Işıklar: "Eskiyi Kötüleyerek Kimse Bir Yere Varamaz!"
Silivri halkının 2 dönem üst üste Belediye Başkanı seçtiği Özcan Işıklar, “Silivri’mize TÜRAM ve Tarım Lisesi’ni kazandırdık. Bu toprakları koruduk. Türkiye’de ilk defa Tarım Sit Alanı konusunu gündeme getirdik. Şimdi arkadaşımız çıkmış, ‘Silivri Belediyesi’ne itibar kazandıracağız’ diyor. İnsan kendinde ne eksikse onun peşinde koşar. Ben burada tarımın, üretimin, zenginleşmenin eksik olduğunu düşünerek bunların peşinden koştum” dedi.
Editör: Yaz Dostum
19 Eylül 2020 - 21:48 - Güncelleme: 19 Eylül 2020 - 21:50
Silivri geçmiş dönem Belediye Başkanı Özcan Işıklar ile gerçekleştirdiğimiz röportajda kendisine geride bırakılan 10 yılı, siyaseten iyiki ve keşkelerini, aktif siyasette bulunup bulunmayacağını sorduk. Sorularımızın tümüne açıklık getiren Işıklar, “Biz bu kentte adalet uçurumunu azalttık, diyalog ortamı kurduk, uzlaşma sağladık, aidiyet yarattık, hemşerilerimizin geleceğe olan inancını tazeledik” dedi ve borçlu bir belediye teslim etmediğinin de altını çizdi.
“MERKEZİNE İNSANI KOYAN SOSYAL BELEDİYECİLİK ANLAYIŞIYLA HİZMET ETTİK”
Hazal BAŞARAN: Görev döneminizde öncelediğiniz hizmetler ve projeler neler oldu?
Özcan IŞIKLAR: Meydan kültürüne öncelik verdik. Tretuvarları genişlettik, yayalaştırmayı artırdık. Mahalle evlerini kurarak kadınlarımızın becerilerini geliştirip el sanatlarına yönelik üretimler yapmasını ve ev ekonomilerine katkı vermesini sağladık. Mahalle Evlerini kurduğumuzda 6 kişi ile başladık, 1600 kişiye çıktı. Çok üzücüdür, masrafı var diye kapatmaya çalıştıklarını duyuyorum. Yöre festivali gerçekleştirdik burada; zılgıtı da halayı da horonu da beraber oynandı. 7 bin çocuğumuza forma giydirdik. Engelli ve Yaşlı Koordinasyon Merkezi ile engelli ve yaşlılarımızın tespitlerini yaptık. 3 binin üzerinde engelli ve yaşlı vatandaşımızın ihtiyaçlarına yönelik sosyal ve tıbbi rehabilitasyon programları uyguladık. Kariyer ve İstihdam Ofisi’ni kurarak kalifiye eleman arayan işverenlerle, iş arayan vatandaşları buluşturduk. Bu çerçevede 11 bin kişiye ulaştık. Gıda Bankası’nı kurarak yurttaşımızın temel gıda ihtiyaçlarını karşıladık. Toplum Destek Merkezi’ni kurarak bireylerin psikolojik sorunlarından, aile içi uyuşmazlıklardan kurtulmasını ve korunmasını sağladık. Parklar, bahçeler, oyun alanları, meydanlar, kaldırımlar, çok amaçlı salonlar, spor alanları, sosyal tesisler inşa ettik.
“BEN SİLİVRİ'NİN GELECEĞİNİN PEŞİNDE KOŞTUM"
Bunların üstüne Silivri’mize Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’ni (TÜRAM) ve Tarım Lisesi’ni kazandırdık. Bu toprakları koruduk. Türkiye’de ilk defa Tarım Sit Alanı konusunu gündeme getirdik. Ondan sonra tarım konuşuldu. Şimdi arkadaşımız çıkmış, ‘Silivri Belediyesi’ne itibar kazandıracağız’ diyor. İnsan kendinde ne eksikse onun peşinde koşar. Ben burada tarımın, üretimin, zenginleşmenin eksik olduğunu düşünerek bunların peşinden koştum. Silivri büyük bir hazine. Bizim bütün zenginliğimiz topraklarımızda. Silivri’nin geleceğine odaklanmalıyız. Eskiyi kötüleyerek kimse bir yere varamaz.
