Hamzaçebi: Silivri ve Çatalca'nın Köylerinde Tapusunu Hala Alamayan Vatandaşlar Var
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, bugün Silivri'nin Çayırdere, Sayalar, Danamandıra köyleri, Çatalca'nın Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Hallaçlı ve Karamandere köylerinde 144 yıldır kullandıkları ata yadigârı arazilerinin tapularını almakta sorun yaşayan vatandaşlar hakkında TBMM’de konuştu. “2019 yılında bir kanun çıktı, ki buna CHP olarak katkımız son derece büyüktür. Bu sefer rayiç bedelin yüzde 50'si oranında bir bedelle köy yerleşik alanında 7 bin metrekareye kadar olan yerlerin tapusunun vatandaşa verilmesi benimsendi. O yasa uyarınca bir kısım vatandaşlarımız tapularını aldılar ama hâlâ alamayanlar var” diyen Hamzaçebi, “." Bu 8 köyün hepsi orman köyü, orman köylüleri Türkiye'nin en yoksul köylüleridir arkadaşlar. Zannetmeyin ki bu köylülerin cebinde para var. Köylüler istenen rayiç bedeli ödeyemiyor. Gelin, yeni bir kanun çıkaralım, yeniden sorunu çözelim.” şeklinde konuştu.
Editör: Yaz Dostum
11 Mayıs 2022 - 18:48 - Güncelleme: 11 Mayıs 2022 - 19:00
Türkiye Büyük Millet Meclisi 27. Dönem 5. Yasama Yılı 89. Birleşim bugün gerçekleştirildi. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve arkadaşları tarafından Çatalca ve Silivri'nin bazı köy ve mahallelerinde yaşanan mülkiyet sorunlarının araştırılması amacıyla 26/4/2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesine dair görüşlerini paylaştı.
CHP Grubu adına konuşan Mehmet Akif Hamzaçebi, mülkiyet sorunuyla ilgili şunları söyledi:
“SİLİVRİ VE ÇATALCA'NIN TOPLAM 8 KÖYÜNÜN TAPU SORUNUYLA İLGİLİ SÖZ ALDIM”
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Silivri ve Çatalca'nın toplam 8 köyünün tapu sorunuyla ilgili tekrar huzurunuzdayım. Bu sorunu daha önce de bu kürsüden birkaç kez gündeme getirdim.
“YÜZYILI AŞKIN ZAMANDIR BU ARAZİLERDE YAŞIYORLAR ANCAK TAPU SAHİBİ DEĞİLLER”
Silivri'nin Çayırdere, Sayalar, Danamandıra köyleri, Çatalca'nın Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Hallaçlı ve Karamandere köyleri. Bu köyler halkı 144 yıldır bu arazileri kullanıyorlar hatta Yaylacık Köyü 500 yıldan beri kullanıyor. Bu insanlar bu arazilerde yüz yılı aşkın bir zamandan beri bulunuyorlar. Il. Abdülhamit'in iradesiyle o köylere yerleştirilmişler, 1878 Berlin Antlaşması'ndan sonra Balkanlardan büyük bir göç olunca bu insanlar padişah iradesiyle buraya yerleştirilmişler. O tarihten bu yana bu arazileri bu vatandaşlarımız kullanıyor. Şimdi onların torunları. Gelgelelim tapu sahibi değiller.
“2019’DA PARTİMİZİN KATKILARIYLA ÇIKAN KANUNLA BİR KISIM VATANDAŞ TAPULARINA KAVUŞTU ANCAK HALA ALAMAYANLAR VAR”
2017'de Mecliste tüm partilerin olumlu oyuyla bir kanun kabul edildi. Köy yerleşik alanında 5 bin metrekareye kadar olan yerlerin tapularını almaları için. Hangi bedelden? Rayiç bedelden, işlemedi bu. 2019 yılında bir kanun daha çıktı ki buna Cumhuriyet Halk Partisi olarak katkımız son derece büyüktür. Bu sefer rayiç bedelin yüzde 50'si oranında bir bedelle köy yerleşik alanında 7 bin metrekareye kadar olan yerlerin tapusunun vatandaşa verilmesi benimsendi. Peki, güzel. O yasa uyarınca bir kısım vatandaşlarımız tapularını aldılar ama hâlâ alamayanlar var.
