**
Değerli Dostlar! Rabbimiz, insan oğluna bahşettiği ruh ile birlikte birde akıl nimetini sunmuştur ki; zaten insan oğlunu diğer canlılardan üstün kılanda yüce yaratıcının kendi nefhasından bahşettiği ruhi yapı ve akıl nimetidir. Bunun için Rabbimiz, aklı olmayan kişiyi İslami emirlerle sorumlu tutmamıştır. Yani Ku'an’da vaaz edilen haramlar ve helallerden aklı olmayan kişiler varestedir. Yani sorumlu değillerdir.
Değerli Dostlar! Yüce yaratıcı Kur'anı Kerim’de elli ayette insana bahşedilen akıl nimetini kullanmasını istemektedir. Yani insan, Kur'an ayetlerini okurken ve yaşarken akıl ve idrak ile hareket etmelidir. “Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir."
(HAC SURESİ / 65)
Dikkat ederseniz, yüce yaratıcı bu ayetinde yer yüzündeki hareketlerden ve denizde akıp giden gemilerden bahsederken, aslında yer çekimini ve suyun özgül ağırlığını yanı suyun kaldırma gücünü vurgulamak istiyor. Elbette ki akıl sahibi insanlar zaten bu ilahi kudreti araştırıp buldular. Fakat bulanlar yine Müslümanlar değiller. Yani Rabbimiz, Kuran’daki elli ayette akıl ve idrakin öneminden bahsettiği halde; Kuran’ı okuyan mü’minler akıl ve idrakten yoksun hareket ediyorlar.
Rabbimiz, gezip görmenin Allah’ın kudretini hatırlamak için çok önemli olduğundan bahsediyor, Müslümanlar antik kentleri gezen turistleri katlediyorlar. Sizce mümin geçinen bu kişilerin takındıkları tavır Kur'an ayetleriyle çelişki arz etmiyor mu? Elbette ki çelişki arz ediyor.
Rabbimiz elli ayette bilim ve akılcılığa dikkat çekerken mü'minler Kur'anı yalnız cennet ve cehennemle ilişkilendiriyorlar. Rabbimiz yarattığı her şeyi bir hesaba göre formüle ettiğinden bahsederken, müminlerin arzı kürrede insana neler sunulduğundan haberleri yoktur.
Şimdi bir soralım, Kur'anı yalnız dua ile bütünleştirip, dua ayinleri tertip eden din alimlerine, atmış yıldır Mekke ve Medine’de yapılan dualar ve beddualar dahil olmak üzere Rabbimizden Filistin’e necat, İsrail’e helak dileriz. Rabbimize bu konuda yalvarıp gözyaşı dökeriz. Nerde bizim dualarımız? Nerde duası kabul olduğuna inandığımız Allah dostlarının duaları? Nerede göz yaşı dökerek yaptığımız yakarışlarımız? Rabbimiz neden kabul etmiyor? Baksanıza bir kere, biz Filistin’in esaretten kurtulup hayat bulması için dua ediyoruz, Filistin tükendikçe tükeniyor. İsraill’in helak olması için beddua ediyoruz, İsrail dünya devleti olup çıkıverdi. Amerika’ya bile kafa tutuyor. Dünyadaki saygın Müslüman devletler tek tek İsrail’i ziyaret ederek güven bildiriyorlar.
Ey İslam’ı cübbe ve sarıkla simgeleştirerek çarşafa büründüren zavallı din alimi; hani İsrail devlet olamayacaktı? Ey dua kitapları satarak müminleri zengin olmaya ikna edip ayinler düzenleyen din alimi senden başka kim zengin oldu söyler misin? Sende uyduruk kitaplarını satarak veya mü'minlerden topladığın zekâtlarla zengin olmadın mı? Hadi söyle.
Değerli Dostlar? Bilim ve akılcılıktan uzak yaşayan bu zavallıların peşinden gitmeyin. Rabbimiz bizlerden aklımızı kullanmamızı isterken; okunmuş kefenlerle cennet vadeden bu ahmakları artık eleştirin. Korkmayın onların duaları kabul olmaz. Şayet duaları kabul olsaydı şu an Müslümanlar zulmette olmazdı. Şayet bedduaları kabul olsaydı İsrail hayat bulup sivrilmezdi. Ey Müslüman! titre ve kendine gel. Allah senin aklını kullanman için elli tane ayet göndermiş, sen hala İslam’ı basit simgelerde arıyorsun. Ne olursunuz dini dua kitaplarından ibaret görüp Müslümanın dünyada nasibi yoktur. Dünya kafirlerin, ahiret müminlerin safsatasıyla zengin olan bu insanlara kral çıplak deyiniz.
Selam ve dua ile…
KALENDER BATTAL İRŞADİ
YORUMLAR