Ümit Kalko: Mektebim Dünyanın En Büyük Markalarından Olacak
Mektebim Koleji Silivri Kampüsü'nde Türkiye'nin dört bir yanından gelen kampüs yöneticilerinin katılımı gerçekleştirilen Eğitime Yön Veren Liderler Buluşması çalıştayının ilk gün seramonisi bugün Mektebim Koleji Kurucusu&Eğitim Girişimcisi Ümit Kalko'nun açılış konuşması ile başladı. 'Değer Yaratma ve Sürdürülebilir Büyüme' üzerine konuşan Kalko, 'Son 2 yılda Türkiye'de en hızlı ve sağlıklı büyüyen marka açık ara Mektebim oldu. Benim en büyük idealim bu markanın sadece Türkiye'nin en iddialı eğitim markası olması değil, daha büyük ideallerimiz var" dedi ve ekledi: "Yurtdışına açılma projemiz var."
Cumartesi günü bitecek olan ve Türkiye’deki tüm Mektebimlerin yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşecek çalıştay, Mektebim Koleji Kurucusu&Eğitim Girişimcisi Ümit Kalko’nun açılış konuşmasıyla ilk gün seramonisine başlangıç yaptı. Çalıştayda Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kart ile Mektebim Silivri Kampüs Müdürü Serdar Şeker de hazır bulundu.
Konferans Salonu’nda Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması akabinde Mektebim Koleji için oluşturulan tanıtım filminin izletilmesi ile başlayan programda Ümit Kalko, “Değer Yaratma ve Sürdürülebilir Büyüme” üzerine açılış konuşması gerçekleştirdi.
“MEKTEBİM AİLESİNİN GENİŞLEDİĞİNİ GÖRMEK GURUR VERİYOR”
Kalko, konuşmasında şunları kaydetti:
“Ailemizin yöneticilerini, bazı kurucularını, ailemize yeni katılan üyeleri bir arada görmek bizim için çok büyük bir gurur vesilesi. 2 sene önce 10 kampüsle sürece tekrardan başladığımızda belki de bu yaşanan ekonomik krizde, sektörün daha iyiye gitmediği bu döngüde birçok kişi markanın çok fazla büyüme imkanının olmadığını düşünüyordu ama benim ve ekibimin bu konuda çok ciddi bir inancı vardı. Bunun karşılığını da kısa sürede almaya başladık.,
“TÜRKİYE’DE ÇOK HIZLI BÜYÜYORUZ”
Şu an Türkiye’de 40’a yakın kampüsümüz var. Yaklaşık 17 Bin civarında öğrencimiz var. Daha önce olmadığımız şehirlerde olmaya başladık. En son Gebze Kampüsümüz ailemize katıldı. Türkiye’nin en batısında Edirne’de bu yıl açılıyoruz. Doğu’da Van’da, en kuzeyde Sinop’ta varız. Mardin Nusaybin’deyiz, Mektebim oranın tek özel okulu. Diyarbakır’dayız, Şanlıurfa’dayız. Malatya’da 2 kampüsümüzle varız. İskenderun’da varız. Samsun Çarşamba ile Ankara Balgat/İncek/Çubuk Kampüsleri ailemize katıldı. Kayseri’de, Bilecik/Bozüyük’te varız. Aksaray, Denizli, İzmir Bornova ve Foça ailemize katıldı. 3 kampüsle Kocaeli’deyiz. İstanbul’da Pendik, Kağıthane, Güneşli, Avcılar ailemize katıldı. Beykent ilk kolej komplekslerimizden. Silivri, Tekirdağ, Çorlu’da varız. Mektebim Armada Anaokulumuz, Pelican Anaokulumuz bunlar devam ediyor. Kıbrıs’ta Gazimağusa'da Mektebim Kolejimiz halihazırda eğitime devam ediyor. Bizim için çok büyük gurur vesilesi ve yeni eğitim öğretim dönemi için şimdiden anlaşma yapmak üzere olduğumuz Yozgat, Çorum, Tokat gibi birçok farklı lokasyon bulunuyor.
“GENELLİKLE FRANCHİSİNG İLE BÜYÜYORUZ AMA KENDİ İŞLETMELERİMİZ DE VAR”
Yaşanan kriz dönemlerine kimi zaman negatif kimi zaman da pozitif bakılabilir. Yani bir rüzgara karşı durduğunuz zaman yürüyemeyip biraz geri gitmeniz gerekir ama rüzgarı arkanıza aldığınız zaman itici güç de olabilir. Şu an biz Mektebim olarak bunu yapıyoruz. Sahada genellikle Franchising ile büyüyoruz ama kendi işletmelerimiz de mevcut. Biz yerelde ismi olan bir kurucumuza, ‘Değerli hocam artık fiyat politikalarının artması sizin ayakta kalmanız için şart. Bunu da ulusal ve güçlü bir marka imajı ile yapabilirsiniz. Eğitim içeriklerinizi başkalaştırarak bunu yapabilirsiniz. Ulusal ve uluslararası işbirlikleriyle bunları yapabilirsiniz. Gelin Mektebim ailesine katılın. Bu ekonomik krizden fiyatlarımızı ve öğrenci sayılarımızı artırarak hep beraber çıkalım’ diyoruz. Bizim temel bakış açımız hep bu oldu. Şu anda maddi olarak bir kazancımız yok ama manevi olarak doyuruculuğu var.
