Balcıoğlu'ndan Yılmaz'a: Çöple övünmeyin, geleceğin Silivri'si için vizyon koyun!
CHP’nin yeni dönem Silivri Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Bora Balcıoğlu, bugün gerçekleştirilen Nisan ayı 2. Birleşiminde 2021 yılı faaliyet raporunu eleştirdi. “Bizler faaliyet raporunu belediye başkanının şahsında sadeleştirdiğimizde, o belediye başkanının iki özelliği olup olmadığına ve o özelliklerini layıkıyla kullanıp kullanamadığına bakıyoruz: Birisi vizyonu, vizyoner zihin yapısı; diğeri iyi bir idareci olup olmadığı... Geride bıraktığımız 2 yıla baktığımızda Sayın Başkanının vizyonerliği hususunda kendisini yeterli göremiyoruz” diyen Balcıoğlu, gerekçelerini uzun uzun ifade ederek ret oyu verdiklerini açıkladı. Öte yandan, “Mahalli idarelerin yapması gereken rutin ve zorunlu işler bir yana (çöp, park, yol); önceliğimiz Geleceğin Silivri’sini kurmaktır” şeklinde hatırlatmada bulunan Balcıoğlu, MHP'li Silivri Belediyesi'nin siyasi fanatizm gölgesinden kurtularak, günü kurtaran değil, yarınlarımızı tasarlayan bir belediyecilik anlayışına sahip olması gerektiğini vurguladı.
Editör: Yaz Dostum
08 Nisan 2022 - 21:34 - Güncelleme: 12 Ekim 2022 - 12:57
Silivri Belediye Meclisi'nin 08.04.2022 Cuma tarihine rastlayan Nisan Ayı Toplantısının 2. Birleşiminin 1. Oturumu, saat 15.00’da Belediye Meclis Salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda 2021 yılı faaliyet raporu görüşüldü.
“KELİMELERİMİ ÖZENLE SEÇECEĞİM, MUHATAPLARIMIZDAN DA AYNI NEZAKETİ BEKLİYORUM”
CHP Silivri Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Bora Balcıoğlu, faaliyet raporuna şu eleştirileri getirdi:
“Sayın Başkan, sayın meclis üyeleri; Siyasi partilerimizin ve Sivil toplum kuruluşlarımızın kıymetli temsilcileri; Değerli basın emekçilerimiz ve bizleri ekranları başında izleyen değerli Silivrili hemşehrilerimiz ile kıymetli genç arkadaşlarım; Belediyemizin 2021 yılı faaliyet raporunu değerlendirmek ve rapor hakkında vereceğimiz kararı açıklamak maksadıyla söz almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce bir hususta bilgilendirme yapmak isterim: Siyasi hitaplarımda kelimelerimi özenle seçmeye, kimseyi kırmamadan eleştirilerimi ifade etmeye ve Partimin tarihsel önemine layık olmaya çalışırım. Nezaketin ve zerafetin gücüne inananlardanım. Aynı özeni sırası geldiğinde muhataplarımızdan da beklediğimi peşinen ifade etmek isterim. Son olarak; eleştireceğimiz kimseleri sadece “görev ve sorumlulukları özelinde” değerlendirmeye tabi tuttuğumuzun da bilinmesini isterim.
“TÜM ÇABAMIZ VATANDAŞLARIMIZIN HUZUR İÇİNDE YAŞADIĞI BİR SİLİVRİ İÇİN”
Pek çok siyasi gibi bizler de görevimizi ifa ederken Alp Arslan’lardan, Kanuni Sultan Süleymanlar’dan ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ten aldığımız güçten besleniyoruz. Onlar gibi çalışkan, mücadeleci ve stratejik düşünceye hakim olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Siyasi çalışmalarımızdaki temel hedefimiz hemşehrilerimizin sorunlarını ortadan kaldırmak, yaşamlarını kolaylaştırmak ve huzur içinde yaşadıkları bir Silivri’yi inşa etmektir. Kentimizin bir cazibe merkezi olmasını, örnek gösterilmesini istiyoruz. Tüm çabamız bunun içindir. Belediye Başkanlığı ve meclis üyeliği görevleri bulunanların, kamu yararının olduğu durumlarda siyasi farklılıkları gözetmeksizin sadece halka yararlı olmaları gerektiğini düşünen ve savunanlardanım.