“TÜRAM ÇABALARINA TEŞEKKÜR EDERİM AMA DOĞRU İŞLER YAPILMALI”
TÜRAM’da biz 10 yıl ürün ekmedik çünkü gübre atmadık. O toprağa gübre atılmaması lazım. 10 yıllık emek zayi edildi. Orada katma değeri yüksek ürünler ekilmeli ve üreticilere teşvik edilmeli. Burada yapılan çabalara teşekkür ederim ama doğru yapılsın.
“SİLİVRİ’DE TARIMI BİZ GÜNDEME GETİRDİK”
Şimdi acilen Tarım ve Yaşam Bilimleri Üniversitesinin, Tarım Teknopark’ın üzerine gitmemiz lazım. Lafı dolandırmaya gerek yok. Silivri’nin geleceği bu. Bunu ben söyledim, düşündüm diye düşmanlaştırmaya, şeytanlaştırmaya gerek yok. Silivri bir tarım ilçesi. Silivri’de tarım konuşulmuyordu, arazilerimiz yağmalanıyordu. Bunu biz gündeme getirdik. Türkiye’de ilk defa Tarım Lisesi’ni biz kurduk. Burada gocunmaya gerek yok. Onlarda üniversitesini, teknoloji transfer ofisini, organize tarım bölgesini kursun. Biz de kalkıp teşekkür ederiz, gocunmam, gurur duyarım. Onun için sığ tartışmalara hiç aldırmıyorum.
“İLÇE ZENGİNLİĞİNİ ADİL BİR ŞEKİLDE DAĞITTIK”
İnsanı insan yapan değerleri koruyarak, onları yücelterek ilçemizde yaşayan tüm vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmanın gayreti içinde olduk. Adalet sadece mahkeme salonlarında olmaz. Biz adalet duygusunu kentin her zerresine yerleştirmeye çalıştık. Belediye imkanlarını ayırmadan, kayırmadan, ötekileştirmeden Silivri halkına ulaştırdık. Dikkat edin; kentin en prestijli yeri olan Kaymakamlık Konağının önündeki taşla, Değirmenköy’deki, Gazitepe’deki taş da aynıdır. Biz bu kentte adalet uçurumunu azalttık, diyalog ortamı kurduk, uzlaşma sağladık, aidiyet yarattık, hemşerilerimizin geleceğe olan inancını tazeledik. Biz bu kenti barış ve huzur içerisinde sosyal belediyecilik anlayışıyla yönettik.
“BELEDİYE OLARAK 500 MİLYONLUK YER SATIN ALDIK”
Belediyenin 240 milyon borçla teslim alındığı dillendiriliyor. Halk Bankası’nın yeri, PTT’nin yeri düşünüldüğünde biz belediye olarak yaklaşık 300 milyonluk yer satın aldık. Üstüne de binalar yaptık. Bir tanesi bugünün parasıyla 20’şer milyon yapar. Yaklaşık 350 milyonluk yer satın aldım. Ortaköy’ün meydanını satın aldım. Emniyetin binasının yapıldığı yeri satın aldım. Fatih Mahallesi’ndeki Yılmaz Kandemir’in evinin yerini satın aldım. Para verip aldığım yerlerin toplamı 450-500 milyon yapıyor. Zabıtanın yeri, Silviya Oteli yıktık oradan da 2 dükkan aldık. 500 milyonluk yer satın almışım, teslim ettiğim borç 240 milyon. 140’ı piyasada alacak. 100 milyon borç teslim etmişiz. Bir kere borçlu bir belediye teslim etmedim. O yoklukta 500 milyonluk da yer satın almışım. Yılda 80 milyon ortalama yatırım yapmışım. 65 tane park, 11 tane sağlık ocağı yapmışız. Çarşıda yaptığımız yolların bir tanesinde resmim yok. Ben onları iş bile saymadım.
“GIDA BANKASI EN BÜYÜK İYİKİMDİR”
Hazal BAŞARAN: Siyaseten iyikileriniz neler?