“ANA SORUN, KÖY YERLEŞİK ALANI DIŞINDAKİ TARIM ARAZİLERİNİN TAPULARININ ALINMASI”
Şimdi, asıl ana sorun köy yerleşik alanı dışındaki tarım arazilerinin tapularının alınması meselesi. 2017 ve 2019'da çıkarılan kanunlar bu konuda bir düzenleme yapmadı. Bunun yerine konuyla ilgili "Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun'un hükümleri bu konuda uygulanır." denildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu şekilde söyledi. Evet, öyle bir kanun var, 2012 yılında çıkmıştı. Daha sonra, bu kanun kapsamındaki tarım arazileri için ilave bir düzenleme daha yapıldı 2019 yılında. İmar planı içinde yer alan ve tarımsal amaca ayrılan yerler ya da herhangi bir şekilde bir amaca tahsil edilmiş olmayan tarım arazileri de kullanıcılarına rayiç bedelin yüzde 50'si oranında bir bedelle satılır. Peki, ne diyor kanun ama? 30/11/2011 ila 30/11/2014 tarihleri arasında bu arazileri bu vatandaşlar kullanacak, şart bu. Ya, arkadaşlar, yüz kırk dört yıldır kullanıyor, iki üç yıl kullanmamış olabilir, elimde yazılar var: "Efendim, daha önce kullanmışsınız ama o üç yılda kullanmamışsınız." Sonra bakıyoruz, 2014'ten sonra da kullanımınızı görüyoruz ama o üç yıl kesintisiz kullanım şartını taşımadığınız için talebinizi reddediyoruz, birinci mesele bu.
“İSTENEN RAYİÇ BEDEL YÜKSEK”
İkinci mesele bedel; bedel yüksek arkadaşlar, metrekare 55 lira, rayiç 110; yarısı alınacak 55 lira, peşin öderse 45 lira. Şimdi, AK PARTİ'den konuşacak arkadaşımız diyecek ki: "45 lira muhtemelen." Bu 8 köyün hepsi orman köyü, orman köylüleri Türkiye'nin en yoksul köylüleridir arkadaşlar. Kişi başına gelirin onda 1'i düzeyinde bir gelire sahiptir. Zannetmeyin ki bu köylülerin cebinde para var. Ya, versin 100 bin lira, 200 bin lira, 300 bin lira. 100 bin lira, 200 bin lira burada konuşanlar için hiçbir şey ifade etmeyebilir ama o köylü için bir servet değerinde. Bu köylüler ödeyemiyor.
“VATANDAŞ BU PARAYI ÖDEYEMİYOR”
Bu 8 sekiz köyü Ramazan'ın hemen öncesinde ve Ramazan'ın ilk haftasında tekrar ziyaret ettim, 8 köyün halkını dinledim, sorun büyük. Köy yerleşik alanını 35 liradan satıp tarım arazisini 55 liradan satıyoruz demek olur mu? Zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, onlara şöyle demiş: "Ya, köy yerleşik alanın yarası kadar bir bedel gelir size." Makul, köy yerleşik alanı daha pahalıdır. Tam tersi olmuş, köy yerleşik alanındaki fiyatın 2 katı fiyat geliyor vatandaşlarımıza. Bunu çözmemiz lazım. Efendim, beş yılda onu eşit taksitle ödeyecek. Bu parayı ödeyemiyor bu vatandaşlarımız.
“RET YAZILARI ÖNÜMDE”
Ret yazıları var önümde, mesela diyor ki: "Ot biçme faaliyetinde bulunduğunu anlaşılmıştır, bu nedenle reddediyoruz." Ot biçmek tarım değil midir, tarımsal faaliyet değil midir? Bir yazı var önümde, efendim, parselin bir kısmını bahçe, bir kısmını konut olarak kullanıyorsunuz, e reddediyoruz, tamamında bir tarımsal faaliyet yok, yakışmıyor. Yok orman alanında kalıyor, ret. Orman alanında kalanlarla ilgili çözüm var, Orman Kanunu'nun Ek 16'ncı maddesi var, yine onu tamamlayan yeni bir kanun birkaç hafta önce burada çıktı.