“BAŞKAN VOLKAN YILMAZ VE EKİBİ, KAR AMACI GÜDEN BİR ŞİRKETTE ÇALIŞIYORMUŞÇASINA HAREKET ETMEMELİ”
Sayın Başkan, değerli üyeler: Sayın Belediye başkanımızın ve yönetiminin kıvançla bahsettiği kurum bütçesinin olumlu seyrediyor olması durumundan sözlerime başlamak istiyorum. Mali tablolar incelendiğinde kurumumuzun borçluluk ve mali durumunda olumlu gelişmelerin olduğu görülmektedir. Bu bir başarıdır. Tebrik ederiz. Sayın Başkan ve ekibi, doğrudan ve belki sadece mali durumu iyileştirici bir düstur benimsedikleri için eğer kâr amacı güden bir şirkette yönetici olsalardı muhtemelen terfi alacaklardı zira bilinen bir kural vardır: Özel sektör kâr amacı güder, devlet hizmet amacı güder. Ancak kurumumuz kâr amacı güden bir özel şirket değil, hizmet amacı güden bir kamu kurumudur. Dolayısıyla önceliğimiz, elimizde var olan kaynakları yasal, hakkaniyetli ve ivedi biçimde kamuya aktarmaktır.
“VİZYONER BİR BAKIŞ AÇISINA SAHİP DEĞİLSİNİZ”
Bu pozisyondaki kamu görevlisinin birincil hedefi, var olan yahut var olabilecek kaynakları kamunun yararına ve katma değerli biçimde ,tekrar ediyorum, BİR AN ÖNCE dönüştürmektir. Eğer yönettiğiniz kurumun, on yıllardır süregeldiği şekilde neredeyse kendi kendine devam edebileceği sistemleri ve gelenekleri varsa -ki belediyeler bu sistemlere ve geleneklere sahiptir- o sistemin verimini biraz daha artırmak, sizi vizyoner ya da salt mükemmel yapmaz; iyi bir bürokrat, iyi bir idareci yapar. Örnek idareci olmak oldukça kıymetlidir ancak belediye başkanlığı için en önemli şart idarecilik değil vizyoner bir düşünce yapısına sahip olmaktır.
“RUTİN BELEDİYECİLİK ÇALIŞMALARIYLA GÜN GEÇİRİYORSUNUZ”
Mevcut durumdaki gibi genel ve yerel iktidarın aynı siyasi partiden seçilmiş olduğu dönemlerde ilgili bakanlıkların öz kaynaklarıyla bu şehirlere ayrıcalık tanıyarak DOĞRUDAN daha fazla yatırım yapma yöntemini izlediğini göz önüne alırsak, ilçe belediye başkanı ve ekibinin, günü geçirecek RUTİN çalışmalara yoğunluk vermek yerine, “gelecek nesil için şehrimizde istihdam artırıcı faaliyetlere dönük kapsamlı çalışmalar yapmak” , “şehrimizi tarım turizmi konusunda ilk akla gelen şehir yapmak“ ya da “şehrimizi teknoloji üssü yapmak” gibi “KAPSAMLI FİKİRSEL ÇALIŞMALARI” merkezine alması gerektiği açıkça ortaya çıkacaktır. Önceki yönetimin şehri adeta “tarım başkenti yapmak” büyük düşünce ve çabası gibi...
“HİZMETE AÇILAN YÜZME HAVUZU, SİYASİ FANATİZME BİR ÖRNEK OLDU”
Tutanaklara geçmesi açısından şunu da söylemek isterim: Toplanma amacımıza halel gelmemesi amacıyla “siyasi holiganizm ve siyasi fanatizm hususlarındaki diğer tüm görüşlerimizi gerektiğinde açıklama hakkımızı saklı tutarak; yukarıda bahsettiğim genel ve yerel siyasi partinin aynı olmasının avantaj olarak benimsenmesini doğru bulmadığımızı; bu pratiğin karşısında olduğumuzu; ilk genel seçimlerde sandıktan 1. çıkarak iktidar olacak olan partimizin bu uygulamanın yerine sadece “yasa ve adaleti” yerleştireceğini söyleyerek özetliyorum. Yeri gelmişken siyasi fanatizmin bir-iki örneğinden de bahsetmek isterim gündemimizle ilgili olduğu için: Şehrimize bir yüzme havuzu yapıldı. “Öncelik derecesi hakkındaki tartışma hakkımız” saklı kalarak; düşünen, projelendiren, uygulayan ve uygulanmasını sağlayanlara şahsım ve grubum adına teşekkür ediyorum.
“BAŞTA MEVCUT İKTİDAR OLSAYDI VE SİLİVRİ’Yİ CHP YÖNETSEYDİ, YÜZME HAVUZU BURAYA ÖNCELİKLİ BİÇİMDE YAPILIR MIYDI?”
Ülkemizin mevcut siyasi iklimini göz önüne alarak ekranlardan bizleri takip eden hemşehrilerimize soruyorum: Bugün eğer ülke yönetiminde mevcut iktidar ve şehrimizde de Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı olsa idi bu yüzme havuzu buraya öncelikli biçimde yapılır mıydı?
