Odak Koleji'nden Cumhuriyetin 100. Yılına Yakışır Kutlama
Silivri’nin Değeri Odak Koleji’nde eğitim gören öğrenciler, Mustafa Kemal Atatürk’ün bundan 1 asır önce ilan ettiği Cumhuriyet’in 100. yıldönümü kapsamında coşkulu bir etkinliğe imza attı.
Editör: Yaz Dostum
29 Ekim 2023 - 17:19 - Güncelleme: 29 Ekim 2023 - 17:32
100 yıllık Cumhuriyet mirasını yeni yüzyıllara, yeni nesillere taşımanın haklı gururunu yaşayan Odak Koleji, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında görkemli bir program gerçekleştirdi. Okulun Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Yazıcı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemalettin Yazıcı, Genel Müdür Gülgün Narinç, Kurumsal İletişim Sorumlusu Ayça Erkmen, idareciler, öğretmenler ve velilerin yer aldığı 29 Ekim Özel Programında öğrenciler, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutladı.
Öğretmen Eyüp Can Balaban’ın sunumuyla hayat bulan programda öğrenciler, Milli Mücadelenin Başkomutanı ve Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğundan Cumhuriyetimizin ilanına kadar geçen süreyi hazırladıkları oratoryo, koreografi ve marşlarla yaşattılar. Velilerden yoğun alkış alan gösteriler Cumhuriyet’e olan sevgiyi de gözler önüne serdi.
NARİNÇ: CUMHURİYET, ÇOK KAN VE GÖZYAŞI DÖKÜLEREK KAZANILAN BİR İSTİKLAL SAVAŞIDIR
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı 100. yıl özel kutlama töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın hep bir ağızdan coşkuyla söylenmesinin ardından Genel Müdür Gülgün Narinç’in günün anlam ve önemini anlatan konuşması ile devam etti. Narinç konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Değerli misafirlerimiz, bundan tam 104 yıl önce Ulu Önder Atatürk ve dava arkadaşlarının 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattıkları mücadelenin, kazanılan savaşların, akıtılan kanların, öksüz kalan bebelerin armağanı olan bugün kutsaldır, kıymetlidir, anlamlıdır. Hepimize kutlu olsun. 29 Ekim 1923 sadece saltanatın kaldırılması veya cumhuriyetin ilanı değil; anlayış ve yaşamların değişmesi, Türk’e en çok yakışan idare biçiminin devlete egemen olmasıdır. Bu bayram Anadolu’nun her ovasında, dağında, yaylasında, yaşlısından gencine, kızından erkeğine, doğulusundan batılısına kadar sevinç ve gururla kutlanması gereken büyük bir gündür. Ulu Önderin dediği gibi cumhuriyet, halkımızın yıllardır özlemini duyduğu bağımsızlık güvercini, insan olmanın haklı gururu, eşitlik ve onurla yaşama biçimidir. Çağdaş medeniyet yolunda aklı ve bilimi rehber edinerek genç Türk Cumhuriyeti, eğitim kadroları ile öğrencileri ile gencinden yaşlısına tüm halkı ile bu yüksek ideale sadakat ve sevgi dolu olarak yürümüş ve yürümeye kararlıdır.