“GELİN YENİ BİR KANUN ÇIKARALIM”
Bakın, ben not aldım, Çayırdere'den bir vatandaşımız diyor ki: "Benim dedemin dedesi burada öldü, dedem burada öldü, babam burada öldü, ben bu tapuyu alamadım şu ana kadar. Bu konuşulan fiyatlarla da alma imkânım yok." Arkadaşlar gelin, yeni bir kanun çıkaralım, yeniden sorunu çözelim. Hepinize saygılar sunuyorum.”
Haber : Hazal BAŞARAN
CHP Grubu adına konuşan Mehmet Akif Hamzaçebi, mülkiyet sorunuyla ilgili şunları söyledi:
“SİLİVRİ VE ÇATALCA'NIN TOPLAM 8 KÖYÜNÜN TAPU SORUNUYLA İLGİLİ SÖZ ALDIM”
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Silivri ve Çatalca'nın toplam 8 köyünün tapu sorunuyla ilgili tekrar huzurunuzdayım. Bu sorunu daha önce de bu kürsüden birkaç kez gündeme getirdim.
“YÜZYILI AŞKIN ZAMANDIR BU ARAZİLERDE YAŞIYORLAR ANCAK TAPU SAHİBİ DEĞİLLER”
Silivri'nin Çayırdere, Sayalar, Danamandıra köyleri, Çatalca'nın Gümüşpınar, Yaylacık, Aydınlar, Hallaçlı ve Karamandere köyleri. Bu köyler halkı 144 yıldır bu arazileri kullanıyorlar hatta Yaylacık Köyü 500 yıldan beri kullanıyor. Bu insanlar bu arazilerde yüz yılı aşkın bir zamandan beri bulunuyorlar. Il. Abdülhamit'in iradesiyle o köylere yerleştirilmişler, 1878 Berlin Antlaşması'ndan sonra Balkanlardan büyük bir göç olunca bu insanlar padişah iradesiyle buraya yerleştirilmişler. O tarihten bu yana bu arazileri bu vatandaşlarımız kullanıyor. Şimdi onların torunları. Gelgelelim tapu sahibi değiller.
“2019’DA PARTİMİZİN KATKILARIYLA ÇIKAN KANUNLA BİR KISIM VATANDAŞ TAPULARINA KAVUŞTU ANCAK HALA ALAMAYANLAR VAR”
2017'de Mecliste tüm partilerin olumlu oyuyla bir kanun kabul edildi. Köy yerleşik alanında 5 bin metrekareye kadar olan yerlerin tapularını almaları için. Hangi bedelden? Rayiç bedelden, işlemedi bu. 2019 yılında bir kanun daha çıktı ki buna Cumhuriyet Halk Partisi olarak katkımız son derece büyüktür. Bu sefer rayiç bedelin yüzde 50'si oranında bir bedelle köy yerleşik alanında 7 bin metrekareye kadar olan yerlerin tapusunun vatandaşa verilmesi benimsendi. Peki, güzel. O yasa uyarınca bir kısım vatandaşlarımız tapularını aldılar ama hâlâ alamayanlar var.