“MİMAR SİNAN KÖPRÜSÜ NEDEN CHP DÖNEMİNDE HİZMETE AÇILAMADI?”
2021 yılında yeniden kullanıma açılan Tarihi köprümüz sizce yerel yönetimde Cumhur İttifakı üyesi siyasi parti olmasa idi, bu dönemde yeniden hizmete açılır mıydı? Yanıtlar konusunda kararsız kalan yurttaşlarımız 2009-2019 yıllarını inceleyebilirler.
“ÖNCEKİ DÖNEMDE MAHSUPLAŞMALAR YAPILAMADI”
Neden böyle örnekler verdim? Siyasi bağlantıların yer yer imtiyazlara dönüşmesi neticesinde yapılan mahsuplaşmalar; bütçemizi oldukça rahatlatmıştır. Bu mahsuplaşmalarda Sayın Başkan’ın girişimlerinin önemli yer tuttuğunu düşünmekle birlikte asıl önemin Cumhur İttifakı’nın başarılı olması ya da öyle görünmesine katkı sunmak olduğunu değerlendiriyorum. Önceki yönetimde mahsuplaşmaların pek yapılamadığını not olarak söylemek istiyorum.
“BAĞIŞ GELİYOR YA GERİSİ ÖNEMLİ DEĞİL DÜŞÜNCESİNE ZİNHAR KAPILMAYIN!”
Şehrimizin bütçesinin rahatlaması stratejik düşünce ile birleşip yerinde kullanıldığında yurttaşlarımıza katma değer sağlayacaktır. Bu konuda -naçizane- bir uyarıda bulunmak istiyorum: “N’olursa olsun canım. Silivri bir şeyler kazanıyor ya! Varsın siyasi fanatizm olsun” düşüncesi bir süre sonra evrilir ve “N’olursa olsun canım. Bağış geliyor ya gerisi önemli değil’e ” dönüşür. Uyarıyorum. Bu düşünceye zinhar kapılmamalıyız. .
“RAYİÇ BEDELE YAPTIĞINIZ ZAMLAR HAKKANİYETLİ DEĞİL”
Bütçeyi denk hâle getirmek; kaynak artırmak ve verimli kullanmak, tasarruf yapmak... Bunlar çok önemlidir. Ancak bunları başarmaya çalışırken kurumların varoluş amaçları olan yurttaşları, gereğinden fazla yahut zamansız yasal düzenlemelere tabi tutmak ,bilhassa salgın döneminin ezici etkilerinin olduğu bir dönemde, hiç uygun olmamıştır. Rayiç bedel düzenlemenizden bahsediyorum. Düzenleme döneminde itirazlarımızı yapmıştık ancak bir defa daha buradan halkımıza hatırlatmayı uygun buldum. En az tasarruf yapmak kadar önemli olan bir diğer husus da yapılan tasarrufun tekrar kamuya hakkaniyetli ve ölçülü biçimde aktarılmasıdır. Bu aktarım hususunda seçim vaatlerinizi de göz önüne alarak bugüne kadar yeterince başarılı olmadığınızı değerlendiriyoruz. Ya da bizler aceleci davranıyoruz ve sizin ilan ettiğiniz gibi “atılım yılınızda” bahsettiğiniz vaatlerinizden ve projelerinizden başımızı kaldıramayacak, adeta yatırıma boğulacağız. Umarım böyle olur ve biz de size teşekkür ederiz. İzleyip göreceğiz.
“SİLİVRİ’MİZİN YARARINA OLAN HER KONUDA DESTEK VERDİK, VERMEYE DE DEVAM EDECEĞİZ”
Meclisimizin huzurunda Halkımıza bir defa daha hatırlatıyorum: Şehrimiz yararına destek ve işbirliği istendiğinde Başkanımızın ve meclisimizin yanında olacağız. Sayın başkan, değerli üyeler; Dünyamızı çıkar beklemeden de insanların ve kurumların birbirlerine destek olabileceği bir yer haline getirebilmek için var gücümüzle hep beraber çabalıyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz konjonktür hâlâ pek çok kişinin, kurumun karşılıksız, çıkar amacı gütmeden hareket etmesini neredeyse olanaksız kılıyor. Menfaat hesabı kimi zaman insanları, yasa ve vicdan yolundan saptırabiliyor. İnançlı bir insanım ve o yüzden atacağım her imzadan önce diyorum ki “Yaradan beni şaşırtmasın. Halkıma, aileme ve en önemlisi evlatlarıma karşı utandırmasın.” Bu duygularım tüm mesai arkadaşlarım için de temennimdir.
