Silivrispor karıştı malumunuz.
Taylan Güraslan, “15 yıldır Silivrispor'a tahsis edilmiş olan Otogar, Otopark ve son olarak geçtiğimiz yıllarda tahsisi yapılmış Engelsiz Kafe kulübümüzün himayesinden alınıyor. Bunun Silivrispor'da futbol oynamış bir Belediye Başkanı tarafından yapılmasını asla tasvip etmiyoruz” ifadeleriyle ayan beyan içini döktü, kılıçları çekti de diyebiliriz.
Aslında Güraslan, Şubat ayında bir basın toplantısı gerçekleştirmiş orada “isim vermeden” yaptığı açıklamalarda adeta ''Play off mücadelesi verdiğimiz şu zor dönemde yalnız kaldık, yalnızlığa terk edildik” çıkarımında bulunmuştu.
Kulübe destek sağlamak amacıyla düzenlenen Silivrispor Dostluk ve Dayanışma Gecesi Yemeğiyle alakalı söylentilere açıklık getirirken de o güne kadar belediyeden sadece 150 bin TL nakdi yardım aldıklarını belirtmişti. “Biz bu yola ‘bütün giderlerimizi belediye karşılasın, bütün parayı belediye versin, bizde koltuğumuzda rahat rahat oturup kulübü yönetelim’ diye çıkmadık. Zaten belediyemizden böyle bir söz de almadık” dese de “Geçmişe dönük baktığımız zaman belediyenin 1 milyon lira nakdi yardım yaptığı seneler olmuş” diyerek evdeki hesabın çarşıya uymadığını peşi sıra dile getirmişti. Kulübün geçmişe dönük borçları, icradaki dosyalar, ulaşım ve konaklama giderleri vs. vs. türlü gider kalemleri altından kalkılması çok güç sorunlar yarattı.
Nitekim iç anlaşmazlıklar da patlak verdi. Silivripor’a çok kez karşılık beklemeksizin destek sunan İkinci Başkan Ömer Tabala ve birkaç isim noktayı koydu, yönetimle olan yolunu ayırdı.
Burada neden’i sorgulamak ya da Volkan Yılmaz’ı ve izlediği politikayı dejenere etmek kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Koronayla yatıp kalktığımız şu günlerde yeni bir krize hiç gerek yok doğrusu.
Silivrispor’u yönetmeye talip olmak sevgili Can Dağaşan hocamın da dediği gibi ateşten gömlek giymekle eş değer. İmtihanı bol, sorumluluğu ağır bir görev. Güraslan’ın iyi niyetinden şüphem yok zaten tüm derdi Silivrispor ama arada başından beri ciddi bir iletişim kopukluğu olduğu da aşikar.
Yakından takip eden bir basın mensubu olarak Başkan Yılmaz’ın söyledikleriyle yaptıklarının şimdiye kadar çelişmediğini söylemem yanlış olmaz. Özü sözüne uyar bir yönetim anlayışı sergiliyor. Yeni dönemde özellikle çocuklara ve gençlere yönelik sportif, sanatsal, sosyal, eğitim ve kültürel hizmetlere ayrı bir önem verildiğini görmekteyiz. Silivrispor’u yalnız bırakmak, kendi kendini cezalandırmak olur ki kimse böyle bir düşünceyle hareket etmedi bugüne kadar. Ekibiyle birlikte Silivrispor için sürdürülebilir bir geleceği mümkün kılan projeler üzerinde durduğuna can-ı gönülden inanıyorum.
Bu noktada genel bir değerlendirme de yapmış bulunmak adına Yılmaz’ın görevde 1 yılını geride bırakırken en önem verdiği hususlara dikkat çekmek istiyorum;
1.Tasarruf.
2.Gelir kaynaklarını artırma.
3.Gelir-gider dengesini gözeterek hizmet etme.
Bu bir yılda yönetim anlayışını üç sac ayağı üzerine oturturken; belki de kent kaynaklarının halka adil ve hakkaniyetli dağıtılması noktası kendisini en çok düşündüren husus olmuştur. Depremdi, korona illetiydi derken ülkemizin dalgalı finansal piyasasını da hesaba katarsak bin düşünüp bir hamle yaptığını söylemek yerinde olur.
Tabiri caizse kısa çöp uzundan elbet hakkını alacaktır. Biraz sabır, biraz zaman...
YORUMLAR