Özcan IŞIKLAR: En önemlisi Gıda Bankası. Gıda Bankası’nın öneminin pandemi döneminde daha da iyi anlaşıldığına inanıyorum. Koronavirüs salgını nedeniyle, işini kaybeden ya da zor durumda olan yurttaşlara yardım amacıyla belediyelerin başlattığı bağış kampanyaları yasaklanıp hesaplara el konuldu. Gıda Bankası kurulsaydı, devlet el koyamayacaktı. Gıda Bankası yardım da toplayabiliyor, yardım da dağıtabiliyor. Gıda Bankası gerçekten büyük bir dayanışma örneği. Veren el, alan eli görmüyor ve amacına da uyuyor. Sonra Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’ni (TÜRAM) ve Tarım Lisesi geliyor. İyi ki yapmışız. Bunların şimdi büyütülmesi lazım.
“ÇAPA VEYA CERRAHPAŞA’YI BURAYA GETİRMEMİZE KEŞKE ENGEL OLUNMASAYDI”
Hazal BAŞARAN: Keşkeleriniz var mı peki?
Özcan IŞIKLAR: Keşke İstanbul Üniversitesi’ni getirebilseydik. Çapa veya Cerrahpaşa’dan birini getirebilseydik keşke engel olunmasaydı. Ona çok üzgünüm. Siyaseten iptal ettirildiğini duydum. Hayata geçirebilseydik Silivri için muhteşem fırsatlar doğardı. Arkadaşlarımız bu işi takip eder ve sonuçlandırırsa Silivri’ye büyük iyilik etmiş olurlar.
“PARLAMENTODA GÖREV ALMAYI İSTERİM”
Hazal BAŞARAN: Aktif siyasette sizi görecek miyiz tekrar?
Özcan IŞIKLAR: Bu soruyla çok sık karşılaşıyorum. Siyasete girilir, çıkılmaz derler. ‘Şu kadar dönem yapacağım, bundan sonra olmayacağım’ tarzında laflar ettiğime pişmanım. Olacağım demek de olmayacağım demek de doğru değil. Siyaset kendinden başkası için de yaşamayı bilmek, sevmek, onu içselleştirmeyi bilen insanların işi. Yılların vermiş olduğu bir tecrübe var. İnsan yaşadığı çevreyi güzelleştirerek ona bir değer katabilir. Kentin gelişimi ve refahına fayda sağlayacak projelere kafa yormaktan imtina etmediğinizde siyasetin içindesiniz demektir. Bunun için olabilir. Parlamenter sisteme geçmeyi düşünen bir parlamentoda görev almayı isterim. Silivri’nin parlamento seviyesinde temsil edilmesi gerektiğini, bunun bir ihtiyaç olduğunu düşüyorum. 20 senesini yerel siyasette geçirmiş kişi olarak parlamentoda Silivri’nin sorunlarını, eksiklerini dile getirebileceğime inanıyorum. Böyle bir bilgi birikimim olduğunu düşünüyorum. Silivri’yi geleceğe taşıma konusunda böyle bir niyetim var. Başka yerel siyasette ne olur? Ben burada yeni heyecanlara katkılar yapabilirim, bilgilerimle destek olabilirim. Görev bitmez, heyecan bitmez.
“MERKEZİNE İNSANI KOYAN SOSYAL BELEDİYECİLİK ANLAYIŞIYLA HİZMET ETTİK”
Hazal BAŞARAN: Görev döneminizde öncelediğiniz hizmetler ve projeler neler oldu?
Özcan IŞIKLAR: Meydan kültürüne öncelik verdik. Tretuvarları genişlettik, yayalaştırmayı artırdık. Mahalle evlerini kurarak kadınlarımızın becerilerini geliştirip el sanatlarına yönelik üretimler yapmasını ve ev ekonomilerine katkı vermesini sağladık. Mahalle Evlerini kurduğumuzda 6 kişi ile başladık, 1600 kişiye çıktı. Çok üzücüdür, masrafı var diye kapatmaya çalıştıklarını duyuyorum. Yöre festivali gerçekleştirdik burada; zılgıtı da halayı da horonu da beraber oynandı. 7 bin çocuğumuza forma giydirdik. Engelli ve Yaşlı Koordinasyon Merkezi ile engelli ve yaşlılarımızın tespitlerini yaptık. 3 binin üzerinde engelli ve yaşlı vatandaşımızın ihtiyaçlarına yönelik sosyal ve tıbbi rehabilitasyon programları uyguladık. Kariyer ve İstihdam Ofisi’ni kurarak kalifiye eleman arayan işverenlerle, iş arayan vatandaşları buluşturduk. Bu çerçevede 11 bin kişiye ulaştık. Gıda Bankası’nı kurarak yurttaşımızın temel gıda ihtiyaçlarını karşıladık. Toplum Destek Merkezi’ni kurarak bireylerin psikolojik sorunlarından, aile içi uyuşmazlıklardan kurtulmasını ve korunmasını sağladık. Parklar, bahçeler, oyun alanları, meydanlar, kaldırımlar, çok amaçlı salonlar, spor alanları, sosyal tesisler inşa ettik.
