Başkan Yılmaz'dan İBB Yönetimine: "Sizin İş Yapmaya Niyetiniz Yok Mu?"
İBB Meclisi Kasım Ayı Toplantısında konuşan Başkan Yılmaz, İSKİ’nin asli görevleri arasında yer alan içilebilir su temin etmek ve atık suları arıtarak deşarj etmek konusunda sınıfta kaldığını söyledi. Volkan Yılmaz ayrıca, ocak ayında yürürlüğe girecek Kırsal Mahalle Yasası ile birlikte İstanbul’un köylerinde yaşayan vatandaşların indirimli su tarifesinden yararlanacağını dile getirdi.
Editör: Yaz Dostum
24 Kasım 2021 - 22:40 - Güncelleme: 24 Kasım 2021 - 22:44
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kasım Ayı Toplantısı 5. Oturumunda MHP Grubu adına söz alan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz İSKİ’nin faaliyetleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Oturumda bir sunum yapan İSKİ Genel Müdürü Raif Ermutlu’nun 2022 yılında yatırım yapmakta zorlanacaklarına yönelik ifadelerini değerlendiren Başkan Yılmaz, dünyadaki büyük şehirler arasında marka değeri olan İSKİ’nin bu durumda olmasından üzüntü duyduğunu ifade etti.
İSKİ’nin asli görevleri arasında yer alan içilebilir su temin etmek ve atık suları arıtarak deşarj etmek konusunda sınıfta kaldığını ifade eden Volkan Yılmaz ayrıca, ocak ayında yürürlüğe girecek olan Kırsal Mahalle Yasası ile birlikte İstanbul’un köylerinde yaşayan vatandaşların indirimli su tarifesinden yararlanacağını dile getirdi.
“İSKİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE YATIRIM YAPAMAYACAĞINI İFADE EDİYOR”
İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu’nun meclis toplantısında yaptığı sunuma ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Volkan Yılmaz, “Az önce İSKİ Genel Müdürü Raif Ermutlu’nun sunumunu dikkatle takip ettim. Sayın Genel Müdür diyor ki; ‘Biz 2022 yılında İstanbul’a kullanım amaçlı suyu temin ederiz, atık suların bertaraf edebildiğimiz kadarını ileri biyolojik arıtma tesislerinden bertaraf eder, edemediklerimizi de derelere ve denizlere bırakırız. Bu gelir ve gider dengesi ile biz ancak İSKİ’nin rutin işlerini yaparız. Önümüzdeki dönem İstanbullu vatandaşlarımız, çevre severler, doğa severler bizden herhangi bir yatırım beklemesin. Biz yeni biyolojik arıtma tesisi, yeni kanallar, yeni isale hatları yapmakta zorluk çekeriz.’ İSKİ, 16 milyon insanımıza ve bu yurttaşlarımızın yaşadığı İstanbul’umuza hizmet eden güzide bir kurumumuz. Dünyadaki tüm büyük şehirler arasında marka değeri olan İSKİ’nin önümüzdeki dönemde yatırım yapmakta zorlanacağı ifadelerini duymak bizleri ziyadesiyle üzüyor.” dedi.
