, sorunlarımızın daha da büyüyeceğini öngörüyoruz fakat firmamız bu konuda yoğun çalışıyor.

“%70’E YAKIN BİR İŞ DÜŞÜŞÜ YAŞADIK”

Biz 350 çalışanımızla imalatımızı yoğun bir şekilde devam ettiriyoruz. “Herkes durdu siz niye durmadınız?” diyeceksiniz. Sağ olsun hem çalışanlarımız, hem de yöneticilerimiz gerçekten en üst koşullarda sağlıklarını koruyarak, önlemlerini alarak üretime devam ediyorlar. Çalışan firmalar belli zorluklarla tabi bu çalışmalarına devam ediyorlar. Maskesinden eldivenine, servisinden yemekhanesine kadar çok ciddi önlemlerle, bugüne kadar yapmadığımız yöntemlerle ayakta kalmaya çalışıyoruz. Ülkemizde işlerin düştüğünü gözlemliyoruz. Biz beyaz eşya sektörüne hizmet ediyoruz. Oradaki ürünlerin armatürlerini imal ediyoruz. Bizim sektörde dahi %70’e yakın bir iş düşüşü yaşandı.

“AVRUPA SIKINTILI AMA HALA ÇALIŞAN COĞRAFYALAR VAR”

Avrupa bu işte en ciddi sıkıntıyı yaşayan bölge. Avrupa’ya şu anda nerdeyse ürün ihraç etmek, oradan ithalat yapmak imkansız duruma geldi. Fakat çalışan ülkeler var. Ortadoğu hala devam ediyor. Ortadoğu’daki müşterilerimiz geçen hafta biraz duruş yaşadı ama tekrar çalışmaya başladılar. Güney Amerika’ya dün ihracatımızı yaptık. Satışlarımız devam ediyor. Orada da bu salgının etkilerini çok fazla hissetmiyoruz. İmalatımız el verdiği kadarıyla, devletimiz izin verdiği kadarıyla ve bizde hiçbir korona vakası yaşamadığımız sürece üretimimizi devam ettirmek için elimizden geleni yapıyoruz.

“ÇİN VE GÜNEY KORE BU KRİZİ İYİ YÖNETTİ”

Turhan ALYAKUT: İş dünyası normal rutinine ne zaman döner? Bu süreçle ilgili nasıl bir öngörünüz var?

Gökhan TURHAN: Kesin bir öngörümüz olmamakla birlikte tahmini öngörülerimiz var. Öyle bir hastalık ki aylarla değil, saatlerle değiştiğini görebiliyoruz. Olumsuz anlamda tabi çoğunlukla bu değişim oluyor. Uluslararası yayınları incelediğimde Çin ve Güney Kore’nin bu konuyla alakalı ciddi çalışmalarının olduğunu görüyorum. Çin 3 aylık bir süreç içinde hastalığı kontrol altına aldı. Geçtiğimiz gün Çinli bir müşterimiz aradı; bir an önce çalışmak istediklerini ve bu hastalığı yendiklerini söyledi. Buradan da şöyle bir sonuç çıkıyor; Çin ve Güney Kore gerçekten bu işe çok emek harcadılar. Biz bu süreçte salgına geç yakalanan bir ülke olarak avantajlıyız; daha önce yaşayan ülkelerin bunu hangi şartlarda yaşadığını, tedavi yöntemlerini görüyoruz. Bu gribin dışında farklı bir hastalık. Özellikle sigara içen, sağlığına bakmayan, direnci düşük insanların bu hastalığa yakalandığını ve %85 oranında insanın da bu hastalığı ayakta geçireceği belki de hiç hissetmeden atlatacağı doktor arkadaşlarımızın beyanı.

“DEVLETİMİZ CİDDİ TEDBİRLER ALDI”

Bu salgınla alakalı firmalarımıza ne önerebilirim? Konuşmamın başında dediğim gibi moralimizi yüksek tutmamız gerekiyor. Toplumun moral ve güven ortamı bence her şeyden önemli. Diğer taraftan kötü örnekler de var; İtalya, İspanya, İran maalesef bu salgını Çin ve Güney Kore gibi yönetemedi. Çok ciddi ölümler meydana geldi. Türkiye tarafından baktığımızda hem halkımız, hem çalışanlarımız, hem de devletimiz, Sağlık Bakanlığımız çok ciddi tedbirler aldı. Tedavideki gelişmeler de bizleri umutlandırıyor. Bu aşının da en kısa zamanda bulunacağına inanıyorum.