“BÜTÇE, KİŞİ VE KURUMLARDAN ALDIĞINIZ BAĞIŞLAR NETİCESİNDE FAZLA VERİYOR”
Böyle bir girizgâh yapmamın sebebi mâlumunuzdur: Bağışlar kalemi hassas ve kaygan bir tabana oturmaktadır! Suistimale açık bir konudur. Bu konuda yapılan çalışmalar oldukça kıymetlidir. Bağış yöntemi ile devletimize, şehrimizde kullanılmak üzere menkul ve gayrimenkuller kazandırdı yönetimimiz. Teşekkür ederiz. Kâğıt üzerinden inceleyebildiğimiz kadarıyla, bütçemizin fazla vermesini sağlayan dolaylı kalemlerden birisi, kişi veya kurumlardan gelen bağışlardır. Sizlere bu noktada hatırlatmak istediğimiz bizce hayati öneme sahip bir husus vardır: Her bağış olmasa da bazı bağışlar kamunun, dolayısıyla başkan ve yönetimini denetleme yetkisi olan bizlerin dikkatini çekmektedir. Daha önce bağışlar meselesi sebebiyle resmen ve fiilen üzerinde durduğumuz, sizlere sorduğumuz bazı hususlar olmuştu. Cumhuriyet Halk Partisi dedikodulara, kötü maksatlı söylemlere, iftiralara değer vermez; siyasi açıdan rakibinin aleyhine kullanabilecek olsa dahi hiçbir ortamda müfterileri payelendirmez! O sebeple resmi kurum ve belgelerden aldığımız yazılı ve şifai bilgiler ışığında ve ayrıca yaşanan bazı resmi ve fiili gelişmelerin ardından bağışlar meselesine daha da fazla eğiliyoruz.
“SİLİVRİ’NİN EN YOĞUN NOKTASINDAKİ KAÇAK YAPIYI TESPİT EDEMEMENİZE ANLAM VEREMİYORUZ”
Bu noktada şu hususa dikkat çekmeyi ve uyarıyı yapmayı elzem buluyoruz: Kaçak yapılar ile mücadele, kentlerin daha yaşanabilir olmasını sağlamasının yanı sıra yurttaşların kanunlara ve devletin gücüne olan inancının artmasına da katkı sağlamaktadır. Bir kentte, nüfus yoğunluğunun sıfıra yakın olduğu alanlarda kaçak yapıyı tespit edebilen bir kamu kurumunun; şehrin yıllık ortalamada muhtemelen en yoğun noktasındaki kaçak yapıyı tespit edememesi hadisesi açıkçası bizleri kuşkulandırmıştır. Bazı benzer başka örneklerin de var olması bizleri kuşkulandırmakla kalmamış aynı zamanda işkillendirmiştir de! Konunun kararlılıkla takipçisi olmaya devam edeceğimizi ve gerekli gördüğümüzde resmi ve fiili mücadelemizi yapacağımızı halkımıza ve meclisimize tekraren hatırlatıyoruz. Bağışlar meselesi konusunda meramımızı anlatabildiğimizi, uyarımızı yapabildiğimizi düşünüyor; bu konu hakkında diğer tüm görüşlerimizi de gerektiğinde açıklamak üzere saklı tuttuğumuzu bildiriyorum.
Kararımızın gerekçelerini 4 madde ile özetlemek isterim:
· Mahalli idarelerin yapması gereken rutin ve zorunlu işler bir yana (çöp, park, yol); önceliğimiz “Geleceğin Silivri’sini“ kurmaktır... “Bugünü kurtaran değil, geleceği tasarlayan” bir belediyecilik anlayışını kurumsallaştırmalıyız... FIRSATLARIMIZ VAR... (Denizi, tarihi, doğası, hizmet sektörleri) Genç nüfus, geniş tarım alanları, geliştirmeye müsait alternatif ulaşım imkanlarının varlığı, kültürel ve sosyal hayat anlamında cazibe merkezi olması, turizm potansiyeli, üniversite yerleri, kurumlar arası iyi ilişkiler... Kısacası ilçemizin bir hikâyesi var. Yöneticilerin de kenti iyi tanıması ve ona göre uygun projeler geliştirmesi gerekiyor...
· Bağışlar meselesi: Bağış yöntemine kesinlikle karşı değiliz ancak bazı gelişmeler bizleri endişelendirmekle kalmıyor işkillendiriyor.
· Tasarruf yöntemlerinizi desteklemekle beraber; kurumumuzun ekonomik açıdan görece daha rahat olmasına karşın seçim döneminde verdiğiniz vaatlerinizin tamamlanma oranı oldukça düşük görünmekte. Bu durum ret kararımızı vermemizde baskın rol oynamıştır.