“EĞİTİM SEKTÖRÜ, DERSHANELERİN DÖNÜŞÜM SÜRECİYLE BAŞKA BİR YERE EVRİLDİ”
Bizim sektörümüz dershanelerin dönüşüm süreciyle beraber başka bir yere evrildi. O dönemde biliyorsunuz FETÖ ile alakalı süreçler ortaya çıktı. İktidar da FETÖ’nün en büyük gelir kaynağının dershaneler olduğunu düşünerek, ‘Dershaneleri kapatırsak onların can damarlarını kesmiş oluruz’ düşüncesiyle kısa yoldan bir çözüm buldu ve dershaneler kapatıldı. Benim dershanem yoktu ama o dönem, ‘FETÖ’cülerin dershanelerini kapatın, FETÖ’cü olmayanlar devam etsin’ diye karşı çıktım. O zaman ‘Bu milli bir mesele, kimse karşısında durmasın’ denilince bu hassasiyete tabi ki saygı gösterildi.
“DERSHANELER OKULA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Sonra devlet ‘kapatmıyorum dönüştürelim’ dedi. ‘Yani dershanecilikten edinilen o uzun yıllardır var olan tecrübeyi, okulculuğa evirelim. Devlette özel okulla tatlı bir rekabete girer diye düşünüldü. Özel ve kamu hastaneleri gibi. Rekabetin artmasıyla beraber devlet hastanelerindeki hizmet kalitesi yükseldi.
“ÖZEL OKUL TEŞVİKİ SAYESİNDE SEKTÖR CİDDİ BİR BÜYÜME İVMESİ YAKALADI”
Dershaneler okula dönüştürülürken talepsiz kalmaması için de Özel Okul Teşviki çıkarıldı. Yani devlet çocuğunu özel okulda okutmak isteyen velilere maddi yardım sağladı. Bu bir anda bize olan talebi artırdı. Dershanecilerin bir kısmı temel liseye dönüştü ve talep sorunu olmadı. O dönemde ekonomi daha iyiydi, orta gelir seviyesine sahip vatandaş kitlesi daha güçlüydü ve çocuğunu özel okula rahatlıkla verebiliyordu. Özel okulların fiyatları da ulaşılabilir bir hale geldi. Banka kredileri uygun şartlarla velilere verilmeye başlanınca sektör ciddi bir büyümeye girdi.
“ZİYA SELÇUK'UN RÖPORTAJININ ARDINDAN TEŞVİK KALDIRILDI”
Sonra Ziya Selçuk hoca Millî Eğitim Bakanı oldu. Biz eğitim kökenli olmasından ve siyasi olmamasından dolayı çok mutlu olduk. İlk röportajını okuduğumda ben eyvah demiştim. Çünkü röportajında, ‘Özel okullara öğrenci başına teşvik veriliyorken devlet okullarına temizlik malzemesi bulamamamız doğru değildir’ demişti. Ve bir hafta sonra teşvikler kaldırıldı. 2018’de seçimlerden sonra ekonomik kriz başladı. 2019’da kriz devam etti. Teşvik de yoktu. Öğrenci sayısı artmamaya başladı ama özel okul sayısı artmaya devam etti dolayısıyla okul başına düşen öğrenci sayısı azalmaya başladı. Derken 2020’de pandemi çıktı. Sokağa çıkma yasaklarını gördük. İlk kapanan ne yazık ki özel okullar oldu. Son açılan da özel okullar oldu. Halka ‘Kafeye git, nargile iç ama özel okula gidip de eğitim alma’ dendi. Ziya beyi çok eleştirdik. 2 yıla yakın okullarımız tam randımanlı açılmadı. Daha sonra gelen Mahmut beyin tek olumlu hareketi vardı, o da okulları açmak oldu. Bu konuşmaları iktidarı eleştirmek için yapmıyorum. Sektörel olarak yaşadığımız sorunları dile getiriyorum.
“ÖZEL OKULLARIN % 65'LİK ZAMLA 2024'ÜN HAZİRANINA KADAR HİZMET VERMESİ ÇOK ZOR”
Özel okulların 2023'te yapacağı zam oranı yüzde 65 olarak kesinleşti. Her şey almış başını gitmişken bu ekonomik krizde Bakanlığın aldığı bu gerçeklerden uzak fiyat zammı ile sektör daha da bir çıkmaza girdi.
“BU KRİZ ORTAMINDA İŞİMİZ ZOR”
Bu ekonomik kriz ortamlarında gerçekten kurucularımızın işi zor. Siz değerli yöneticilerimizin, müdürlerimizin her birinin ayrı ayrı çok önemli rolleri var.
