Volkan Yılmaz'ın genlerinden gelen özellikler !?

Hazal Başaran
ABONE OL

**
Geçtiğimiz Pazartesi günü gerçekleştirilen Silivri Belediye Meclisi Kasım Ayı toplantısı; üzülerek söylüyorum ki demokrasinin kan kaybettiği, halkın vicdanının ağır biçimde yaralandığı bir oturum olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır.

Gündem Silivrispor üzerinden şekillendi.

Akgün Duru defalarca kendilerine söz verilen otogar gelirlerinin belli bir tarihte ödemesinin yapılmasıyla ilgili çağrıda bulundu. Gelirin belirsiz bir zamanda aktarılması sebebiyle Silivrispor yönetiminin giderleri karşılama noktasında bir aksiyon planı oluşturamaması en önemli gerekçe olarak sunuldu…

CHP İBB ve Silivri Belediye Meclis Üyesi Melih Yıldız, bu konuyu meclis gündemine taşıdı. Pek çok konu başlığı ile birlikte otogarda toplanan paraların Silivrispor’a düzenli olarak neden verilmediğinin muhalefet tarafından sorgulanması Volkan Yılmaz’ı son derece gerdi.

Bu noktada ne yazık ki Volkan Yılmaz’ın sert ve kontrolsüz çıkışlarına tanık olduk.

Misal vermek gerekirse;

-CHP genlerinden gelen özellikleri her seferinde ortaya çıkarıyor; iş yapmamak, saz çalmak, türkü söylemek, yapılana karşı çıkmak…

-İftira, fitne, fesada devam ediyorsunuz…

-Sizin zamanında bu şehirde yaptığınız vatandaş dalkavukluğunu yapmıyorum, yapmayacağım da…

-Arka bahçesi haline getirdiğiniz kurumlar, maaşa bağladığınız borazanlar…

-Hikayeden teyyareden açıklamaları geçeceksiniz…

-Sizden aman dileyen namert oğlu namerttir.

-Hiç umurumda değilsiniz…

-El mi yaman bey mi yaman, zamanı geldiğinde görüşeceğiz.

Bunlar Silivri Belediye Meclisi’nin demokratik olgunluğunun ve hoşgörü ikliminin örnek gösterilen bir iklimde olduğunu çokça dile getiren Volkan Yılmaz’ın söylemlerinden bazıları maalesef.

Melih Yıldız’a, “Cevabı bir sonraki Meclis’te verirsin” diyerek söz hakkı tanımaması da tüm bu olan bitenin üzerine tuz biber ekti.

“Meclisi ben yönetiyorum” deyip kestirip attı.

Meclis üyelerini konuşturmayan adeta “sen sus” diyen anti-demokratik yönetim tarzı doğru değil. Bu kavgacı, bu ötekileştirici dil doğru değil. Bu tahrik siyaseti, doğru değil.

Meclis Üyeleri, Silivri Belediyesi Meclisi’nin yüce çatısı altında konuşamayacaksa nerede konuşacak?

Volkan Yılmaz burada CHP Grubu’na karşılık verdiğini sandı belki ama aslında halkın sesi kısıldı, demokrasi susturuldu.

Volkan Yılmaz’ın içinde bulunduğu bu duruma “güç zehirlenmesi” yaftası yapıştırmak istemem ancak acilen özeleştiri bilincini tazeleyerek, siyaset tarzını daha çok Silivri’mizin geleceğine odaklanmış, kavgadan uzak, herkesi kucaklayan bir anlayışa dönüştürmesi gerektiğini de belirtmeden geçemeyeceğim ki eksiler artıları götürmesin!

Nitekim Volkan Yılmaz’ın genlerinden gelen özelliklerde, “ayrımcılık dili kullanarak halkın bir kesimini diğer kesimine karşı tahrik etmek” yoktur. Ben böyle inanıyorum. Diğer türlüsünü düşünmek bile istemiyorum.

Muhalefete gelirsek;

Silivri sakinlerinin teveccühlerine layık olabilmek adına daha çok çalışmak, daha çok emek vermek, daha çok gayret sarf etmek zorundasınız.

Türkiye Cumhuriyeti'ni ve demokrasiyi kuran partinin temsilcileri olarak, kurucu değerleriniz başta olmak üzere imajınızı aşağı çeken söylemler karşısında özür beklentinizi ısrarla dile getirmeli ve söke söke alabilmeliydiniz.  

Sizin eliniz hep armut toplamak zorunda mı? 

Muhalefet şapkayı önüne koyup düşünmeli, kendini sorgulamalı! 

Suskun kalarak kabullenen bu mecalsiz tavır, sahici bir muhalefet rüzgarı estirmiyor biline…

Kalın sağlıcakla…