“İÇİLEBİLİR SU İBARESİNİ İNTERNET SİTENİZDEN KALDIRIN”
İSKİ’nin asli görevlerini yerine getiremediğini dile getiren Başkan Yılmaz, “İSKİ’nin internet sitesinde diyor ki; ‘İSKİ su havzalarından alınan ham suları Dünya Sağlık Teşkilatı, ABD Çevre Koruma Ajansı ve Avrupa Birliği içme suyu standartlarına uygun olarak arıtıp içilebilir su temin etmeyi, çevre ve insan sağlığını esas alarak atık suları biyolojik veya ileri biyolojik tesislerinde arıtarak alıcı ortama deşarj etmeyi kendisine birincil görev olarak benimsemiştir.’ Bu söylemlerden anlaşılacağı üzere İSKİ’nin iki tane asli görevi bulunuyor. Şimdi gelin birinci asli görevini hep birlikte tartışalım: İSKİ vatandaşlarımıza, İstanbullu hemşehrilerimize içilebilir su temin edebiliyor mu? Bu salonu varlıklarıyla şereflendiren meclis üyelerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve İSKİ Genel Müdürüne soruyorum; hanginiz evinizde İSKİ’nin musluktan arıttığı suyu içiyorsunuz? İSKİ içme suyunu musluklardan akıtamayarak birinci asli vazifesini yerine getiremiyor. Eğer içme suyu temin etmek gibi bir iddianız yoksa lütfen içilebilir su ibaresini internet sitenizden kaldırın. Durum böyle ise ben hem Ekrem Bey’e hem de İSKİ yönetimine önümüzde kalan 2,5 yıllık görev sürelerinde içilebilir suyu musluklardan akıtmayı kendilerine hedef olarak koymalarını tavsiye ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“GÜMÜŞYAKA SAHİLİNDEKİ SORUNUN KAYNAĞI İSKİ’NİN UMURSAMAZLIĞIDIR”
Verdiği örneklerle İSKİ’nin yerine getiremediği asli görevler üzerinden açıklamalarını sürdüren Başkan Volkan Yılmaz, “İSKİ’nin internet sitesinde yer alan yazıya göre ikinci asli görevi ise: ‘İnsan sağlığını, çevreyi, doğayı önceleyen bir anlayışla biyolojik ve ileri biyolojik tesisler marifetiyle atık suları deşarj etmektir. Peki İSKİ bu ikinci asli görevi olan evsel atıkları biyolojik veya ileri biyolojik tesislerden geçirerek mi Marmara Denizi’ne bırakıyor? İstanbul’da bir günde veya bir aydaki kaç metreküp evsel atık suyun kaç metreküpünün arıtma tesislerinden geçirildiğini, kaç metreküpünün de hiçbir arıtma olmaksızın derelere ve Marmara Denizi’ne aktığını sormak istiyorum. Bu noktada Silivri’nin Gümüşyaka Mahallesi’nden bahsetmek istiyorum. Gümüşyaka Mahallesi inci gibi sahili ve kumsallarıyla Marmara Denizi’nin en müstesna mahallelerinden, yerleşim alanlarından bir tanesi. Sahildeki villaların, evlerin bütün atık suları hiçbir arıtmadan geçmeden doğrudan Marmara Denizi’ne gönderiliyor. İki yıldır İSKİ’ye adeta yalvarıyoruz. Şu gün bugün, şu ay bu ay sürekli tarih veriyorlar ama bir türlü yatay delgiyi bitirip Gümüşyaka’daki bu sorunu çözmüyorlar. Marmara Denizi’nden alınan numunelerde bir tek Gümüşyaka sahilinde denize girilemiyor. Bu sorunun kaynağı ise İSKİ’nin umursamaz tutumu. Silivri’nin Bekirli, Büyüksinekli, Gazitepe, Kavaklı Hürriyet, Kavaklı İstiklal, Kurfallı, Küçüksinekli, Ortaköy, Seymen ve Yolçatı mahallelerinde arıtma olmadan bütün bu köylerin foseptikleri önce derelere, oradan da Marmara Denizi’ne akıyor. Şile’deki, Çatalca’daki köylerimizde de durum farksız. Yani İSKİ ikinci asli görevi olan bertaraf konusunda da ciddi eksiklikler yaşıyor. Bu sorunlarla alakalı kimse bize geçmiş 25 yılı örnek gösteremez ama ben size son 2,5 yılın hesabını çatır çatır sorarım ve sormaya da devam edeceğim. En büyük temennim ise İSKİ’nin su zammı tartışmaları ile değil de eski günlerdeki gibi büyük projelerle, ileri biyolojik arıtma tesisleri ile Marmara Denizi’ne, doğaya, çevreye saygılı bir şekilde gündemimizde yer almasıdır.” dedi.
