Başkan Esen: Uğur Mumcu'yu Saygıyla Anıyoruz
CHP Silivri İlçe Başkanı Berker Esen, 1993'te hain bir saldırı sonucu katledilen cesur kalem ve araştırmacı yazar Uğur Mumcu'nun vefatının 30. yıldönümü münasebetiyle mesaj yayınladı. Esen mesajında; Uğur Mumcu'nun katledilmesinin üzerinden yıllar geçse de üzerindeki sis perdesi bilinçli bir şekilde kaldırılmadığına ve bugün Türkiye’de 30 yıl öncesine göre değişen bir şey olmadığı gibi daha da kötüye gidiş yaşandığına dikkat çekti.
Editör: Yaz Dostum
24 Ocak 2023 - 16:41 - Güncelleme: 24 Ocak 2023 - 16:51
CHP Silivri İlçe Başkanı Berker Esen, Ankara'da, 24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde otomobiline yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitiren gazeteci-yazar Uğur Mumcu’yu katledilişinin 30. yılında yayınladığı mesajla andı. Uğur Mumcu suikastının bütün bağlantılarıyla hala aydınlatılmadığını, bilinçli olarak zaman aşımına uğratıldığını söyleyen Başkan Esen, bugün Türkiye’de 30 yıl öncesine göre değişen bir şey olmadığını da vurguladı.
“UĞUR MUMCU’NUN KATLEDİLİŞİNİN ÜZERİNDEN 30 YIL GEÇTİ ANCAK NE SUİKAST NE DE ARKASINDAKİ GÜÇLER AYDINLATILDI”
Başkan Esen, mesajında şu görüşlere yer verdi:
“Demokrasiye, özgür basına, aydınlığa düşman ‘karanlık güçler' tarafından vahşice katledilen gazeteci yazar Uğur Mumcu'nun ölümünün üzerinden 30 yıl geçti. Ülkesini ve halkını aydınlatmaktan başka kaygısı olmayan gazeteciler ve basın emekçileri halka sadece gerçekleri ve doğruları anlattıkları için, gerçeklerin öğrenilmesini istemeyenler tarafından sürekli hedef gösterilmiştir. Kimi zaman yazdıkları nedeniyle tutuklanarak hapse atılmış, kimi zaman açık açık tehdit edilmiş, kimi zaman da tıpkı Uğur Mumcu gibi vahşice katledilmiştir. Aradan geçen 30 yıla rağmen ne yazık ki Uğur Mumcu cinayetinin gerçek katilleri ve arkasındaki güçler hala bulun(a)mamıştır. Daha öncesinde ve sonrasında işlenen pek çok cinayette olduğu gibi Mumcu cinayeti de failleri, azmettiricileri apaçık ortada olmasına rağmen kozmik odalarda tozlanmaya bırakılmıştır. İktidara muhalif kimselerin öldürüldüğü pek çok cinayette olduğu gibi aydınların vahşice katledildiği cinayetlerde de kimseyi ikna etmeyen bir soruşturma ve yargılama süreciyle örtbas edilme yolu izlenmiş, gerçek katillerin ortaya çıkarılması yönündeki talepler göz ardı edilmiştir.
“GÜNÜMÜZDE DE GAZETECİLER İKTİDARIN VE BAZI ÇEVRELERİN AĞIR BASKISI ALTINDA”
İktidarların ülkenin gazetecilerini, yazarlarını, sanatçılarını, bilim insanları ve aydınlarını kendisi için tehdit olarak görmesi, her fırsatta hedef göstermesi, demokratik olmayan ülkelerde oldukça sık rastlanan bir durumdur. Türkiye'de özellikle son yıllarda düşüncelerini özgürce ifade edenler, emekten, demokrasiden, laiklikten, bilimden ve barıştan yana tutum alanlar iktidar güçleri tarafından hedef alınmakta, tehdit edilerek, gözaltına alınarak, tutuklanarak cezaevine konulmaktadır. Dünyada en fazla tutuklu gazetecinin olduğu Türkiye'nin emeğin, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, bilimin ve barışın yanında saf tutan gazetecilerine, gerçek aydınlarına yönelik büyük bir hapishaneye dönüştürülmüş olması düşündürücüdür. Geçmişte cinayetlerle, bombalı saldırılarla susturulmaya çalışılan gazetecilerin, aydınların ve bilim insanlarımızın bugün ağır baskılar ve ölüm tehditleriyle karşı karşıya bırakılması, halkın gerçek ve doğru haber alma özgürlüğü üzerindeki yasakçı zihniyetin geldiği noktayı görmek açısından ibret vericidir.