“PARA POLİTİKASINDAN ÇIKIP, MALİ POLİTİKAYA GEÇMEMİZ GEREKİYOR”

Reel sektör tarafına bakarsak Dünya Bankası, IMF gibi uluslararası finansal kurumlar inanılmaz bir pay ayırdılar. Ayrıca Amerika, Avrupa ve Çin’in de çok ciddi reel sektör önlemleri oldu. Bunlar gelecekte bizler için fayda sağlayacak. Türkiye’nin de almış olduğu salgınının reel sektöre olan etkilerini en aza indirmek amacıyla hazırladığı ekonomiye destek paketi var biliyorsunuz. Limitli sektör destek paketinin limitlerinin artırılmasını ve bu pandemiden etkilenen tüm sanayi sektörlerinin aynı eşitlikte desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Burada bizim para politikasından çıkıp mali politikaya geçmemiz gerekiyor. Bir an önce faizlerin indirilip para basmaya geçmemiz gerekiyor. Baktığınız zaman uluslararası büyük devletler hepsi şu anda trilyonlarca lira para basıyorlar. Ekonominin bir an önce düze çıkması için çalışmalar yapılmalı.

“6 AYDAN DAHA UZUN SÜRERSE İŞİN BOYUTU DEĞİŞECEKTİR”

Peki ne kadar sürecek? Çin bunu 3 ayda çözdü. Bizde çok iyi gidersek 3-6 ay arasında bu sorununun çözüleceğini düşünüyorum. 6 aydan daha uzun sürerse o zaman ciddi sorunlarla karşılaşacağız. Zaten bu sorun bizde çok olmamasına rağmen çok ciddi bir etki yarattı. Bu sorun uzarsa hepimizi düşünemeyeceğimiz kadar kötü durumlara sokar.

“BU KRİZDEN ETKİLENEN ÇOK FİRMAMIZ OLACAK”

Her firmanın direnme gücü farklı. Bu krizden etkilenecek çok firmamız olacak maalesef ki. Bazı firmalarımız bu krizi yönetebilecek, bazıları yönetemeyecek. Eğer yanlış yöne doğru ilerliyorsanız ne kadar hızlı gittiğinizin önemi yok, yavaş da olsa doğru adımlarla gitmemiz gerekiyor. Likiditeye çok önem vermemiz gerekiyor. Nakit pozisyonumuzu korumamız gerekiyor ki çalışanlarımıza sahip olalım, müşterilerimizi elimizde tutmak için çalışalım…

“DÜŞÜK TEMPODA DA OLSA ÇALIŞMAYA DEVAM ETMELİYİZ”

Müşterilerimizle olan diyalogumuzu kesinlikle azaltmamalıyız. Düşük tempoda da olsa çalışmalıyız. Firmalarımızı kapatmamamız gerekiyor. Anlaşmalarımızda mücbir sebep şartlarını çok iyi analiz etmemiz gerekiyor.

“HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ”

Çalışanlarımıza da şunu iletmek isterim; hepimiz bu gemideyiz, hepimiz bu hastalığı geçireceğiz ve çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bizim uluslararası rakiplerimiz vardı. Biz kendi alanımızda ilk üçteyiz. İspanyol firma vardı kapandılar. İtalyan firmamız yaklaşık bir aydır çalışmıyorlar. Çin tarafında da rakiplerimiz vardı. Onlarda çalışmadılar ama çalışmaya başladılar. Çin’i bu krizi atlattığı için en büyük risk olarak değerlendiriyorum. Hem çalışanlarımız, hem ekonomimiz hem de bizler için. Sağlığımız el verdiği kadar çalışmamız gerekiyor tabi ki sağlığımıza dikkat ederek çünkü hayat maalesef ekonomiyle yürüyor. Her şeyin başı ekonomi.

Haber: Hazal BAŞARAN