· Bizler faaliyet raporunu belediye başkanının şahsında sadeleştirdiğimizde, o belediye başkanının iki özelliği olup olmadığına ve o özelliklerini layıkıyla kullanıp kullanamadığına bakıyoruz: Birisi vizyonu, vizyoner zihin yapısı; diğeri iyi bir idareci olup olmadığı... Geride bıraktığımız 2 yıla baktığımızda Sayın Başkanının vizyonerliği hususunda kendisini yeterli göremiyoruz.
Konuşmamı sonlandırmadan önce nezaket ve sabrınız için Sayın Başkana ve her bir meclis üyemize ayrı ayrı teşekkür ederim. Gece gündüz demeden, büyük bir özveri ile emeklerini Silivri Halkı’na harcayan belediyemizdeki tüm mesai arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar. Sayın Başkan ve yönetiminin uyarı ve önerilerimizi değerlendireceklerini biliyor; bu düşüncelerle sizleri ve ekranlardan bizleri takip eden hemşehrilerimizi saygıyla selamlıyorum.”
“KELİMELERİMİ ÖZENLE SEÇECEĞİM, MUHATAPLARIMIZDAN DA AYNI NEZAKETİ BEKLİYORUM”
CHP Silivri Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Bora Balcıoğlu, faaliyet raporuna şu eleştirileri getirdi:
“Sayın Başkan, sayın meclis üyeleri; Siyasi partilerimizin ve Sivil toplum kuruluşlarımızın kıymetli temsilcileri; Değerli basın emekçilerimiz ve bizleri ekranları başında izleyen değerli Silivrili hemşehrilerimiz ile kıymetli genç arkadaşlarım; Belediyemizin 2021 yılı faaliyet raporunu değerlendirmek ve rapor hakkında vereceğimiz kararı açıklamak maksadıyla söz almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce bir hususta bilgilendirme yapmak isterim: Siyasi hitaplarımda kelimelerimi özenle seçmeye, kimseyi kırmamadan eleştirilerimi ifade etmeye ve Partimin tarihsel önemine layık olmaya çalışırım. Nezaketin ve zerafetin gücüne inananlardanım. Aynı özeni sırası geldiğinde muhataplarımızdan da beklediğimi peşinen ifade etmek isterim. Son olarak; eleştireceğimiz kimseleri sadece “görev ve sorumlulukları özelinde” değerlendirmeye tabi tuttuğumuzun da bilinmesini isterim.
“TÜM ÇABAMIZ VATANDAŞLARIMIZIN HUZUR İÇİNDE YAŞADIĞI BİR SİLİVRİ İÇİN”
Pek çok siyasi gibi bizler de görevimizi ifa ederken Alp Arslan’lardan, Kanuni Sultan Süleymanlar’dan ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ten aldığımız güçten besleniyoruz. Onlar gibi çalışkan, mücadeleci ve stratejik düşünceye hakim olmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Siyasi çalışmalarımızdaki temel hedefimiz hemşehrilerimizin sorunlarını ortadan kaldırmak, yaşamlarını kolaylaştırmak ve huzur içinde yaşadıkları bir Silivri’yi inşa etmektir. Kentimizin bir cazibe merkezi olmasını, örnek gösterilmesini istiyoruz. Tüm çabamız bunun içindir. Belediye Başkanlığı ve meclis üyeliği görevleri bulunanların, kamu yararının olduğu durumlarda siyasi farklılıkları gözetmeksizin sadece halka yararlı olmaları gerektiğini düşünen ve savunanlardanım.
“BAŞKAN VOLKAN YILMAZ VE EKİBİ, KAR AMACI GÜDEN BİR ŞİRKETTE ÇALIŞIYORMUŞÇASINA HAREKET ETMEMELİ”
Sayın Başkan, değerli üyeler: Sayın Belediye başkanımızın ve yönetiminin kıvançla bahsettiği kurum bütçesinin olumlu seyrediyor olması durumundan sözlerime başlamak istiyorum. Mali tablolar incelendiğinde kurumumuzun borçluluk ve mali durumunda olumlu gelişmelerin olduğu görülmektedir. Bu bir başarıdır. Tebrik ederiz. Sayın Başkan ve ekibi, doğrudan ve belki sadece mali durumu iyileştirici bir düstur benimsedikleri için eğer kâr amacı güden bir şirkette yönetici olsalardı muhtemelen terfi alacaklardı zira bilinen bir kural vardır: Özel sektör kâr amacı güder, devlet hizmet amacı güder. Ancak kurumumuz kâr amacı güden bir özel şirket değil, hizmet amacı güden bir kamu kurumudur. Dolayısıyla önceliğimiz, elimizde var olan kaynakları yasal, hakkaniyetli ve ivedi biçimde kamuya aktarmaktır.