“BEDENLER ÖLSE DE CUMHURİYET SEVGİSİ ASLA SÖNMEYECEKTİR”
Cumhuriyeti bize armağan eden başta Ulu Önder Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarını tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Çünkü cumhuriyet fazilettir. Bu şerefli kazanımı geleceğe taşımak bizlere ve genç nesillere, yüce Atatürk’ün mirası ve emanetidir. Onun Gençliğe Hitabesi’nde seslendirdiği gibi, hürriyet ve istikbali muhafaza ve müdafaa etmek en başta gençlerin görevidir. Çünkü cumhuriyet payidar kalacaktır. Bedenler ölse de cumhuriyet sevgisi asla sönmeyecektir, meşale olarak yaşamaya devam edecektir. Bu uğurda gereken sadece çalışmak damarlarımızdaki asil kandan alacağımız güç ve cesaretle yarınlara akıl ve bilimin önderliğinde yürümek, bunu yaparken milli benliğimize zarar vermemektir. Bağımsızlık ve egemenlik tarih sahnesine çıktığı ilk günden beri esir olmamış ve devletsiz kalmamış yüce Türk milletinin en yüce sevdasıdır. Bunu hakkıyla sürdürmek, atalarımızdan aldığımız cumhuriyet bayrağını daha da yücelterek gelecek nesillere taşımak hepimizin vicdan ve vatan borcudur. Ulu Önder’in dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır. Bunu sağlamak, dosta güven, düşmana korku salmak; güçlü, inançlı, bir ve birlik olmak, cumhuriyetin temel kurumlarını egemen ve etkin kılmak hepimizin vatandaşlık ve Türklük görevidir. Atamızın mirasına, şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu mukaddes topraklara bir daha düşman eli değmemesi için, barış ve kardeşlik ortamında yaşayabilmek için, var olmaya devam edebilmek için, cumhuriyet hepimizin göz nuru gibi sakınması ve koruması gereken kutsal hazinedir.
“100. YAŞINA GİREN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN”
Cumhuriyet bizlerin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bireyler olmamızı ister. Bu uğurda okumaktan, çalışmaktan, üretmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Üşenmeyeceğiz, yılmayacağız, yorulsak da Atatürk ilke ve inkılaplarının savunucusu ve takipçisi olacağız. Sözlerime yüce Atatürk’ün sözleri ile son vermek istiyorum; ‘Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlatlarından ibarettir. Bu millet istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.’ Cumhuriyet Bayramımızın 100. Yılını tekrar kutluyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN 100. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ HEP BİRLİKTE BÜYÜK BİR GURUR VE SEVİNÇ İÇİNDE KUTLANDI
Narinç’in konuşmasının ardından kutlama programında tüm kademelerden öğrencilerin görev aldığı koro, oratoryo ve daha birçok etkinlik tüm veliler ve öğretmenlerin alkışları eşliğinde gururla, coşkuyla sergilendi. Tüm öğrencilerin ve izleyenlerin ellerinde Türk Bayrakları ile hep birlikte söyledikleri marşlar ile final yapan programda, Cumhuriyetin ışığında yürüyen Odak’lıların performansları ile dakikalarca ayakta alkışlandılar.
Haber : Hazal BAŞARAN
Öğretmen Eyüp Can Balaban’ın sunumuyla hayat bulan programda öğrenciler, Milli Mücadelenin Başkomutanı ve Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğundan Cumhuriyetimizin ilanına kadar geçen süreyi hazırladıkları oratoryo, koreografi ve marşlarla yaşattılar. Velilerden yoğun alkış alan gösteriler Cumhuriyet’e olan sevgiyi de gözler önüne serdi.
NARİNÇ: CUMHURİYET, ÇOK KAN VE GÖZYAŞI DÖKÜLEREK KAZANILAN BİR İSTİKLAL SAVAŞIDIR
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı 100. yıl özel kutlama töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın hep bir ağızdan coşkuyla söylenmesinin ardından Genel Müdür Gülgün Narinç’in günün anlam ve önemini anlatan konuşması ile devam etti. Narinç konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Değerli misafirlerimiz, bundan tam 104 yıl önce Ulu Önder Atatürk ve dava arkadaşlarının 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattıkları mücadelenin, kazanılan savaşların, akıtılan kanların, öksüz kalan bebelerin armağanı olan bugün kutsaldır, kıymetlidir, anlamlıdır. Hepimize kutlu olsun. 29 Ekim 1923 sadece saltanatın kaldırılması veya cumhuriyetin ilanı değil; anlayış ve yaşamların değişmesi, Türk’e en çok yakışan idare biçiminin devlete egemen olmasıdır. Bu bayram Anadolu’nun her ovasında, dağında, yaylasında, yaşlısından gencine, kızından erkeğine, doğulusundan batılısına kadar sevinç ve gururla kutlanması gereken büyük bir gündür. Ulu Önderin dediği gibi cumhuriyet, halkımızın yıllardır özlemini duyduğu bağımsızlık güvercini, insan olmanın haklı gururu, eşitlik ve onurla yaşama biçimidir. Çağdaş medeniyet yolunda aklı ve bilimi rehber edinerek genç Türk Cumhuriyeti, eğitim kadroları ile öğrencileri ile gencinden yaşlısına tüm halkı ile bu yüksek ideale sadakat ve sevgi dolu olarak yürümüş ve yürümeye kararlıdır.