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN HER GEÇEN GÜN DAHA GERİYE GİDİYORUZ”
Maalesef ki basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti konusunda her geçen gün daha da karanlığa gömülüyoruz. Dün Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Metin Göktepe, Bahriye Üçok, Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu, Uğur Mumcu gibi aydınları hedef göstererek katledilmesine neden olan zihniyet bugün aydınları, sanatçıları dillerini koparmakla tehdit ediyor, muhalif gazetecileri cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutukluyor.
“KARANLIĞA KARŞI UĞUR MUMCU GİBİ MÜCADELE EDECEĞİZ”
Uğur Mumcu'nun korkusuz ve onurlu kalemi ile verdiği tam bağımsız, demokratik Türkiye mücadelesi, bugün artan baskılara rağmen, korkusuz gazetecilerin kalemlerinde, Cumhuriyet gençlerinin aydınlanma mücadelesinde aynı kararlılıkla devam ediyor. CHP olarak Uğur Mumcu'nun hayalini kurduğu eşit, laik ve tam bağımsız bir ülke için 'Nasıl bir yurttaş olmalı'yı öğrenmek, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaması gerektiğini aklımızdan çıkarmamak, onurlu mirasa sahip çıkmak boynumuzun borcudur.
“KATLEDİLEN BASIN EMEKÇİLERİNİ VE AYDINLARIMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ”
Karanlık güçlere karşı eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için mücadele eden, bu uğurda canını veren Uğur Mumcu'yu ve insanlığın ortak evrensel değerlerini savunduğu için katledilen bütün basın emekçilerini, bilim insanları ve aydınlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, sırf haksızlığa zulme ve sömürüye boyun eğmediği için tutuklanan gazetecilerimizi saygıyla selamlıyorum.
“CHP İKTİDARINDA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GÜVENCE ALTINA ALACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUZ”
İkinci yüzyılın şafağında buradan bir kez daha söz veriyoruz; CHP iktidarında hiç kimse sırf muhalefet ettiği için cumhurbaşkanımızı, iktidarımızı eleştirdiği için cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutuklanmayacak! Tüm yurttaşlarımızın ifade hürriyeti ve basın özgürlüğü güvence altına alınacak.”
Hazal BAŞARAN
“UĞUR MUMCU’NUN KATLEDİLİŞİNİN ÜZERİNDEN 30 YIL GEÇTİ ANCAK NE SUİKAST NE DE ARKASINDAKİ GÜÇLER AYDINLATILDI”
Başkan Esen, mesajında şu görüşlere yer verdi:
“Demokrasiye, özgür basına, aydınlığa düşman ‘karanlık güçler' tarafından vahşice katledilen gazeteci yazar Uğur Mumcu'nun ölümünün üzerinden 30 yıl geçti. Ülkesini ve halkını aydınlatmaktan başka kaygısı olmayan gazeteciler ve basın emekçileri halka sadece gerçekleri ve doğruları anlattıkları için, gerçeklerin öğrenilmesini istemeyenler tarafından sürekli hedef gösterilmiştir. Kimi zaman yazdıkları nedeniyle tutuklanarak hapse atılmış, kimi zaman açık açık tehdit edilmiş, kimi zaman da tıpkı Uğur Mumcu gibi vahşice katledilmiştir. Aradan geçen 30 yıla rağmen ne yazık ki Uğur Mumcu cinayetinin gerçek katilleri ve arkasındaki güçler hala bulun(a)mamıştır. Daha öncesinde ve sonrasında işlenen pek çok cinayette olduğu gibi Mumcu cinayeti de failleri, azmettiricileri apaçık ortada olmasına rağmen kozmik odalarda tozlanmaya bırakılmıştır. İktidara muhalif kimselerin öldürüldüğü pek çok cinayette olduğu gibi aydınların vahşice katledildiği cinayetlerde de kimseyi ikna etmeyen bir soruşturma ve yargılama süreciyle örtbas edilme yolu izlenmiş, gerçek katillerin ortaya çıkarılması yönündeki talepler göz ardı edilmiştir.