“VİZYONER BİR BAKIŞ AÇISINA SAHİP DEĞİLSİNİZ”
Bu pozisyondaki kamu görevlisinin birincil hedefi, var olan yahut var olabilecek kaynakları kamunun yararına ve katma değerli biçimde ,tekrar ediyorum, BİR AN ÖNCE dönüştürmektir. Eğer yönettiğiniz kurumun, on yıllardır süregeldiği şekilde neredeyse kendi kendine devam edebileceği sistemleri ve gelenekleri varsa -ki belediyeler bu sistemlere ve geleneklere sahiptir- o sistemin verimini biraz daha artırmak, sizi vizyoner ya da salt mükemmel yapmaz; iyi bir bürokrat, iyi bir idareci yapar. Örnek idareci olmak oldukça kıymetlidir ancak belediye başkanlığı için en önemli şart idarecilik değil vizyoner bir düşünce yapısına sahip olmaktır.
“RUTİN BELEDİYECİLİK ÇALIŞMALARIYLA GÜN GEÇİRİYORSUNUZ”
Mevcut durumdaki gibi genel ve yerel iktidarın aynı siyasi partiden seçilmiş olduğu dönemlerde ilgili bakanlıkların öz kaynaklarıyla bu şehirlere ayrıcalık tanıyarak DOĞRUDAN daha fazla yatırım yapma yöntemini izlediğini göz önüne alırsak, ilçe belediye başkanı ve ekibinin, günü geçirecek RUTİN çalışmalara yoğunluk vermek yerine, “gelecek nesil için şehrimizde istihdam artırıcı faaliyetlere dönük kapsamlı çalışmalar yapmak” , “şehrimizi tarım turizmi konusunda ilk akla gelen şehir yapmak“ ya da “şehrimizi teknoloji üssü yapmak” gibi “KAPSAMLI FİKİRSEL ÇALIŞMALARI” merkezine alması gerektiği açıkça ortaya çıkacaktır. Önceki yönetimin şehri adeta “tarım başkenti yapmak” büyük düşünce ve çabası gibi...
“HİZMETE AÇILAN YÜZME HAVUZU, SİYASİ FANATİZME BİR ÖRNEK OLDU”
Tutanaklara geçmesi açısından şunu da söylemek isterim: Toplanma amacımıza halel gelmemesi amacıyla “siyasi holiganizm ve siyasi fanatizm hususlarındaki diğer tüm görüşlerimizi gerektiğinde açıklama hakkımızı saklı tutarak; yukarıda bahsettiğim genel ve yerel siyasi partinin aynı olmasının avantaj olarak benimsenmesini doğru bulmadığımızı; bu pratiğin karşısında olduğumuzu; ilk genel seçimlerde sandıktan 1. çıkarak iktidar olacak olan partimizin bu uygulamanın yerine sadece “yasa ve adaleti” yerleştireceğini söyleyerek özetliyorum. Yeri gelmişken siyasi fanatizmin bir-iki örneğinden de bahsetmek isterim gündemimizle ilgili olduğu için: Şehrimize bir yüzme havuzu yapıldı. “Öncelik derecesi hakkındaki tartışma hakkımız” saklı kalarak; düşünen, projelendiren, uygulayan ve uygulanmasını sağlayanlara şahsım ve grubum adına teşekkür ediyorum.
“BAŞTA MEVCUT İKTİDAR OLSAYDI VE SİLİVRİ’Yİ CHP YÖNETSEYDİ, YÜZME HAVUZU BURAYA ÖNCELİKLİ BİÇİMDE YAPILIR MIYDI?”
Ülkemizin mevcut siyasi iklimini göz önüne alarak ekranlardan bizleri takip eden hemşehrilerimize soruyorum: Bugün eğer ülke yönetiminde mevcut iktidar ve şehrimizde de Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı olsa idi bu yüzme havuzu buraya öncelikli biçimde yapılır mıydı?
“MİMAR SİNAN KÖPRÜSÜ NEDEN CHP DÖNEMİNDE HİZMETE AÇILAMADI?”
2021 yılında yeniden kullanıma açılan Tarihi köprümüz sizce yerel yönetimde Cumhur İttifakı üyesi siyasi parti olmasa idi, bu dönemde yeniden hizmete açılır mıydı? Yanıtlar konusunda kararsız kalan yurttaşlarımız 2009-2019 yıllarını inceleyebilirler.
“ÖNCEKİ DÖNEMDE MAHSUPLAŞMALAR YAPILAMADI”
Neden böyle örnekler verdim? Siyasi bağlantıların yer yer imtiyazlara dönüşmesi neticesinde yapılan mahsuplaşmalar; bütçemizi oldukça rahatlatmıştır. Bu mahsuplaşmalarda Sayın Başkan’ın girişimlerinin önemli yer tuttuğunu düşünmekle birlikte asıl önemin Cumhur İttifakı’nın başarılı olması ya da öyle görünmesine katkı sunmak olduğunu değerlendiriyorum. Önceki yönetimde mahsuplaşmaların pek yapılamadığını not olarak söylemek istiyorum.