“ANA SORUN, KÖY YERLEŞİK ALANI DIŞINDAKİ TARIM ARAZİLERİNİN TAPULARININ ALINMASI”
Şimdi, asıl ana sorun köy yerleşik alanı dışındaki tarım arazilerinin tapularının alınması meselesi. 2017 ve 2019'da çıkarılan kanunlar bu konuda bir düzenleme yapmadı. Bunun yerine konuyla ilgili "Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun'un hükümleri bu konuda uygulanır." denildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu şekilde söyledi. Evet, öyle bir kanun var, 2012 yılında çıkmıştı. Daha sonra, bu kanun kapsamındaki tarım arazileri için ilave bir düzenleme daha yapıldı 2019 yılında. İmar planı içinde yer alan ve tarımsal amaca ayrılan yerler ya da herhangi bir şekilde bir amaca tahsil edilmiş olmayan tarım arazileri de kullanıcılarına rayiç bedelin yüzde 50'si oranında bir bedelle satılır. Peki, ne diyor kanun ama? 30/11/2011 ila 30/11/2014 tarihleri arasında bu arazileri bu vatandaşlar kullanacak, şart bu. Ya, arkadaşlar, yüz kırk dört yıldır kullanıyor, iki üç yıl kullanmamış olabilir, elimde yazılar var: "Efendim, daha önce kullanmışsınız ama o üç yılda kullanmamışsınız." Sonra bakıyoruz, 2014'ten sonra da kullanımınızı görüyoruz ama o üç yıl kesintisiz kullanım şartını taşımadığınız için talebinizi reddediyoruz, birinci mesele bu.
“İSTENEN RAYİÇ BEDEL YÜKSEK”
İkinci mesele bedel; bedel yüksek arkadaşlar, metrekare 55 lira, rayiç 110; yarısı alınacak 55 lira, peşin öderse 45 lira. Şimdi, AK PARTİ'den konuşacak arkadaşımız diyecek ki: "45 lira muhtemelen." Bu 8 köyün hepsi orman köyü, orman köylüleri Türkiye'nin en yoksul köylüleridir arkadaşlar. Kişi başına gelirin onda 1'i düzeyinde bir gelire sahiptir. Zannetmeyin ki bu köylülerin cebinde para var. Ya, versin 100 bin lira, 200 bin lira, 300 bin lira. 100 bin lira, 200 bin lira burada konuşanlar için hiçbir şey ifade etmeyebilir ama o köylü için bir servet değerinde. Bu köylüler ödeyemiyor.
“VATANDAŞ BU PARAYI ÖDEYEMİYOR”
Bu 8 sekiz köyü Ramazan'ın hemen öncesinde ve Ramazan'ın ilk haftasında tekrar ziyaret ettim, 8 köyün halkını dinledim, sorun büyük. Köy yerleşik alanını 35 liradan satıp tarım arazisini 55 liradan satıyoruz demek olur mu? Zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, onlara şöyle demiş: "Ya, köy yerleşik alanın yarası kadar bir bedel gelir size." Makul, köy yerleşik alanı daha pahalıdır. Tam tersi olmuş, köy yerleşik alanındaki fiyatın 2 katı fiyat geliyor vatandaşlarımıza. Bunu çözmemiz lazım. Efendim, beş yılda onu eşit taksitle ödeyecek. Bu parayı ödeyemiyor bu vatandaşlarımız.
“RET YAZILARI ÖNÜMDE”
Ret yazıları var önümde, mesela diyor ki: "Ot biçme faaliyetinde bulunduğunu anlaşılmıştır, bu nedenle reddediyoruz." Ot biçmek tarım değil midir, tarımsal faaliyet değil midir? Bir yazı var önümde, efendim, parselin bir kısmını bahçe, bir kısmını konut olarak kullanıyorsunuz, e reddediyoruz, tamamında bir tarımsal faaliyet yok, yakışmıyor. Yok orman alanında kalıyor, ret. Orman alanında kalanlarla ilgili çözüm var, Orman Kanunu'nun Ek 16'ncı maddesi var, yine onu tamamlayan yeni bir kanun birkaç hafta önce burada çıktı.
“GELİN YENİ BİR KANUN ÇIKARALIM”
Bakın, ben not aldım, Çayırdere'den bir vatandaşımız diyor ki: "Benim dedemin dedesi burada öldü, dedem burada öldü, babam burada öldü, ben bu tapuyu alamadım şu ana kadar. Bu konuşulan fiyatlarla da alma imkânım yok." Arkadaşlar gelin, yeni bir kanun çıkaralım, yeniden sorunu çözelim. Hepinize saygılar sunuyorum.”
Haber : Hazal BAŞARAN
YORUMLAR