“GÜNÜMÜZDE DE GAZETECİLER İKTİDARIN VE BAZI ÇEVRELERİN AĞIR BASKISI ALTINDA”
İktidarların ülkenin gazetecilerini, yazarlarını, sanatçılarını, bilim insanları ve aydınlarını kendisi için tehdit olarak görmesi, her fırsatta hedef göstermesi, demokratik olmayan ülkelerde oldukça sık rastlanan bir durumdur. Türkiye'de özellikle son yıllarda düşüncelerini özgürce ifade edenler, emekten, demokrasiden, laiklikten, bilimden ve barıştan yana tutum alanlar iktidar güçleri tarafından hedef alınmakta, tehdit edilerek, gözaltına alınarak, tutuklanarak cezaevine konulmaktadır. Dünyada en fazla tutuklu gazetecinin olduğu Türkiye'nin emeğin, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, bilimin ve barışın yanında saf tutan gazetecilerine, gerçek aydınlarına yönelik büyük bir hapishaneye dönüştürülmüş olması düşündürücüdür. Geçmişte cinayetlerle, bombalı saldırılarla susturulmaya çalışılan gazetecilerin, aydınların ve bilim insanlarımızın bugün ağır baskılar ve ölüm tehditleriyle karşı karşıya bırakılması, halkın gerçek ve doğru haber alma özgürlüğü üzerindeki yasakçı zihniyetin geldiği noktayı görmek açısından ibret vericidir.
“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN HER GEÇEN GÜN DAHA GERİYE GİDİYORUZ”
Maalesef ki basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti konusunda her geçen gün daha da karanlığa gömülüyoruz. Dün Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Metin Göktepe, Bahriye Üçok, Hrant Dink, Necip Hablemitoğlu, Uğur Mumcu gibi aydınları hedef göstererek katledilmesine neden olan zihniyet bugün aydınları, sanatçıları dillerini koparmakla tehdit ediyor, muhalif gazetecileri cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutukluyor.
“KARANLIĞA KARŞI UĞUR MUMCU GİBİ MÜCADELE EDECEĞİZ”
Uğur Mumcu'nun korkusuz ve onurlu kalemi ile verdiği tam bağımsız, demokratik Türkiye mücadelesi, bugün artan baskılara rağmen, korkusuz gazetecilerin kalemlerinde, Cumhuriyet gençlerinin aydınlanma mücadelesinde aynı kararlılıkla devam ediyor. CHP olarak Uğur Mumcu'nun hayalini kurduğu eşit, laik ve tam bağımsız bir ülke için 'Nasıl bir yurttaş olmalı'yı öğrenmek, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaması gerektiğini aklımızdan çıkarmamak, onurlu mirasa sahip çıkmak boynumuzun borcudur.
“KATLEDİLEN BASIN EMEKÇİLERİNİ VE AYDINLARIMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ”
Karanlık güçlere karşı eşit, özgür, demokratik bir Türkiye için mücadele eden, bu uğurda canını veren Uğur Mumcu'yu ve insanlığın ortak evrensel değerlerini savunduğu için katledilen bütün basın emekçilerini, bilim insanları ve aydınlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, sırf haksızlığa zulme ve sömürüye boyun eğmediği için tutuklanan gazetecilerimizi saygıyla selamlıyorum.
“CHP İKTİDARINDA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GÜVENCE ALTINA ALACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUZ”
İkinci yüzyılın şafağında buradan bir kez daha söz veriyoruz; CHP iktidarında hiç kimse sırf muhalefet ettiği için cumhurbaşkanımızı, iktidarımızı eleştirdiği için cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutuklanmayacak! Tüm yurttaşlarımızın ifade hürriyeti ve basın özgürlüğü güvence altına alınacak.”
Hazal BAŞARAN
YORUMLAR