Batuhan Güçlü

Batuhan Güçlü


Silivrispor, Bağış Dayatmaları ve Yılmaz Lise

25 Nisan 2024 - 20:02 - Güncelleme: 25 Nisan 2024 - 20:32

**
Sevgili dostlarım, Silivrispor konusunu mümkün olduğunca siyasetten uzaklaşıp elimde tutmaya çalışıyorum. Yazdıkça da bana, “Sen sadece olumsuzları yazıyorsun. Galibiyetlerimizi yazmıyorsun, takım başarılı” diyenler çıkıyor. Her zaman söylediğim gibi ortada dönen oyunlar varsa oraya ben çomağı sokarım. 


Şimdi, şöyle bir bakalım;

“Bağış dayatmaları” ile konuya başlayalım. İlçemizin güzide takımı Silivrispor ne yazık ki son günlerde büyük soru işaretleri taşıyan bağış konuları ile gündemde. Dikkatinizi çekmek isterim ki “şahıs hesaplarına” toplanan paraların akıbetiyle ilgili Kulüp Başkanı Nuri Çolakoğlu, uzun bir süredir hiçbir açılama getirmedi. Belli ki şeffaflıktan uzak yönetim anlayışı noktasında istikrarını koruma taraftarı kendisi. Bunları haberleştirdiğimizde “Takım başarılı” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Konu takımın başarısı ya da başarısızlığı değil ki! Borcumuz var diye milletten para istediniz. Bu paraları neden “şahsi hesaplara” topladınız? Ne kadar para topladınız? Bu paralar nereye gitti?

“Sayın Çolakoğlu, herkesin sizin gibi araç filosu yok. Para kolay kazanılmıyor. Kumbarasında para biriktirip takıma gönderen minik kardeşlerimiz var. Sen bu paraların hesabını vermekle mükellefsin!”

Sosyal medyada başlatılan bağış kampanyaları haricinde Altyapı’da ilk kez para toplandığına şahit oldum. Sporcuların velilerine bir bilgilendirme metni gönderilerek “2.000 TL ve üzeri” bağış talep edildi. Hatta yazıda “Sponsor bulamadık, altyapıdaki yükümüzü hafifletin” şeklinde not düşüldü. İşte bunun adı dayatmadır sevgili dostlarım. Aileler hiçbir spor kulübünün finans hareketinden sorumlu değildir. Her bir Silivrispor taraftarı takımın altyapısında yeni sporcular yetişsin, bizlerin çocukları da takımda yer alsın diye kampanyalara destekte bulunuyorlar. Ama siz millete vicdan yaptırıp hem taraftardan hem de velilerinden para alıyorsunuz. Bu yaptığınız yanlış, derhal paraları ailelere iade edin. Velilerin birçoğu çocuklarının takımdan atılma kaygısı yüzünden bu dayatmaya boyun eğmek zorunda kaldı.  

A takım Play-Off oynayacak diye kulüp tarafından bir bağış kampanyası daha başlatıldı. Sosyal medyadan ayrı, sporcuların velilerinden ayrı, taraftarlardan ayrı paralar toplanıyor. Bu seferkinin adı ise, “Bayrak Kampanyası” olarak geçiyor. Yanlış anlaşılmasın bağış kampanyalarına karşı değilim ancak dayatmalara ve faili meçhul kampanyalara karşıyım. Lafa geldiği zaman “Borcumuz yok” deniyor. Konu bağışa döndüğü zaman “Geçen dönemden kalan milyonlarca borcumuz var onları ödüyoruz” şeklinde konuşuyorlar. Hiçbir kampanyadan elde edilen gelirleri bugüne dek açıklamadılar dostlarım. Paralarınız kime/kimlere/neye hizmet ediyor bu durumda bilemezsiniz sevgili dostlarım. Bağış yaparken bu belirsizlik ortamını göz önünde bulundurarak yapın.

Altyapı konusuna değinmişken sosyal medyadan beni takip edenler bilirler, Silivrispor Kulübünde Gençlik Geliştirme Direktörü olarak görev yapan Yılmaz Lise ile kırmızı-mavili ekip yolları ayırmıştı. Bende bu konuyu inceleyeceğimi söylemiştim. Durumu biraz araştırdığımda edindiğim bilgilere göre, altyapıdan sorumlu Lise’nin U19 takımına ilçemiz dışından yaklaşık 40 sporcuyu takıma dahil ettiğini duydum. Yani taraftarlar olarak bizler bizim kendi evlatlarımız top oynuyor diyerek karşılaşmaları izlerken meğer ilçemiz dışındaki gençlere alkış tutuyormuşuz.

Yönetimin alt yapıdaki gevşekliğini Lise’yi araştırdığım vakit gözlemlemiş oldum. Lise’nin sürekli sporculardan ve finans gücü sağlam kişilerden kulüpten habersiz para talep ettiği konuşuluyor. Lisans ve forma ücretlerini gerekçe göstererek görüştüğü kişilerden 65 - 150 Bin TL arası para istediği ileri sürülen Lise’nin 1 Milyon TL para topladığı iddia ediliyor. Hatta bu olayın da “Bir sporcunun kulüp binasına gelerek Bağış Makbuzu istemesi” ile birlikte ortaya çıktığı konuşuluyor. Bu iddialara açıklık getirilmeli.

Anlayacağınız takımın sosyal medya hesabında belirttiği gibi karşılıklı olarak bir fesih durumu söz konusu değil, denetimsizlikten kaynaklı bir durum.

Düşünsenize sporcusunuz velinizden bir yandan Kulüp Başkanı para istiyor, bir yandan da Kulüp Antrenörü sizi sıkıştırıp para talep ediyor. Vermezsen ne olur? Ya takımdan atılırsın ya da takımda yedek olursun.

İşte insan işin erbabı olmayınca, şahsi ikballerinin peşine düşüp sadece isim yapmak için o mevkilere gelince bunlar yaşanabiliyor.

Nuri Çolakoğlu’na başkanlık postu en az 10 beden büyük geldi. Her babayiğidin harcı değil kulüp yönetmek, o da bir heyecanla zaten isim yaparım diye oraya geldi. Bu noksanlıklarını, mali tabloda oluşturduğu kaosun üzerini kapatmak için de suskunluğa bürünerek örtmeye yer arıyor şimdi. Bence o servis işine direksiyon sallamaya devam etsin... 
 

Sadede gelirsek sevgili dostlarım, milletin paraları nereye akıyor acilen resmi belgelerle ortaya konulmalı diyorum ve demeye de devam edeceğim!


Kalın sağlıcakla…


 

YORUMLAR

  • 0 Yorum