Vahap Munyar, Silivri'deki Turhan Müzesini Kaleme Aldı
Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, TURAŞ Gaz Armatürleri San. ve Tic. A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı, Armatür Derneği Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Turhan'ın fabrikasında oluşturduğu tombak sanatının nadide eserlerinin sergilendiği müze hakkında bir köşe yazdı. Kendisinin gidip gördüğü ve izlenimlerini kaydettiği yazıda Munyar, Turhan ile yaptığı ikili sohbetlerinden yola çıkarak müzenin oluşum aşamasıyla alakalı bilgiler verdi.
Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, TURAŞ Gaz Armatürleri San. ve Tic. A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı, Armatür Derneği Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Turhan tarafından fabrikasında oluşturulan Osmanlı İmparatorluğu’nda, 16. yüzyılda altın çağına ulaşan ve günümüzde icra edilmeyen tombak sanatının nadide eserlerinin sergilendiği Turhan Müzesi hakkında bir köşe yazısı kaleme aldı. Kendi izlenimlerinden yola çıkarak müzenin hissiyatını anlatan Munyar, Gökhan Turhan ile aralarında geçen sohbetleri de ifade ederek müzenin oluşum aşamasıyla alakalı bilgilendirmelerde bulundu.
"Ülkemize alanında önemli bir müze kazandırdığı için Gökhan Turan’ı kutluyorum" diyen Munyar, konuyu şöyle anlattı:
"Gökhan Turhan, babası Ahmet Turhan’ın 1984 yılında İstanbul Şişhane’de küçük atölye ile temellerini attığı Turaş Gaz Armatürleri’nde 1990’da çalışmaya başladığında yurt dışındaki fabrika turlarında müzeler zihninde ayrı yer etti:
- Yurt dışında gittiğim fabrikalarda genellikle bir müze bölümü vardı. Şirketlerin müzelerini gezerken çok özenirdim.
Fabrika müzeleri konusunu kafasına taktı, bu konuda neler yapabileceğini düşündü:
- Şirketimizin kendi ürünlerini sergileyeceğimiz kadar bir tarihçesi henüz oluşmadı. Beyaz eşya sektörüne gaz armatürü üretiyoruz. Musluk konusunda koleksiyoner mi olsam.
Böylece Osmanlı dönemi, Bizans dönemi musluk toplamaya başladı. Musluk koleksiyoneri olmayı kafaya koyduktan bir süre sonra bakır ve tombak uzmanı Güner Liman’la yolu kesişti. Liman, 10 yıl süreyle Gökhan Turhan’a danışmanlık yaptı:
- Topladığım muslukların koleksiyona dönüşmesi Güner Liman’ın rehberliği sayesinde oldu. Şu anda koleksiyonumda 1000’den fazla musluk var.
Dünya çapında da önemli sayılacak düzeyde eski musluk varlığına ulaşınca bu merakına yeni eşyalar ekledi:
- Epey eski musluk topladım. Koleksiyonda kap kacak, yeme-içme kültürüne yer açmakta yarar var.
Yeniçeri yemek kaplarından Topkapı Sarayı’ndaki sofralarda kullanılmış kaplara kadar toplamaya başladı:
- İşin içine bakır kaplar girince onlara tombaklar da eklendi. Öyle ki bakır tombak konusunda neredeyse uzmanlaştım. Bakınca yöresini, dönemini, yapan ustasını bile anlayabiliyorum.
10 yıl önce Kapalıçarşı’da dolaşırken bir dükkana girdi. Dükkandaki görevli tezgaha eski şifa taslarını dizmiş, paketlemeye koyulmuştu. Görevliye sordu:
- Nedir bunlar? Ne yapıyorsun?
Görevli yanıtladı:
- Şifa tasları abi. Dubai’den bir müşteri hepsini satın aldı. Dubai’ye göndermek üzere paket yapıyorum.
Görevlinin paketleme işlemini durdurdu:
- Arkadaş, Dubaili müşteriniz bu şifa taslarına kaç para verdiyse ben fazlasını ödemeye hazırım. Bu eserleri Dubai’ye göndermeyin, ben alayım, ülkemizde kalsın.
Konuşma ciddiye binince dükkanın sahibi de devreye girdi, Gökhan Turhan şifa tasları serisini satın aldı. Bu kez paketleme işlemi kendisi için yapılırken, dükkan sahibine tembihte bulundu:
- Bir daha bu tür eşyaları yurt dışında satmayın. Bana haber verin, ben gelip satın alırım.
Geçenlerde Turaş Gaz Armatürleri A.Ş.’nin Selimpaşa’daki fabrikasına gittim. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan’ın odasına yönelince, topladığı tarihi özelliği olan kap-kacak, yeme-içme kapları, tombakların sergilendiği bölümden geçtim.
Odasına girince sordum:
- Bana “musluk koleksiyonu”ndan söz etmiştiniz. Koleksiyonunuz epey zenginmiş. Kaç nesne var?
Yanıtladı:
- 5 bini aşkın eser var. Burası müze statüsünde. 1200’den fazlası envantere kayıtlı, 2 binden fazlası da etütlük eser.
“Turhan Müzesi”ni sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğünü belirtti:
- Burada alanında dünyanın en kapsamlı koleksiyonu bulunuyor. Kültürel mirasa sahip çıkıp, gelecek kuşaklara aktarmayı görev sayıyorum.
“Musluk koleksiyonu”yla başlayan yolculuktan, fabrikanın içinde oluşan “Turhan Müzesi”ne...
Ülkemize alanında önemli bir müze kazandırdığı için Gökhan Turan’ı kutluyorum.
Müze kaydına giren en küçük parça kırılsa bile sorumluluk var
TURAŞ Gaz Armatürleri Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı ve “Turhan Müzesi" kurucusu Gökhan Turhan, Türkiye’de koleksiyonerliğin destek görmediğini belirtip, zorlukları üzerinde durdu:
- Miras kalmış olsa bile 100 yılı geçen her eserin kayıtlara girmesi zorunluluğu var.
Kayda giren eserlerle ilgili sorumluluğa işaret etti:
- En küçük parça kırılsa bile, sorumluluk yükleniyor. Takibe alınıyor.
Müze statüsünün de ayrı sorumlulukları olduğuna dikkat çekti:
- Öncelikle bir "müze alanı” ayırmak gerekiyor. Ayrıca müze statüsüne girince eldeki eserlerin satılması da yasak hale geliyor.
Müzeyi gezerken bize rehberlik eden çalışma arkadaşına döndü:
- Müze kurunca, bir sanat tarihçisi istihdam etmek gerekiyor. Arkadaşımız o kontenjandan bizimle birlikte çalışıyor."
Haber : Batuhan GÜÇLÜ