“BAĞIŞ GELİYOR YA GERİSİ ÖNEMLİ DEĞİL DÜŞÜNCESİNE ZİNHAR KAPILMAYIN!”
Şehrimizin bütçesinin rahatlaması stratejik düşünce ile birleşip yerinde kullanıldığında yurttaşlarımıza katma değer sağlayacaktır. Bu konuda -naçizane- bir uyarıda bulunmak istiyorum: “N’olursa olsun canım. Silivri bir şeyler kazanıyor ya! Varsın siyasi fanatizm olsun” düşüncesi bir süre sonra evrilir ve “N’olursa olsun canım. Bağış geliyor ya gerisi önemli değil’e ” dönüşür. Uyarıyorum. Bu düşünceye zinhar kapılmamalıyız. .
“RAYİÇ BEDELE YAPTIĞINIZ ZAMLAR HAKKANİYETLİ DEĞİL”
Bütçeyi denk hâle getirmek; kaynak artırmak ve verimli kullanmak, tasarruf yapmak... Bunlar çok önemlidir. Ancak bunları başarmaya çalışırken kurumların varoluş amaçları olan yurttaşları, gereğinden fazla yahut zamansız yasal düzenlemelere tabi tutmak ,bilhassa salgın döneminin ezici etkilerinin olduğu bir dönemde, hiç uygun olmamıştır. Rayiç bedel düzenlemenizden bahsediyorum. Düzenleme döneminde itirazlarımızı yapmıştık ancak bir defa daha buradan halkımıza hatırlatmayı uygun buldum. En az tasarruf yapmak kadar önemli olan bir diğer husus da yapılan tasarrufun tekrar kamuya hakkaniyetli ve ölçülü biçimde aktarılmasıdır. Bu aktarım hususunda seçim vaatlerinizi de göz önüne alarak bugüne kadar yeterince başarılı olmadığınızı değerlendiriyoruz. Ya da bizler aceleci davranıyoruz ve sizin ilan ettiğiniz gibi “atılım yılınızda” bahsettiğiniz vaatlerinizden ve projelerinizden başımızı kaldıramayacak, adeta yatırıma boğulacağız. Umarım böyle olur ve biz de size teşekkür ederiz. İzleyip göreceğiz.
“SİLİVRİ’MİZİN YARARINA OLAN HER KONUDA DESTEK VERDİK, VERMEYE DE DEVAM EDECEĞİZ”
Meclisimizin huzurunda Halkımıza bir defa daha hatırlatıyorum: Şehrimiz yararına destek ve işbirliği istendiğinde Başkanımızın ve meclisimizin yanında olacağız. Sayın başkan, değerli üyeler; Dünyamızı çıkar beklemeden de insanların ve kurumların birbirlerine destek olabileceği bir yer haline getirebilmek için var gücümüzle hep beraber çabalıyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz konjonktür hâlâ pek çok kişinin, kurumun karşılıksız, çıkar amacı gütmeden hareket etmesini neredeyse olanaksız kılıyor. Menfaat hesabı kimi zaman insanları, yasa ve vicdan yolundan saptırabiliyor. İnançlı bir insanım ve o yüzden atacağım her imzadan önce diyorum ki “Yaradan beni şaşırtmasın. Halkıma, aileme ve en önemlisi evlatlarıma karşı utandırmasın.” Bu duygularım tüm mesai arkadaşlarım için de temennimdir.
“BÜTÇE, KİŞİ VE KURUMLARDAN ALDIĞINIZ BAĞIŞLAR NETİCESİNDE FAZLA VERİYOR”
Böyle bir girizgâh yapmamın sebebi mâlumunuzdur: Bağışlar kalemi hassas ve kaygan bir tabana oturmaktadır! Suistimale açık bir konudur. Bu konuda yapılan çalışmalar oldukça kıymetlidir. Bağış yöntemi ile devletimize, şehrimizde kullanılmak üzere menkul ve gayrimenkuller kazandırdı yönetimimiz. Teşekkür ederiz. Kâğıt üzerinden inceleyebildiğimiz kadarıyla, bütçemizin fazla vermesini sağlayan dolaylı kalemlerden birisi, kişi veya kurumlardan gelen bağışlardır. Sizlere bu noktada hatırlatmak istediğimiz bizce hayati öneme sahip bir husus vardır: Her bağış olmasa da bazı bağışlar kamunun, dolayısıyla başkan ve yönetimini denetleme yetkisi olan bizlerin dikkatini çekmektedir. Daha önce bağışlar meselesi sebebiyle resmen ve fiilen üzerinde durduğumuz, sizlere sorduğumuz bazı hususlar olmuştu. Cumhuriyet Halk Partisi dedikodulara, kötü maksatlı söylemlere, iftiralara değer vermez; siyasi açıdan rakibinin aleyhine kullanabilecek olsa dahi hiçbir ortamda müfterileri payelendirmez! O sebeple resmi kurum ve belgelerden aldığımız yazılı ve şifai bilgiler ışığında ve ayrıca yaşanan bazı resmi ve fiili gelişmelerin ardından bağışlar meselesine daha da fazla eğiliyoruz.