“EN GÜZEL YAPTIĞINIZ İŞ BAHANE ÜRETMEK”
İSKİ’nin internet sitesinde yer alan ‘İstanbul’da su baskını tarih olacak’ başlıklı yazı hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Yılmaz, “Raif Bey, İstanbul’da su baskını yaşanan 104 noktadan 83’ünde bu sorunu çözdüklerini iddia ediyor. Arnavutköy’den başlayıp Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Kadıköy, Beşiktaş ve Bahçelievler’e kadar bütün sıkıntılı noktaların belirlenip projelendirildiğini ve 21 projenin hâlâ devam ettiğini dile getiriyor. Biz İstanbul’un sadece Suriçi’nden ya da merkez ilçelerden ibaret olmadığını bas bas bağırıyoruz ama burada Genel Müdürün saydığı ilçeler yine merkez ilçeler. İstanbul’da ölümlü su taşkınlarının yaşandığı ilçeler Silivri, Çatalca ve Şile. Niye biliyor musunuz? Çünkü derelerin ekseriyetle olduğu ilçeler bunlar. Büyük dere yatakları ve büyük derelerimiz var. Peki, Türkiye’nin bir saat içerisinde bir metrekareye en fazla yağış alan iki ilçesinin de İstanbul’da olduğunu biliyor musunuz? Evet, birinci ilçe Silivri, ikinci ilçe ise Çatalca. Bu nedenle Silivri ve Çatalca’da daha önce can kayıplı taşkın olayları yaşandı. 2009 yılında Silivri’nin Selimpaşa Mahallesi’nde E-5 kenarında annesinin elinden kayıp giden bebeğin görüntüleri hâlâ hafızalarımızdayken ve veriler ortadayken bu iki ilçemize taşkınlar konusunda bir şey yapılmamasına anlam veremiyorum. Buna paralel olarak geçtiğimiz gün internette Ekrem Bey’in bir videosu ile karşılaştım. Ekrem İmamoğlu videoda ‘İSKİ 100’e yakın noktada 1 milyar TL’yi aşkın yatırımla su baskını riskine son verdi.’ diyor. Şimdi ben buradan İBB Başkanına sormak istiyorum: Bu 100’e yakın nokta arasında Silivri’nin taşkın riski çok yüksek olan Kula Deresi, Tuzla Deresi, Çamurlu Deresi var mı? Yok! Peki Şile’de taşkın riski çok yüksek olan Süleymanlı Deresi, Pot Deresi, Kabakoz Deresi, Sadıklı Deresi var mı? Onlar da yok! İki tane basit soru sormak istiyorum: İSKİ’nin 2,5 yıl içinde başladığı bir dere ıslah projesi var mı? Yine İSKİ’nin bu 2,5 yıl içerisinde temelini attığı bir ileri biyolojik arıtma tesisi var mı? En güzel yaptığınız iş bahane üretmek, topu taca atmak, minderden kaçmak, eski defterleri karıştırmak. Arkadaşlar sizin iş yapmaya niyetiniz yok mu ki sürekli eski defterleri karıştırıyorsunuz?” diye konuştu.
“ALDIĞINIZ FAZLA SU ÜCRETLERİNİ GERİ İADE EDİN”
Konuşmasına Kırsal Mahalle Yasası hakkında bilgi vererek devam eden Başkan Yılmaz, geçmişte köylülerden alınan fazla su ücretlerinin geri iade edilmesini talep ederek şu ifadeleri kullandı: “Konuşmama son vermeden önce kırsal mahalle konusuna da bir parantez açmak istiyorum. İki yıldır İstanbul’un kırsal mahallelerinde yaşanan ve tarımla, hayvancılıkla, çiftçilikle iştigal eden ve köyden kente göç etmemeye direnen vatandaşlarımız maalesef pahalı su kullanıyor. İBB ve İSKİ yönetimi olarak burada çok büyük tartışmalar yaşadık ve TBMM’de, Cumhur İttifakı milletvekillerinin gayretleri ile çıkan Kırsal Mahalle Yasası’nı çıkararak bu soruna bir çözüm bulduk. Bu yasa köylüyü, çiftçiyi, hayvancıyı destekleyen ve indirimli su tarifesinden faydalanmalarını sağlayan bir yasa. Ocak ayında yürürlüğe girecek bu yasa ile birlikte artık siz isteseniz de istemeseniz de, direnseniz de direnmeseniz de İstanbul’daki köylülerimiz, çiftçilerimiz indirimli su kullanacak. İBB ihtiyacı olan ailelere ve vatandaşlara 1 katrilyon 300 milyon TL destek olduğunu ifade ediyor. Gelin şimdi bir sosyal hizmet gibi düşünün ve bugüne kadar su faturalarındaki fazla ücretler nedeniyle mağdur edilen vatandaşlarımızın bu ücretlerini köylüyü, çiftçiyi ve tarımsal üretimi desteklemek adına geri iade edin. Biz, bunun sağlanması için hem elimizden gelen tüm çabayı sarf edecek hem de bu konunun takipçisi olacağız.”