“BEN SİLİVRİ'NİN GELECEĞİNİN PEŞİNDE KOŞTUM"
Bunların üstüne Silivri’mize Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’ni (TÜRAM) ve Tarım Lisesi’ni kazandırdık. Bu toprakları koruduk. Türkiye’de ilk defa Tarım Sit Alanı konusunu gündeme getirdik. Ondan sonra tarım konuşuldu. Şimdi arkadaşımız çıkmış, ‘Silivri Belediyesi’ne itibar kazandıracağız’ diyor. İnsan kendinde ne eksikse onun peşinde koşar. Ben burada tarımın, üretimin, zenginleşmenin eksik olduğunu düşünerek bunların peşinden koştum. Silivri büyük bir hazine. Bizim bütün zenginliğimiz topraklarımızda. Silivri’nin geleceğine odaklanmalıyız. Eskiyi kötüleyerek kimse bir yere varamaz.
“TÜRAM ÇABALARINA TEŞEKKÜR EDERİM AMA DOĞRU İŞLER YAPILMALI”
TÜRAM’da biz 10 yıl ürün ekmedik çünkü gübre atmadık. O toprağa gübre atılmaması lazım. 10 yıllık emek zayi edildi. Orada katma değeri yüksek ürünler ekilmeli ve üreticilere teşvik edilmeli. Burada yapılan çabalara teşekkür ederim ama doğru yapılsın.
“SİLİVRİ’DE TARIMI BİZ GÜNDEME GETİRDİK”
Şimdi acilen Tarım ve Yaşam Bilimleri Üniversitesinin, Tarım Teknopark’ın üzerine gitmemiz lazım. Lafı dolandırmaya gerek yok. Silivri’nin geleceği bu. Bunu ben söyledim, düşündüm diye düşmanlaştırmaya, şeytanlaştırmaya gerek yok. Silivri bir tarım ilçesi. Silivri’de tarım konuşulmuyordu, arazilerimiz yağmalanıyordu. Bunu biz gündeme getirdik. Türkiye’de ilk defa Tarım Lisesi’ni biz kurduk. Burada gocunmaya gerek yok. Onlarda üniversitesini, teknoloji transfer ofisini, organize tarım bölgesini kursun. Biz de kalkıp teşekkür ederiz, gocunmam, gurur duyarım. Onun için sığ tartışmalara hiç aldırmıyorum.
“İLÇE ZENGİNLİĞİNİ ADİL BİR ŞEKİLDE DAĞITTIK”
İnsanı insan yapan değerleri koruyarak, onları yücelterek ilçemizde yaşayan tüm vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmanın gayreti içinde olduk. Adalet sadece mahkeme salonlarında olmaz. Biz adalet duygusunu kentin her zerresine yerleştirmeye çalıştık. Belediye imkanlarını ayırmadan, kayırmadan, ötekileştirmeden Silivri halkına ulaştırdık. Dikkat edin; kentin en prestijli yeri olan Kaymakamlık Konağının önündeki taşla, Değirmenköy’deki, Gazitepe’deki taş da aynıdır. Biz bu kentte adalet uçurumunu azalttık, diyalog ortamı kurduk, uzlaşma sağladık, aidiyet yarattık, hemşerilerimizin geleceğe olan inancını tazeledik. Biz bu kenti barış ve huzur içerisinde sosyal belediyecilik anlayışıyla yönettik.