“SİLİVRİ’NİN EN YOĞUN NOKTASINDAKİ KAÇAK YAPIYI TESPİT EDEMEMENİZE ANLAM VEREMİYORUZ”
Bu noktada şu hususa dikkat çekmeyi ve uyarıyı yapmayı elzem buluyoruz: Kaçak yapılar ile mücadele, kentlerin daha yaşanabilir olmasını sağlamasının yanı sıra yurttaşların kanunlara ve devletin gücüne olan inancının artmasına da katkı sağlamaktadır. Bir kentte, nüfus yoğunluğunun sıfıra yakın olduğu alanlarda kaçak yapıyı tespit edebilen bir kamu kurumunun; şehrin yıllık ortalamada muhtemelen en yoğun noktasındaki kaçak yapıyı tespit edememesi hadisesi açıkçası bizleri kuşkulandırmıştır. Bazı benzer başka örneklerin de var olması bizleri kuşkulandırmakla kalmamış aynı zamanda işkillendirmiştir de! Konunun kararlılıkla takipçisi olmaya devam edeceğimizi ve gerekli gördüğümüzde resmi ve fiili mücadelemizi yapacağımızı halkımıza ve meclisimize tekraren hatırlatıyoruz. Bağışlar meselesi konusunda meramımızı anlatabildiğimizi, uyarımızı yapabildiğimizi düşünüyor; bu konu hakkında diğer tüm görüşlerimizi de gerektiğinde açıklamak üzere saklı tuttuğumuzu bildiriyorum.
Kararımızın gerekçelerini 4 madde ile özetlemek isterim:
· Mahalli idarelerin yapması gereken rutin ve zorunlu işler bir yana (çöp, park, yol); önceliğimiz “Geleceğin Silivri’sini“ kurmaktır... “Bugünü kurtaran değil, geleceği tasarlayan” bir belediyecilik anlayışını kurumsallaştırmalıyız... FIRSATLARIMIZ VAR... (Denizi, tarihi, doğası, hizmet sektörleri) Genç nüfus, geniş tarım alanları, geliştirmeye müsait alternatif ulaşım imkanlarının varlığı, kültürel ve sosyal hayat anlamında cazibe merkezi olması, turizm potansiyeli, üniversite yerleri, kurumlar arası iyi ilişkiler... Kısacası ilçemizin bir hikâyesi var. Yöneticilerin de kenti iyi tanıması ve ona göre uygun projeler geliştirmesi gerekiyor...
· Bağışlar meselesi: Bağış yöntemine kesinlikle karşı değiliz ancak bazı gelişmeler bizleri endişelendirmekle kalmıyor işkillendiriyor.
· Tasarruf yöntemlerinizi desteklemekle beraber; kurumumuzun ekonomik açıdan görece daha rahat olmasına karşın seçim döneminde verdiğiniz vaatlerinizin tamamlanma oranı oldukça düşük görünmekte. Bu durum ret kararımızı vermemizde baskın rol oynamıştır.
· Bizler faaliyet raporunu belediye başkanının şahsında sadeleştirdiğimizde, o belediye başkanının iki özelliği olup olmadığına ve o özelliklerini layıkıyla kullanıp kullanamadığına bakıyoruz: Birisi vizyonu, vizyoner zihin yapısı; diğeri iyi bir idareci olup olmadığı... Geride bıraktığımız 2 yıla baktığımızda Sayın Başkanının vizyonerliği hususunda kendisini yeterli göremiyoruz.
Konuşmamı sonlandırmadan önce nezaket ve sabrınız için Sayın Başkana ve her bir meclis üyemize ayrı ayrı teşekkür ederim. Gece gündüz demeden, büyük bir özveri ile emeklerini Silivri Halkı’na harcayan belediyemizdeki tüm mesai arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar. Sayın Başkan ve yönetiminin uyarı ve önerilerimizi değerlendireceklerini biliyor; bu düşüncelerle sizleri ve ekranlardan bizleri takip eden hemşehrilerimizi saygıyla selamlıyorum.”
YORUMLAR