“BEDENLER ÖLSE DE CUMHURİYET SEVGİSİ ASLA SÖNMEYECEKTİR”
Cumhuriyeti bize armağan eden başta Ulu Önder Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarını tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Çünkü cumhuriyet fazilettir. Bu şerefli kazanımı geleceğe taşımak bizlere ve genç nesillere, yüce Atatürk’ün mirası ve emanetidir. Onun Gençliğe Hitabesi’nde seslendirdiği gibi, hürriyet ve istikbali muhafaza ve müdafaa etmek en başta gençlerin görevidir. Çünkü cumhuriyet payidar kalacaktır. Bedenler ölse de cumhuriyet sevgisi asla sönmeyecektir, meşale olarak yaşamaya devam edecektir. Bu uğurda gereken sadece çalışmak damarlarımızdaki asil kandan alacağımız güç ve cesaretle yarınlara akıl ve bilimin önderliğinde yürümek, bunu yaparken milli benliğimize zarar vermemektir. Bağımsızlık ve egemenlik tarih sahnesine çıktığı ilk günden beri esir olmamış ve devletsiz kalmamış yüce Türk milletinin en yüce sevdasıdır. Bunu hakkıyla sürdürmek, atalarımızdan aldığımız cumhuriyet bayrağını daha da yücelterek gelecek nesillere taşımak hepimizin vicdan ve vatan borcudur. Ulu Önder’in dediği gibi, Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır. Bunu sağlamak, dosta güven, düşmana korku salmak; güçlü, inançlı, bir ve birlik olmak, cumhuriyetin temel kurumlarını egemen ve etkin kılmak hepimizin vatandaşlık ve Türklük görevidir. Atamızın mirasına, şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu mukaddes topraklara bir daha düşman eli değmemesi için, barış ve kardeşlik ortamında yaşayabilmek için, var olmaya devam edebilmek için, cumhuriyet hepimizin göz nuru gibi sakınması ve koruması gereken kutsal hazinedir.
“100. YAŞINA GİREN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN”
Cumhuriyet bizlerin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bireyler olmamızı ister. Bu uğurda okumaktan, çalışmaktan, üretmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Üşenmeyeceğiz, yılmayacağız, yorulsak da Atatürk ilke ve inkılaplarının savunucusu ve takipçisi olacağız. Sözlerime yüce Atatürk’ün sözleri ile son vermek istiyorum; ‘Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlatlarından ibarettir. Bu millet istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.’ Cumhuriyet Bayramımızın 100. Yılını tekrar kutluyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN 100. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ HEP BİRLİKTE BÜYÜK BİR GURUR VE SEVİNÇ İÇİNDE KUTLANDI
Narinç’in konuşmasının ardından kutlama programında tüm kademelerden öğrencilerin görev aldığı koro, oratoryo ve daha birçok etkinlik tüm veliler ve öğretmenlerin alkışları eşliğinde gururla, coşkuyla sergilendi. Tüm öğrencilerin ve izleyenlerin ellerinde Türk Bayrakları ile hep birlikte söyledikleri marşlar ile final yapan programda, Cumhuriyetin ışığında yürüyen Odak’lıların performansları ile dakikalarca ayakta alkışlandılar.
Haber : Hazal BAŞARAN
YORUMLAR