Süheyl Kırkıcı; "Bir Ölür Bin Geliriz!"
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şube Başkanı Süheyl Kırkıcı, 2 Temmuz Sivas Katliamı’nın 27’nci yıl dönümüyle ilgili yaptığı açıklamada, “Maraş, Çorum, Malatya ve Sivas… Sivas’tan sonra da durmadı ne yazık ki. Gazi’de, Gezi’de bütün bu süreçlerde canlarımız kimi zaman birer birer, kimi zaman kitlesel olarak yok edilmek suretiyle sindirilmek istendi. Ancak bu hiçbir zaman mümkün olamadı, olamaz da zaten çünkü içimizden düşen her can başka bir yerde tohum olarak yeşerir” dedi.
Editör: Yaz Dostum
02 Temmuz 2020 - 23:46 - Güncelleme: 02 Temmuz 2020 - 23:54
Madımak Otelinin ateşe verilmesiyle içerisinde bulunan 33 aydın ve 2 otel çalışanının yanarak katledilmesinin üzerinden 27 yıl geçti. Katliamın yıl dönümünde Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Silivri Şubesi Silivri Cemevi'nde anma etkinliği düzenledi. “Madımak’ın ateşi içimizi yakmaya devam ediyor” diyen Şube Başkanı Süheyl Kırkıcı, Sivas katliamının hesabını sormaya devam edeceklerini ve barışın, huzurun, demokrasinin hüküm sürdüğü bir ülke için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini bildirdi.
“27 YILDA ADALET YERİNİ BULMADI”
Süheyl Kırkıcı, anmada şunları söyledi: “Değerli canlar, bugün 2 Temmuz. 27 yıl önce 35 canımız Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için gittikleri Sivas’ta diri diri yakıldılar. Ne yazık ki aradan geçen 27 yıla rağmen bu ateş içimizi yakmaya devam etmekte. 27 yıl boyunca gerçeğin peşinde koşan Aleviler, aydınlar, devrimciler, yurtseverler çok fazla yol aldığımızı söyleyemem ama gerçekler ortaya çıkarılıncaya kadar bu mücadelenin sürdürücüleri olarak bu mücadeleyi sürdürmeye kararlı olduğumuzu bugün burada bir araya gelerek bir kez daha göstermiş olduk.
“TARİHİMİZİN KARA LEKESİ”
Dünya tarihinde çok az vaka vardır böyle insanları yakarak sindiren, insanları yok ederek onların hak arama mücadelesinin önünü kesmeye çalışan... Ne yazık ki ülkemizde fazlasıyla var. Daha önce Maraş’ta sonra Çorum’da sonra Malatya’da ve Sivas’ta… Sivas’tan sonra da durmadı ne yazık ki… Gazi’de, Gezi’de bütün bu süreçlerde canlarımız kimi zaman birer birer kimi zaman kitlesel olarak yok edilmek suretiyle sindirilmek istenmiştir. Ancak bu hiçbir zaman mümkün olamadı, olamaz da zaten çünkü içimizden düşen her can başka bir yerde tohum olarak yeşerir.
“ONLAR GİBİ OLMAYACAĞIZ!”
Sevgili canlar, bugünler acılı günler ama bir arada mücadelemizi yükselteceğiz ve esas olan bizi yok etmek isteyen çevrelere karşı güzelliklerimizle, çiçeklerimizle, gülücüklerimizle, aydınlık geleceğimizle karşı durarak yanıt vereceğiz. Asla bizi yok etmek isteyenlerin yöntemleriyle hareket etmeyeceğiz çünkü vicdan bizim inancımızda en yüce değerdir.
“ALEVİ’SİYLE, SÜNNİ’SİYLE KARDEŞÇE YAŞAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bu gibi anma günleri bizim mücadele azmimizi çelikleştirmeli, güzel günlere olan kardeşçe, barış içinde bu ülkede yaşama umudumuzu yeniden oluşturacağımız bir gün olarak değerlendirmeliyiz. Elbet yasımızı tutacağız ama geleceğe olan inancımızı farkındalık ve dayanışma duygusuyla önümüze hedef olarak koymamız gerekiyor. Bu eylem özünde Alevilere karşı yapılmış gibi görülebilir ama asla yalnızca Alevilere karşı değildi; az önce söylediğimiz gibi tüm yurtseverlere, demokratlara, aydınlara, devrimcilere, bu ülkenin bütün güzel değerlerine karşı yapılmış bir eylemdi. Ama bizde yalnız değiliz. Aleviler, Bektaşiler, solcular, sosyalistler, devrimciler, yurtseverler, bu ülkenin bütün farklılıkları, Alevi’sinden Sünni’sine hepimiz kardeşlik duygusuyla var olacağız ve bizi karanlığa mahkum etmek isteyen güçlere karşı dimdik ayakta duracağız.”
Konuşmaların ardından yitirilen canlar için Alevi dedesi tarafından gülbeng okundu.
Haber : Batuhan GÜÇLÜ
YORUMLAR