İSKİ’nin asli görevleri arasında yer alan içilebilir su temin etmek ve atık suları arıtarak deşarj etmek konusunda sınıfta kaldığını ifade eden Volkan Yılmaz ayrıca, ocak ayında yürürlüğe girecek olan Kırsal Mahalle Yasası ile birlikte İstanbul’un köylerinde yaşayan vatandaşların indirimli su tarifesinden yararlanacağını dile getirdi.
“İSKİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE YATIRIM YAPAMAYACAĞINI İFADE EDİYOR”
İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu’nun meclis toplantısında yaptığı sunuma ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Volkan Yılmaz, “Az önce İSKİ Genel Müdürü Raif Ermutlu’nun sunumunu dikkatle takip ettim. Sayın Genel Müdür diyor ki; ‘Biz 2022 yılında İstanbul’a kullanım amaçlı suyu temin ederiz, atık suların bertaraf edebildiğimiz kadarını ileri biyolojik arıtma tesislerinden bertaraf eder, edemediklerimizi de derelere ve denizlere bırakırız. Bu gelir ve gider dengesi ile biz ancak İSKİ’nin rutin işlerini yaparız. Önümüzdeki dönem İstanbullu vatandaşlarımız, çevre severler, doğa severler bizden herhangi bir yatırım beklemesin. Biz yeni biyolojik arıtma tesisi, yeni kanallar, yeni isale hatları yapmakta zorluk çekeriz.’ İSKİ, 16 milyon insanımıza ve bu yurttaşlarımızın yaşadığı İstanbul’umuza hizmet eden güzide bir kurumumuz. Dünyadaki tüm büyük şehirler arasında marka değeri olan İSKİ’nin önümüzdeki dönemde yatırım yapmakta zorlanacağı ifadelerini duymak bizleri ziyadesiyle üzüyor.” dedi.
“İÇİLEBİLİR SU İBARESİNİ İNTERNET SİTENİZDEN KALDIRIN”
İSKİ’nin asli görevlerini yerine getiremediğini dile getiren Başkan Yılmaz, “İSKİ’nin internet sitesinde diyor ki; ‘İSKİ su havzalarından alınan ham suları Dünya Sağlık Teşkilatı, ABD Çevre Koruma Ajansı ve Avrupa Birliği içme suyu standartlarına uygun olarak arıtıp içilebilir su temin etmeyi, çevre ve insan sağlığını esas alarak atık suları biyolojik veya ileri biyolojik tesislerinde arıtarak alıcı ortama deşarj etmeyi kendisine birincil görev olarak benimsemiştir.’ Bu söylemlerden anlaşılacağı üzere İSKİ’nin iki tane asli görevi bulunuyor. Şimdi gelin birinci asli görevini hep birlikte tartışalım: İSKİ vatandaşlarımıza, İstanbullu hemşehrilerimize içilebilir su temin edebiliyor mu? Bu salonu varlıklarıyla şereflendiren meclis üyelerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve İSKİ Genel Müdürüne soruyorum; hanginiz evinizde İSKİ’nin musluktan arıttığı suyu içiyorsunuz? İSKİ içme suyunu musluklardan akıtamayarak birinci asli vazifesini yerine