**
Değerli Dostlar! Ne zaman başımız sıkışsa duaya sarılırız. Ne zaman Rabbimizden bir şey istesek dua ile münacaatta bulunuruz. Ey Rabbimiz artık bizleri gör diyerek gözyaşı dökeriz.
Elbetteki müminin duası önemlidir. Ancak Müslüman önce sebeplere baş vurmalı sonrada dua ederek galibiyet istemelidir. Şayet dua tek başına yeterli olsaydı, Hz. Muhammed savaşlara kılıç kuşanmadan ve zırhını giymeden çıkardı. Yani duamız bizi korur diyerek savaş teçhizatlarına baş vurmazdı.
Dikkat ederseniz Uhud Savaşında bazı tedbirsizliklerden dolayı Hz. Muhammed’in ağzı darbe almış ve iki dişi kırılmıştı. Bakınız Rabbimiz, Enfal Süresi ayet 60’ta, “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları (tanklar, toplar, roketatarlar) hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez" buyurarak Rabbimiz bizlerden dünyevi meselelerin galibiyetle çözüme ulaşması için güçlü olmamızı, bilimde ve teknolojide düşmanlarımızdan geri kaplamamızı istemektedir.
O halde bizler neden bu konulardan uzaktayız. Bilgi işlemde neden yokuz? Akıllı telefonu neden Müslümanlar bulmadı? O akıllı telefonlar ki sahibinin aklını okuyorlar. Ben söyleyeyim şimdiki İslam aleminde toplum öncüsü geçinen bazı din alimlerimiz, olmayan mehdiye asker hazırlamakla meşgulken, bazıları da Kur'an’da Rabbimizin açıkladığı dünyevi üstünlük için gerekli olan bilimsel mecburiyeti bir yana bırakıp, kendinden menkul kerametleriyle bizleri gaflete sürüklüyorlar.
Değerli Dostlar! Şunu unutmayalım; savaşlar zahiri güçle kazanılır. Dualar ise enerji ve motivasyondur. Fatih Sultan Mehmet Han’ın döktürdüğü toplar, surları 1200 metre uzaktan dövebilecek kapasitede olmasaydı belki de yapılan dualar işe yaramayacaktı. Dikkat ederseniz fatih bizim evliyalarımızın dualarına kim karşı durabilir deme cehaletini göstermemiş, Rabbimizin Enfal Süresi ayet 60’taki emrini dinlemiş ve topların atış menzilini yükselttikten sonra Bizans’ı kuşatma altına almıştı.
Değerli Dostlar! Bizler dünyevi bilimleri, İslam’ın biz müminlere sunduğu ilahi hikmet kabul ediyoruz. Bunu haykırmaya çalışıyoruz. Kur'an’daki bilim gerçeğine gözlerini kapayan sahte din alimlerinin yanında olamayız. İslam aleminin düştüğü bu zilletten ancak dünyevi bilimleri yeniden tanımakla ve özümsemekle kurtulacaklarına inananlardanız.
Dikkat ediniz! İstanbul yani Bizans, yezit zamanında da kuşatıldı. Eba Eyyubi El Ensari yaşlı olduğu halde peygamber duasına mazhar olmak için Yezid’in ordusuna katılmıştı. Yani Yezid’in ordusunun yarısından çoğu, sahabe ve diğer yarısı da sahabe çocuklarıydılar. Duaları hak katında makbul kişilerdi. Fakat fetih onlara nasip olmadı. Çünkü silah bakımından Bizans’ı eğecek güçte değillerdi.
Değerli Dostlar! Artık şunu kabul edelim. Dünyevi bilimler Kur'an ın bizi teşvik ettiği bilgilerdir. Derhal behemehal yeniden ele alınmalıdır.
Selam ve dua ile…
Kalender Battal İRŞADİ
YORUMLAR