“KURUMLARI KENDİ EVİNİZ GİBİ BENİMSEMELİSİNİZ”
Bir okul müdürü kadardır. Okul müdürü bir kurumu ne kadar çok benimser kendi kurumu gibi görür ve gerçekten doğru bir iletişim becerisiyle ekibini motive ederek çalıştırırsa o okul o kadar keyifli ve mutlu bir okul olur. Müdür sahip çıkmıyorsa, tüm kılcal damarlarına kadar hakim değilse kuruma çok muazzam zarar verir.
“MEKTEBİM’İN EN BÜYÜK TEMSİLCİLERİ MÜDÜRLERİDİR”
Okul müdürlüğü okulun geleceğini belirleyen bir iş. Sizler orada sadece okul yöneticisi olarak bulunmuyorsunuz, sizler aynı zamanda okulun aynasısınız. Mektebim’in en büyük temsilcileri müdürlerdir çünkü müdürün duruşu, kılık kıyafeti, iletişim becerisi bunların hepsi markanın kalitesini ortaya koyan şeyler. Öğretmenlerinize ne kadar çok değer verirseniz o okulun yüzünün o kadar güldüğünü görürsünüz. Üniversiteyi bitirdiğim zamandan beri bu sektördeyim. 18 yıllık tecrübemin sonunda bir okulda çalışanların yüzü gülüyorsa o okulun yüzü güler. Ama öğretmenlerin, çalışanların yüzü gülmüyorsa vay haline…
“İŞ GÜCÜ SİRKÜLASYONUNDA İSTİKRAR, BAŞARININ ANAHTARLARINDAN”
Bir okulda başarının en önemli kurallardan birisi müdürün, öğretmenlerin, çalışanların istikrarı. Diğer bir konu da yılların tecrübesi ile sabittir; iç kayıt oranı yüksek olan okulların öğretmen sözleşme yenileme oranı da yüksektir yani kadronun büyük bir kısmıyla devam eden kurumların genellikle iç kayıtlarını tutma ve yenileme oranı da yüksektir. Bununla birlikte iç kayıt oranı yüksek olan kurumların yani memnuniyeti olan kurumların dış kayıt oranı da yüksek oluyor. Çünkü tavsiye ediliyorsunuz.
“İDARECİ OLMAK, KABİLİYET GEREKTİRİR”
Okulda başarı için planlı, disiplinli olacaksınız. Ekibinizle iletişiminiz çok güçlü olacak. Her gün ritüelleriniz olacak. Herkese güven duygusunu hissettirmeniz lazım. Herkese, her şeye ‘evet’ demekten bahsetmiyorum. Güler yüzlü, tatlı dilli ve adil olmanız yeterli.
“MEKTEBİM SON 2 YILDA TÜRKİYE’DE EN HIZLI BÜYÜYEN MARKA OLDU”
Mektebim çok sıcak bir marka. İsminde dahi aidiyetlik duygusu olan bir marka. Mektebim’in bu zamana kadar iyi günleri, kötü günleri oldu ama çıkarttığı çok dersler oldu. Bundan sonraki süreçte inşallah markamız güçlü kalmaya, öncü ve inovatif olmaya devam edecek. Türkiye’de gelişmeye, büyümeye daha çok yolumuz var, büyüyeceğimizi de görüyoruz. Son 2 yılda Türkiye’de en hızlı ve sağlıklı büyüyen marka açık ara Mektebim oldu.
“MEKTEBİM BAYRAĞINI LONDRA’DA DA DALGALANDIRMAK İSTİYORUM”
Benim en büyük idealim bu markanın sadece Türkiye’nin en iddialı eğitim markası olması değil, daha büyük ideallerimiz var. Londra’ya çok sık gidip geliyorum, birçok okulla diyaloglarımı ilerletiyorum, bunlardan bir tanesine karar verip o okula ortak olup Mektebim yapmak istiyoruz. Bunu inşallah yapacağız.
“YURTDIŞINA AÇILACAĞIZ”
Türk Cumhuriyetlerinde ve Körfez’de markamızı büyüteceğiz. Zaten Kanada Toronto'da Mektebim International ofisimiz mevcut. Çift diploma gibi bir takım organizasyonları oradan sağlıyor arkadaşlarımız. Yani bizim Türkiye’de büyüyüp, yurtdışına açılma projemiz var. Dünyanın en büyük eğitim markalarından birisi Mektebim olacak. Bir de üniversite kurma idealimiz hala var. Ama bu anlattıklarımın hepsi için de önümüzde 5 yıl var. Göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Allah ömür verdiği sürece eğitim harici bir sektöre girmeyi düşünmüyorum. Tüm gücümüzü bu alanda kullanıp daha büyük projelere imza atacağız. Her sene de daha güçlü olacağız.”
Haber : Hazal BAŞARAN