getiremiyor. Eğer içme suyu temin etmek gibi bir iddianız yoksa lütfen içilebilir su ibaresini internet sitenizden kaldırın. Durum böyle ise ben hem Ekrem Bey’e hem de İSKİ yönetimine önümüzde kalan 2,5 yıllık görev sürelerinde içilebilir suyu musluklardan akıtmayı kendilerine hedef olarak koymalarını tavsiye ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“GÜMÜŞYAKA SAHİLİNDEKİ SORUNUN KAYNAĞI İSKİ’NİN UMURSAMAZLIĞIDIR”
Verdiği örneklerle İSKİ’nin yerine getiremediği asli görevler üzerinden açıklamalarını sürdüren Başkan Volkan Yılmaz, “İSKİ’nin internet sitesinde yer alan yazıya göre ikinci asli görevi ise: ‘İnsan sağlığını, çevreyi, doğayı önceleyen bir anlayışla biyolojik ve ileri biyolojik tesisler marifetiyle atık suları deşarj etmektir. Peki İSKİ bu ikinci asli görevi olan evsel atıkları biyolojik veya ileri biyolojik tesislerden geçirerek mi Marmara Denizi’ne bırakıyor? İstanbul’da bir günde veya bir aydaki kaç metreküp evsel atık suyun kaç metreküpünün arıtma tesislerinden geçirildiğini, kaç metreküpünün de hiçbir arıtma olmaksızın derelere ve Marmara Denizi’ne aktığını sormak istiyorum. Bu noktada Silivri’nin Gümüşyaka Mahallesi’nden bahsetmek istiyorum. Gümüşyaka Mahallesi inci gibi sahili ve kumsallarıyla Marmara Denizi’nin en müstesna mahallelerinden, yerleşim alanlarından bir tanesi. Sahildeki villaların, evlerin bütün atık suları hiçbir arıtmadan geçmeden doğrudan Marmara Denizi’ne gönderiliyor. İki yıldır İSKİ’ye adeta yalvarıyoruz. Şu gün bugün, şu ay bu ay sürekli tarih veriyorlar ama bir türlü yatay delgiyi bitirip Gümüşyaka’daki bu sorunu çözmüyorlar. Marmara Denizi’nden alınan numunelerde bir tek Gümüşyaka sahilinde denize girilemiyor. Bu sorunun kaynağı ise İSKİ’nin umursamaz tutumu. Silivri’nin Bekirli, Büyüksinekli, Gazitepe, Kavaklı Hürriyet, Kavaklı İstiklal, Kurfallı, Küçüksinekli, Ortaköy, Seymen ve Yolçatı mahallelerinde arıtma olmadan bütün bu köylerin foseptikleri önce derelere, oradan da Marmara Denizi’ne akıyor. Şile’deki, Çatalca’daki köylerimizde de durum farksız. Yani İSKİ ikinci asli görevi olan bertaraf konusunda da ciddi eksiklikler yaşıyor. Bu sorunlarla alakalı kimse bize geçmiş 25 yılı örnek gösteremez ama ben size son 2,5 yılın hesabını çatır çatır sorarım ve sormaya da devam edeceğim. En büyük temennim ise İSKİ’nin su zammı tartışmaları ile değil de eski günlerdeki gibi büyük projelerle, ileri biyolojik arıtma tesisleri ile Marmara Denizi’ne, doğaya, çevreye saygılı bir şekilde gündemimizde yer almasıdır.” dedi.