“BELEDİYE OLARAK 500 MİLYONLUK YER SATIN ALDIK”
Belediyenin 240 milyon borçla teslim alındığı dillendiriliyor. Halk Bankası’nın yeri, PTT’nin yeri düşünüldüğünde biz belediye olarak yaklaşık 300 milyonluk yer satın aldık. Üstüne de binalar yaptık. Bir tanesi bugünün parasıyla 20’şer milyon yapar. Yaklaşık 350 milyonluk yer satın aldım. Ortaköy’ün meydanını satın aldım. Emniyetin binasının yapıldığı yeri satın aldım. Fatih Mahallesi’ndeki Yılmaz Kandemir’in evinin yerini satın aldım. Para verip aldığım yerlerin toplamı 450-500 milyon yapıyor. Zabıtanın yeri, Silviya Oteli yıktık oradan da 2 dükkan aldık. 500 milyonluk yer satın almışım, teslim ettiğim borç 240 milyon. 140’ı piyasada alacak. 100 milyon borç teslim etmişiz. Bir kere borçlu bir belediye teslim etmedim. O yoklukta 500 milyonluk da yer satın almışım. Yılda 80 milyon ortalama yatırım yapmışım. 65 tane park, 11 tane sağlık ocağı yapmışız. Çarşıda yaptığımız yolların bir tanesinde resmim yok. Ben onları iş bile saymadım.
“GIDA BANKASI EN BÜYÜK İYİKİMDİR”
Hazal BAŞARAN: Siyaseten iyikileriniz neler?
Özcan IŞIKLAR: En önemlisi Gıda Bankası. Gıda Bankası’nın öneminin pandemi döneminde daha da iyi anlaşıldığına inanıyorum. Koronavirüs salgını nedeniyle, işini kaybeden ya da zor durumda olan yurttaşlara yardım amacıyla belediyelerin başlattığı bağış kampanyaları yasaklanıp hesaplara el konuldu. Gıda Bankası kurulsaydı, devlet el koyamayacaktı. Gıda Bankası yardım da toplayabiliyor, yardım da dağıtabiliyor. Gıda Bankası gerçekten büyük bir dayanışma örneği. Veren el, alan eli görmüyor ve amacına da uyuyor. Sonra Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’ni (TÜRAM) ve Tarım Lisesi geliyor. İyi ki yapmışız. Bunların şimdi büyütülmesi lazım.
“ÇAPA VEYA CERRAHPAŞA’YI BURAYA GETİRMEMİZE KEŞKE ENGEL OLUNMASAYDI”
Hazal BAŞARAN: Keşkeleriniz var mı peki?
Özcan IŞIKLAR: Keşke İstanbul Üniversitesi’ni getirebilseydik. Çapa veya Cerrahpaşa’dan birini getirebilseydik keşke engel olunmasaydı. Ona çok üzgünüm. Siyaseten iptal ettirildiğini duydum. Hayata geçirebilseydik Silivri için muhteşem fırsatlar doğardı. Arkadaşlarımız bu işi takip eder ve sonuçlandırırsa Silivri’ye büyük iyilik etmiş olurlar.
“PARLAMENTODA GÖREV ALMAYI İSTERİM”
Hazal BAŞARAN: Aktif siyasette sizi görecek miyiz tekrar?
Özcan IŞIKLAR: Bu soruyla çok sık karşılaşıyorum. Siyasete girilir, çıkılmaz derler. ‘Şu kadar dönem yapacağım, bundan sonra olmayacağım’ tarzında laflar ettiğime pişmanım. Olacağım demek de olmayacağım demek de doğru değil. Siyaset kendinden başkası için de yaşamayı bilmek, sevmek, onu içselleştirmeyi bilen insanların işi. Yılların vermiş olduğu bir tecrübe var. İnsan yaşadığı çevreyi güzelleştirerek ona bir değer katabilir. Kentin gelişimi ve refahına fayda sağlayacak projelere kafa yormaktan imtina etmediğinizde siyasetin içindesiniz demektir. Bunun için olabilir. Parlamenter sisteme geçmeyi düşünen bir parlamentoda görev almayı isterim. Silivri’nin parlamento seviyesinde temsil edilmesi gerektiğini, bunun bir ihtiyaç olduğunu düşüyorum. 20 senesini yerel siyasette geçirmiş kişi olarak parlamentoda Silivri’nin sorunlarını, eksiklerini dile getirebileceğime inanıyorum. Böyle bir bilgi birikimim olduğunu düşünüyorum. Silivri’yi geleceğe taşıma konusunda böyle bir niyetim var. Başka yerel siyasette ne olur? Ben burada yeni heyecanlara katkılar yapabilirim, bilgilerimle destek olabilirim. Görev bitmez, heyecan bitmez.
YORUMLAR