Sağlıkta şiddet sona 'ERSİN' çağrısı
İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilciliği, 17 Nisan 2012 tarihinde uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan’ı vefatının 7. yıldönümünde anmak ve sağlıkta şiddete son demek adına Silivri Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Silivri’de çeşitli hastanelerde çalışan sağlık emekçilerinin katıldığı anma ve basın açıklamasında söz alan Dr. Ersin Gökpınar, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son yıllarda daha da arttığını belirterek mevcut iktidar parti AK Parti’yi eleştirdi. AK Parti’nin sağlık çalışanlarına yönelik katliamları ve şiddeti durdurma noktasında bir adım dahi atmadığını söyleyen Gökpınar, “SABİM ve CİMER gibi uygulamalarıyla hekimleri hedef tahtasına oturtmaktan asla geri adım atmadı. Neredeyse biraz da hak ediyorsunuz dercesine hekimlere iletişim dersleri vermeye çalıştılar” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK HİZMETİ ÜRETİRKEN YAŞAMLARINI KAYBETTİLER”
Gökpınar, açıklamalarında şunları kaydetti:
“Sağlıkta Şiddete Karşı Sağlık Bakanlığını Göreve ve TTB ile Birlikte Mücadeleye Davet Ediyoruz! Bizler ülkemizde hekim cinayetlerini gördük. Arkadaşlarımız sağlık hizmeti üretirken yaşamlarını kaybettiler. Dr. Edip Kürklü 21 Temmuz 1988 tarihinde hastasının yakını tarafından katledildi. Dr. Göksel Kalaycı 12 Kasım 2005 tarihinde Çapa Tıp Fakültesi'nde uzun süredir tedavisi için uğraştığı bir hastanın yakını tarafından öldürüldü. Dr. Ersin Arslan sonradan kendi adını alacak olan Gaziantep Cengi Gökçek Devlet Hastanesinde vahşice katledildi, uzun süredir tedavisini sürdürdüğü hastasının yakını tarafından 17 Nisan 2012 yılında yaşamdan alıkonuldu. Dr. Kamil Furtun 29 Mayıs 2015 tarihinde Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi'nde yargıda çok sayıda dosyası bulunan ve hastanede çalıştırılan bir kişi tarafından katledildi. Dr. Aynur Dağdemir'in 19 Kasım 2015 tarihinde Samsun'da bir özel hastanede yaşamına son verildi. 29 Mart 2017 tarihinde Dr. Hüseyin Ağır Aksaray'da çalıştığı ASM'de saldırıya uğradı ve vahşice yaşamını yitirdi. Dr. Fikret Hacıosman 2 Ekim 2018 tarihinde İstanbul'da çalıştığı bir özel hastanede hastası tarafından öldürüldü. Çalışma koşullarının ağırlığından ve idari baskılar yüzünden Dr. Melike Erdem 30 Kasım 2012 tarihinde Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamına son verdi. Bu tarihler arasında yüzlerce arkadaşımız çalıştığı kurumlarda ölümle yüz yüze geldiler.
“ŞİDDETİ DURDURMANIN ÇARELERİNİ BULMAYA ÇALIŞTIK”
Kimi zaman Suruç'ta olduğu gibi hastaneler basıldı, kimi zaman Urfa'da tanıklık ettiğimiz gibi hekimlerin kafalarında kaldırım taşları parçalandı, bazen İzmir'de olduğu gibi Aile Sağlık Merkezleri basılıp hekimlerin kafaları kırıldı. Sağlıkta şiddet bitmiyor, gün geçmiyor ki yeni ve planlanmış saldırılarla karşı karşıya kalmayalım. Daha dün Adana'da bir Aile Sağlığı Merkezi'nde korkunç bir saldırı ile yüz yüze kaldı hekimler. Tüm bu saldırılardan sonra kimi zaman iş bıraktık, kimi zaman hastanelerimizin, sağlık kurumlarının bahçelerine çıktık uyarı eylemleri yaptık, kimi zaman halka şiddete birlikte dur diyelim dedik nöbetler tuttuk, bazı gün geldi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sabahlara kadar komisyon toplantılarına katıldık ve bu şiddeti durdurmanın çarelerini bulmaya çalıştık, yürüyüşler yaptık.
“ŞİDDETİ ÖNLEMEYE YÖNELİK YASA TASARISINI GÖRMEZDEN GELDİLER”
Ancak AKP İktidarı tüm bu katliamları ve hekimlerin sağduyusunu görmesine karşın sağlıkta şiddeti durdurma noktasında bir adım bile atmadı. Tam tersine hekimlerin yaşamlarını ve çalışma haklarını yok sayan uygulamalarını, arttırarak sürdürdü. SABİM ve CİMER gibi uygulamalarıyla hekimleri hedef tahtasına oturtmaktan asla geri adım atmadı. Neredeyse biraz da hak ediyorsunuz dercesine hekimlere iletişim dersleri vermeye çalıştılar. Performans ve özelleştirme uygulamalarının sağlıkta şiddeti arttırdığına yönelik görüşlerimizi dikkate almadılar. Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik hazırladığımız yasa tasarını görmezden geldiler. 17 Nisan "Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü" olsun dedik onu bile ellerinin tersiyle ittiler.
“SAĞLIK BAKANLIĞI ÖLDÜRÜLEN TÜM HEKİMLERİN KATLİAMINDA KOLAYLAŞTIRICI OLDU”
Sağlık Bakanlığı dün olduğu gibi bugün de Türk Tabipleri Birliği'nin sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik görüşlerini umursamazdan gelerek ve taleplerine kulaklarını tıkayarak, öldürülen tüm hekimlerin katliamında kolaylaştırıcı olmuştur. Öldürülen hekimlerin çalıştıkları hastanelerde yöneticilik yapanlar hakkında bir soruşturma açma gereğini bile görmeyerek sağlıkta şiddeti durdurma konusunda ne kadar samimi olduğunu göstermiştir. Türk Tabipleri Birliği Dr. Ersin Arslan'nın ölüm yıldönümünde tüm hekimlerin can güvenliğini sağlamak için sürdürdüğü mücadeleyi biran olsun bile gündeminden düşürmeyecek ve başarıyı yakalayana kadar mücadelesinden geri adım atmayacaktır. Bugün tekrar Sağlık Bakanlığını hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının can güvenliğini sağlamak konusundaki sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz.
“17 NİSAN SAĞLIKTA ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ OLSUN”
Şiddete karşı Sağlık Bakanlığı'nı hekimlerin yegane Örgütü TTB ile ortak hareket etmeye çağırıyoruz. Bu doğrultuda 17 Nisan'ın Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü olarak kabul edilmesinin ve sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik yasa talebimizin yaşama geçirilmesinin önemli bir adım olacağını tüm kamuoyu önünde Sağlık Bakanlığı'ndan talep ediyoruz."
Haber: Batuhan Güçlü
YORUMLAR