“EN GÜZEL YAPTIĞINIZ İŞ BAHANE ÜRETMEK”
İSKİ’nin internet sitesinde yer alan ‘İstanbul’da su baskını tarih olacak’ başlıklı yazı hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Yılmaz, “Raif Bey, İstanbul’da su baskını yaşanan 104 noktadan 83’ünde bu sorunu çözdüklerini iddia ediyor. Arnavutköy’den başlayıp Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Kadıköy, Beşiktaş ve Bahçelievler’e kadar bütün sıkıntılı noktaların belirlenip projelendirildiğini ve 21 projenin hâlâ devam ettiğini dile getiriyor. Biz İstanbul’un sadece Suriçi’nden ya da merkez ilçelerden ibaret olmadığını bas bas bağırıyoruz ama burada Genel Müdürün saydığı ilçeler yine merkez ilçeler. İstanbul’da ölümlü su taşkınlarının yaşandığı ilçeler Silivri, Çatalca ve Şile. Niye biliyor musunuz? Çünkü derelerin ekseriyetle olduğu ilçeler bunlar. Büyük dere yatakları ve büyük derelerimiz var. Peki, Türkiye’nin bir saat içerisinde bir metrekareye en fazla yağış alan iki ilçesinin de İstanbul’da olduğunu biliyor musunuz? Evet, birinci ilçe Silivri, ikinci ilçe ise Çatalca. Bu nedenle Silivri ve Çatalca’da daha önce can kayıplı taşkın olayları yaşandı. 2009 yılında Silivri’nin Selimpaşa Mahallesi’nde E-5 kenarında annesinin elinden kayıp giden bebeğin görüntüleri hâlâ hafızalarımızdayken ve veriler ortadayken bu iki ilçemize taşkınlar konusunda bir şey yapılmamasına anlam veremiyorum. Buna paralel olarak geçtiğimiz gün internette Ekrem Bey’in bir videosu ile karşılaştım. Ekrem İmamoğlu videoda ‘İSKİ 100’e yakın noktada 1 milyar TL’yi aşkın yatırımla su baskını riskine son verdi.’ diyor. Şimdi ben buradan İBB Başkanına sormak istiyorum: Bu 100’e yakın nokta arasında Silivri’nin taşkın riski çok yüksek olan Kula Deresi, Tuzla Deresi, Çamurlu Deresi var mı? Yok! Peki Şile’de taşkın riski çok yüksek olan Süleymanlı Deresi, Pot Deresi, Kabakoz Deresi, Sadıklı Deresi var mı? Onlar da yok! İki tane basit soru sormak istiyorum: İSKİ’nin 2,5 yıl içinde başladığı bir dere ıslah projesi var mı? Yine İSKİ’nin bu 2,5 yıl içerisinde temelini attığı bir ileri biyolojik arıtma tesisi var mı? En güzel yaptığınız iş bahane üretmek, topu taca atmak, minderden kaçmak, eski defterleri karıştırmak. Arkadaşlar sizin iş yapmaya niyetiniz yok mu ki sürekli eski defterleri karıştırıyorsunuz?” diye konuştu.
“ALDIĞINIZ FAZLA SU ÜCRETLERİNİ GERİ İADE EDİN”
Konuşmasına Kırsal Mahalle Yasası hakkında bilgi vererek devam eden Başkan Yılmaz, geçmişte köylülerden alınan fazla su ücretlerinin geri iade edilmesini talep ederek şu ifadeleri kullandı: “Konuşmama son vermeden önce kırsal mahalle konusuna da bir parantez açmak istiyorum. İki yıldır İstanbul’un kırsal mahallelerinde yaşanan ve tarımla, hayvancılıkla, çiftçilikle iştigal eden ve köyden kente göç etmemeye direnen vatandaşlarımız maalesef pahalı su kullanıyor. İBB ve İSKİ yönetimi olarak burada çok büyük tartışmalar yaşadık ve TBMM’de, Cumhur İttifakı milletvekillerinin gayretleri ile çıkan Kırsal Mahalle Yasası’nı çıkararak bu soruna bir çözüm bulduk. Bu yasa köylüyü, çiftçiyi, hayvancıyı destekleyen ve indirimli su tarifesinden faydalanmalarını sağlayan bir yasa. Ocak ayında yürürlüğe girecek bu yasa ile birlikte artık siz isteseniz de istemeseniz de, direnseniz de direnmeseniz de İstanbul’daki köylülerimiz, çiftçilerimiz indirimli su kullanacak. İBB ihtiyacı olan ailelere ve vatandaşlara 1 katrilyon 300 milyon TL destek olduğunu ifade ediyor. Gelin şimdi bir sosyal hizmet gibi düşünün ve bugüne kadar su faturalarındaki fazla ücretler nedeniyle mağdur edilen vatandaşlarımızın bu ücretlerini köylüyü, çiftçiyi ve tarımsal üretimi desteklemek adına geri iade edin. Biz, bunun sağlanması için hem elimizden gelen tüm çabayı sarf edecek hem de bu konunun takipçisi olacağız.”
YORUMLAR