Yılmazer: "Kadına şiddeti cesaretlendirenler, cinayetlerden sorumludur"

ABONE OL

CHP Silivri Belediye Meclis Üyesi Elif Yılmazer, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir açıklama yayımladı. Dominik Cumhuriyeti'ndeki diktatörlüğün yıkılmasında büyük rol oynayan ve bunun bedelini 1960 yılında hayatlarıyla ödeyen Mirabel Kardeşler'i hatırlatarak konuşmasına başlayan Yılmazer, "Özgürlük ve eşit yaşam için verilen bu mücadele bugün hala devam etmektedir. Kadınlar maalesef ki hala, özgürlüklerinin bedelini canlarıyla ödemektedir. Aradan 61 yıl geçmesine rağmen çok da farklı bir noktada değiliz" ifadelerinde bulundu.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla CHP Silivri Belediye Meclis Üyesi Elif Yılmazer, sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yayımladı. Dominik Cumhuriyeti'ndeki diktatörlüğün yıkılmasında büyük rol oynayan ve bunun bedelini 1960 yılında hayatlarıyla ödeyen Mirabel Kardeşler'in trajik ölümlerini hatırlatarak konuşmasına başlayan Yılmazer, "Hala katlediliyoruz! Hala Tecavüze uğruyoruz! Hala psikolojik ve fiziksel şiddet görüyoruz! Hala taciz ediliyoruz! Yazıyoruz, çiziyoruz, bağırıp çağırıyoruz.. Değişen bir şey yok.. Vahşet aynı vahşet.. Katledilen yine  kadınlar.. Sadece isimler değişiyor.. Geçtiğimiz 10 ayda, 285 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bizdeki yasalar yeterli deyip, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, 6284'ü uygulamayıp kadına yönelik şiddeti cesaretlendirenler, kadın cinayetlerinin de sorumlusudur." dedi. 

Öte yandan "Kadın erkek eşitliği sağlanmadan kadına yönelik şiddetle mücadelede başarılı olunamaz." ifadelerinde bulunan Yılmazer, "Her şeyden önce bu durum devletin her kademesi tarafından sahiplenmeli Cinsiyet ayrımcılığını engellemeye yönelik gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, ayrımcılığı caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Değişime önce kendimizden başlamalı, dilimize yerleşen kalıplardan, bilinçaltımıza yerleşen ön yargılardan kurtulmalı, kadın ve kız çocuklarını güçlendirmek, eğitmek için hep birlikte çalışmalıyız." sözlerini kaydetti.

Yılmazer, açıklamalarında şunları söyledi;

"Dominik Cumhuriyeti'ndeki diktatörlüğün yıkılmasında büyük rol oynayan ve bunun bedelini hayatlarıyla ödeyen Mirabel Kardeşler, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nün sembolüdür. Mirabel Kardeşler, “Belki de bize en yakın şey ölüm; fakat bu beni korkutmuyor, haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz” diyerek daha özgür ve yaşanılabilir bir dünyanın inşası için verdikleri mücadelenin bedelini, canlarıyla ödemişlerdir. 1960 yılında özgürlük ve eşit yaşam için verilen bu mücadele bugün hala devam etmektedir. Kadınlar maalesef ki hala, özgürlüklerinin bedelini canlarıyla ödemektedir. Aradan 61 yıl geçmesine rağmen çok da farklı bir noktada değiliz!

"HALA KATLEDİLİYORUZ"

Hala katlediliyoruz! Hala Tecavüze uğruyoruz! Hala psikolojik ve fiziksel şiddet görüyoruz! Hala taciz ediliyoruz! Yazıyoruz, çiziyoruz, bağırıp çağırıyoruz..  Değişen bir şey yok.. Vahşet aynı vahşet.. Katledilen yine  kadınlar.. Sadece isimler değişiyor.. Geçtiğimiz 10 ayda, 285 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bizdeki yasalar yeterli deyip, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, 6284'ü uygulamayıp kadına yönelik şiddeti cesaretlendirenler, kadın cinayetlerinin de sorumlusudur.

"YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI"

"Doğuran, dokuyan, üreten, yaratan ve koruyan kadınlar, buna rağmen tek kanatla uçmaya çabalayan yine biz kadınlar..Oysa ülkelerin gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli parametreler arasında kadın haklarına ve cinsiyet eşitliğine verilen değer gelir. Kadın erkek eşitliği sağlanmadan kadına yönelik şiddetle mücadelede başarılı olunamaz. Her şeyden önce bu durum devletin her kademesi tarafından sahiplenmeli Cinsiyet ayrımcılığını engellemeye yönelik gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, ayrımcılığı caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Değişime önce kendimizden başlamalı, dilimize yerleşen kalıplardan, bilinçaltımıza yerleşen ön yargılardan kurtulmalı, kadın ve kız çocuklarını güçlendirmek, eğitmek için hep birlikte çalışmalıyız."

"DAYANIŞMA İLİŞKİMİZİ GÜÇLENDİREREK MÜCADELE EDECEĞİZ"

Bugün artık kabul edilemez boyutlara gelen kadın cinayetleri, güvencesiz çalışan kadınların iş cinayetleri, cinsel yönelimleri nedeniyle öldürülen bireyler, çocuk işçiler, çocuk gelinler, cinsel istismara uğrayan çocuklar olgusu; mücadelenin topyekûn, örgütlü ve dayanışma içinde yapılması gerektiğini bizlere gösteriyor. Kadınların evde, sokakta yada çalıştığı yerlerde kadın oldukları için yaşadıkları baskı, şiddet ve sömürünün arkasında ideolojik bir saldırının olduğunun bilincindeyiz ve kadınların sahip oldukları tüm farklılıklarına rağmen maruz kaldıkları sömürünün aynı olduklarını biliyoruz. Kadınları yok sayan, onun emeği ve bedeni üzerinde hak iddia eden bu zihniyete karşı, bulunduğumuz her noktada kadın olmak ortak paydasında örgütlenerek ve dayanışma ilişkilerimizin güçlendirerek mücadele edeceğiz.

"SAPKIN İDEOLOJİK EMELLERİMİZ YOK BİZİM"

Sapkın ideolojik emellerimiz yok bizim. Bizim bir umudumuz var.. Umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede. Bize biçtiğiniz roller için değil, hakettiğimiz yaşam için var olmaya devam edeceğiz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle bugüne kadar namus, töre, tecavüz gibi nedenlerle katledilen tüm kız kardeşlerimizi saygı ve rahmetle anarken şiddete karşı mücadele veren, direnen tüm kadın arkadaşlarıma ve haklı davamızda bizlere omuz veren tüm erkeklere selam olsun..

Haber : Batuhan Güçlü